Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10403 E. 2022/1922 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasındaki tapu iptal-tescil/tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvuru esastan ret edilerek kesin olmak üzere karar verilmiş, anılan kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 22.11.2021 tarihli ek karar ile verilen hükmün kesin nitelikte olduğu, temyiz kabiliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteğinin reddine karar verilmiş, ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanı ...’nın 2 parsel sayılı taşınmazdaki 2. kat 5 nolu daireyi davalı torunu ...’ya hibe suretiyle temlik ettiğini, mirasbırakanın işlem tarihinde ehliyetsiz olduğunu, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, taşınmaz hibe suretiyle devredildiğinden muvazaa şartlarının oluşmadığını, yıllarca dedesine kendisi baktığı için 2011 yılında ölünceye kadar bakım akdi yaptıklarını ancak, dedesinin 2013 yılında taşınmazı hibe suretiyle devretmeye karar verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece, hibe işlemine karşı muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği, mirasbırakanın ehliyeti haiz olduğunun devlet hastanesi raporu ve tanık beyanları ile ispatlandığı gerekçesiyle muvazaaya ve ehliyetsizliğe yönelik açılan davanın reddine, tenkis iddiası yönünden yapılan değerlendirmede ise mirasbırakanın net terekesinin 640.000,00 TL olup, davacının saklı payına düşen 160.000,00 TL olduğu, davacının temlik dışı terekeden aldığı pay miktarının ise 210.000,00 TL olduğu, bu durumda davacının saklı pay miktarından 50.000,00 TL fazla pay aldığı nazara alındığında saklı payına tecavüz eden bir tasarruf işleminin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ölünceye kadar bakım akdi yapılıp sonra taşınmazın bağışlanmasının muvaazanın delili olduğunu, davalının ahlaki görevin üstünde bakımının söz konusu olmadığını, mirasbırakanın da bakıma ihtiyacı olmadığını, binanın en seçkin dairesinin davalıya verildiğini, böylelikle diğer mirasçı kız kardeşine fazla kazanım sağlandığını, önemli ölçüde mirastan yoksun kaldığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli ve 2019/1408 E. 2021/1867 K. sayılı kararıyla; temliki işlem bağış yoluyla gerçekleştirildiğinden 01/04/1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kapsamında değerlendirilemeyeceği,mirasbırakanın ehliyeti haiz olduğunun devlet hastanesi raporu ve tanık beyanları ile ispatlandığı, TMK'nin 560 ve devamı maddeleri uyarınca tenkis iddiası bakımından yapılan değerlendirme de ise temliki işlemin 03/05/2013 tarihinde gerçekleştirildiği, mirasbırakanın 27/02/2015 tarihinde öldüğü, tenkis istemini de içeren davanın Yasa'da öngörülen süre içerisinde 20/04/2015 tarihinde açıldığı, davacının 1/4 saklı pay sahibi mirasçılardan olduğu, temlike konu bağımsız bölümün mirasbırakanın ölüm tarihindeki değeri üzerinden saklı payına karşılık gelen (160.000,00 TL) değer ile mirasbırakanın temlik dışı terekesinden miras payına karşılık gelen (210.000,00 TL) değer karşılaştırıldığında, davaya konu edilen temlik nedeniyle davacının saklı payının ihlal edilmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine dair kesin olmak üzere karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz istemi 22.11.2021 tarihli ek karar ile reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, taşınmazın keşfen belirlen dava tarihindeki değerinin 2021 karar yılı itibariyle temyiz sınırının üstünde olduğunu, ek kararın kaldırılarak temyiz incelemesinin yapılması gerektiğini, önce ölünceye kadar bakım akdi yapılıp sonra taşınmazın bağışlanmasının muvaazanın delili olduğunu, davalının ahlaki görevin üstünde bakımının söz konusu olmadığını, mirasbırakanın da bakıma ihtiyacı olmadığını, binanın en seçkin dairesinin davalıya verildiğini, böylelikle diğer mirasçı kız kardeşine fazla kazanım sağlandığını, önemli ölçüde mirastan yoksun kaldığını ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı pay oranında açılan tapu-iptal tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.

3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 599. maddesi hükmü uyarınca; miras, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibarı ile hak sahibi olurlar. Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi hükmü gereğince birden çok mirasçının bulunması halinde, mirasın intikaliyle paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Böylece, mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. TMK'nin 701/2. maddesi hükmüne göre, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Bir başka ifadeyle, tereke üzerindeki hak sahipliği ortaklardan tek başına hiçbirine ait olmayıp hak sahibi olan ortaklıktır.

Bu yasal düzenlemelere göre, miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, terekedeki paylar ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların terekeye giren mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde somut ve bağımsız payları mevcut değildir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı mirasçı ... tarafından 100.000,00 TL değer gösterilmek suretiyle pay oranında tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tenkis istekli eldeki davanın açıldığı, yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın keşfen değerinin 220.000,00 TL olarak belirlendiği, davacının ½ miras payına isabet eden değer 110.000,00 TL olmasına rağmen keşfen saptanan toplam değer üzerinden fazla harç yatırdığı, saklı payın ise 160.000 TL olarak belirlendiği, yargılama sırasında davacının ölümü ile mirasçılarının davaya devam ettikleri, (V/3.2.2 ) numaralı paragrafta belirtildiği üzere yargılama sırasında ölen davacının yerine dahil olan dahili davacılar arasında elbirliği hükümlerinin geçerli olduğu dikkate alındığında, davanın miktar itibariyle 2021 yılı kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin üzerinde olduğundan ek kararın kaldırılması gerekmiştir.

Davacının esasa ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

3.3.2. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, (III.) ve (IV/3) numaralı paragraflarda belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; 1- davacının ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 22.11.2021 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, 2- Davacının esasa ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.