"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - İNTİFA HAKKININ İPTALİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil- intifa hakkının iptali istekli dava sonunda Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 22/10/2021 tarihli ve 2019/1430 Esas - 2021/1536 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, babasından miras yolu ile intikal eden 176 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölümünü 2014 yılında davalı kızı ...’ya temlik ettiğini, intifa hakkını da o tarihte evli olduğu eski eşi davalı ...’ya bıraktığını, taşınmazın devir tarihinde kızı ... 18 yaşından küçük olduğu için davalı ile birlikte notere giderek taşınmazın devrinin gerçekleşmesi için kızlarına vekil olarak ... ...'i tayin ettiklerini, daha sonra evlilik birliği içerisinde sorunlar yaşanmaya başlayınca boşanma davası açıldığını, tarafların boşanmalarına karar verilerek kararın boşanma yönünden 28/09/2017 tarihinde kesinleştiğini, boşanma kararının incelenmesinden de görüleceği üzere; davalı ...'nun tarafların aile dostu olan dava dışı ... ile henüz evlilikleri devam ederken birlikte olmaya başladığını, dolayısıyla evlilik birliği içerisinde göstermesi gereken sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davalı ...'nun bu tarz tutum ve davranışları ile eşine karşı güven sarsıcı şekilde davrandığını, dolayısıyla kusurlu bulunduğunun tespit edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline ve taşınmaz üzerindeki intifa hakkının iptaline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, tapu iptali ve tescil davasının 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, tapu işleminin 17/02/2014’de gerçekleştiğini, davanın bu tarihten 4 yıl sonra açıldığını, intifa hakkı ile ilgili zamanaşımının MK 802 md.'de düzenlenmiş olup, 1 yıllık zamanaşımı süresinin mevcut olduğunu, dava konusu taşınmaz davacı adına kayıtlı iken davacının isteği ve iradesi ile ortak çocuk küçük ...'nın eğitim ve geleceğine yatırım yapmak, güvence altına almak amacı ile 17 Şubat 2014 tarihinde küçük ... adına çıplak mülkiyet satışı ile tapu tescili yapıldığını, yine davacının isteği ve iradesi ile taşınmazın intifa hakkının da ... adına tescil edildiğini, hiçbir tahdit veya şartın mevcut olmadığını, intifa hakkı tesisi ile tapu kaydının iptalinin istenemeyeceğini, bu işlemlerin yasal mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Gönen(Balıkesir) Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/03/2019 tarihli ve 2018/471 E. - 2019/372 K. sayılı kararıyla; davalı ... bakımından davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine, diğer davalı ... bakımından, davacının talebinin dayanağını ve iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile esastan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak, mahkemenin davanın davalı ... bakımından hak düşürücü süre sebebiyle reddi yönündeki hükmün kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin eşi tarafından aldatıldığını, böylece yapmış olduğu tasarruflarda aslında iradesinin esaslı şekilde sakatlandığını, bu nedenle özellikle davalı eski eş lehine kurulan intifa hakkının mutlak suretle iptali gerektiğinin izahtan vareste olduğunu, hal böyle iken davaya konu taşınmazda davalı ... lehine tesis edilmiş intifa hakkının ve söz konusu taşınmazın diğer davalı ... üzerinde kayıtlı olması nedeniyle bu tapu kaydının iptal edilerek tapu kaydının müvekkili adına tescilini talep etmek için müvekkilinin yeterli ve esaslı sebeplerinin bulunduğunun aşikar olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22/10/2021 tarihli ve 2019/1430 E.- 2021/1536 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince dava bağıştan rücu olarak nitelendirilmiş ise de, davalı ...'e yapılan kuru mülkiyetin devrinin tapuda satış şeklinde, davalı ... ... lehine irtifak tesisinin ise bedel gösterilerek gerçekleştirildiğini, tapuda satış ve bedel gösterilerek irtifak tesisi suretiyle gerçekleştirilen temliklerde davanın "bağıştan rücu" olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının iradesini sakatlayan hata, hile, ikrah olmadan resmi senedi imzalayarak dava konusu taşınmazın kuru mülkiyetini davalı kızına satış suretiyle temlik ettikten sonra aynı akit ile taşınmazda davalı eski eşine süresiz intifa hakkı tanıdığını, resmi senette yer alan intifa hakkının terkininin Yasanın 796. maddesinde yer alan koşulların gerçekleşmesine bağlı olduğunu, somut olayda ise anılan koşulların gerçekleşmediğini, davacının istinaf başvurusu yerinde olmamakla birlikte, kararın gerekçesinde hata edilmiş olması nedeniyle istinaf başvurusunun kamu düzeni bakımından kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davalı ... bakımından davanın hak düşürücü süreden reddine, diğer davalı ... bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, müvekkilinin maruz kaldığı sadakatsizliğin "irade sakatlığı" olarak değerlendirilmemiş olmasının isabetsiz olduğunu, kimsenin kendisini aile dostu ile aldatan bir eşe, bile isteye böyle bir kazandırmada bulunmayacağının izahtan vareste olduğunu, müvekkilinin tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmek için yeterli, geçerli ve esaslı sebeplerinin bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ve intifa hakkının iptali istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3.2.2. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
3.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.", hükümlerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) numaralı paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.