Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10459 E. 2022/4106 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 28/09/2021 tarihli, 2021/130 Esas, 2021/276 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 25/05/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat Gül ... ile temyiz edilen davacı ... ve vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babaları ...'dan kalan 542 ada 245 parsel sayılı taşınmazla ilgili intikal işlemlerinin yapılması için Beyoğlu 43. Noterliğinin 27/06/2013 tarihli vekaletnamesi ile kardeşi olan davalıyı vekil tayin ettiğini, vekaletin çok kapsamlı olmasından dolayı hemen ertesi gün vekillikten azlettiğini, bu nedenle intikal işlemlerinin davalı tarafından yapılmadığını düşündüğünü ve davalının intikal işlemlerini gerçekleştirmek amacı ile- tapuya davetini kabul ettiğini, kendisinin sadece babasından kalan taşınmaza ilişkin tapu kaydını alacağını düşünerek tapu müdürlüğünde belgelere imza attığını, ancak aslında adına kayıtlı payını davalıya devrettiğini sonradan öğrendiğini, söz konusu devir işleminin davalının hileli davranışları ile kendisini kandırması neticesinde gerçekleştiğini, satış iradesinin bulunmadığını ve karşılığında para almadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, miras yolu ile intikal eden taşınmazın intikal işlemlerinin 27/06/2013 tarihinde yapıldığını, intikal işlemlerinden 2,5 yıl sonra davacının paraya ihtiyacı olması nedeniyle taşınmazın bir kısmını kendisine satmayı teklif ettiğini, davacının intikalden haberi olmadığına ilişkin iddianın gerçeği yansıtmadığını, satış işleminin gerçek olduğunu, satış bedelini davacıya elden ve nakden ödediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli, 2016/71 E., 2018/163 K. sayılı kararıyla; iddianın sübut bulduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili, sözlü yargılamada beyanda bulunma haklarının taraflarına verilmemiş olduğunu, davalının savunma hakkının kısıtlandığını, davacı yararına hiçbir delilin bulunmadığını, taraflar arasındaki satış esnasında para alışverişini gören emlak işleri ile iştigal eden ... adlı tanığın beyanının hükme esas alınmadığını, davacının iddialarının gerçeklikten uzak olduğunu, davacı tarafın hata ve hile iddialarını ispatlayamamış olduğunu, ilk derece mahkemesince davacı adına intikal işlemlerinin davalı tarafından alınan vekaletname ile aynı gün yapıldığını bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu gerekçe göstererek hüküm tesis edildiğini ancak ülkemizde bugün emlakçı vasıtası ile tapu işlemleri yapılabildiğini ve tapu alım satım ve intikal vs işlemlerinin aynı gün yapılabildiğini, davacının da beyanı doğrultusunda vekaletnameyi verdiğinden hemen sonra vekillikten müvekkilini azletmesinin olayın bilincinde olduğunu, bu hususun da hata ve hile olmadığının kanıtı olduğunu, müvekkilinin karşı tarafı aldatmak ve hile yapmak kastıyla hareket etmiş olsaydı tapunun tamamını talep edebileceğini, davalının satış işlemlerini davacının bilgisi dahilinde yaptığını ve kardeşinin ihtiyacı kadar olan kısmını tapu önünde kendi beyanı imzası ile satın aldığını, davalının emekli maaşı, kendine ait minibüsü bulunduğunu ve özel bir şirkette halen çalıştığını, tanık beyanlarından da davalının maddi gücünün bulunduğunun anlaşıldığını, buna rağmen mahkemece davalının taşınmazı satın alabilecek durumda olmadığı tespiti yapıldığını ve hukuki bir gerekçeye dayandırılmadığını, eksik inceleme ile usul ve yasaya aykırı karar verildiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 15/01/2019 tarihli, 2018/1430 E., 2019/73 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 09/03/2021 tarihli, 2019/1246 Esas, 2021/1326 Karar sayılı ilamıyla; "Hal böyle olunca, HMK'nın 184. maddesi hükmü gereğince, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için taraflara söz verilip tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, tüm taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bırakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yasal düzenlemeler gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesi ile sair hususlar incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/09/2021 tarihli, 2021/130 E., 2021/276 K. sayılı kararıyla; davalının satış sözleşmesini davacının iradesini sakatlayarak imzalattırdığı, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili, resmi şekle uygun olarak yapılan satış işleminin geçerli olduğunu, yerel mahkemece öğretilmiş ve duyuma dayalı tanık beyanlarına itibar edildiğini, hukuka aykırı delil olan ortam dinlemesi kayıtlarının yerel mahkemece hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki taraflar arasında geçtiği iddia edilen gerçeğe aykırı konuşmanın hiç bir kısmında davaya konu iddiaları destekleyen bir konuşma mevcut olmayıp aksine davacının özgür iradesi ile bilinçli olarak tapuya giderek davalıya pay satışını gerçekleştirdiğinin, yapılan işlemin gerçek olduğunun anlaşıldığını, davacının hata ve hile iddiasını ispatlayamadığını, tapu işlemlerinde telefon numarası göstermenin zorunlu olmadığını, yalnızca telefon mesajına yahut davacının ev hanımı olması dayanak gösterilerek resmi memur huzurunda yapılan işlemde irade sakatlığından söz edilemeyeceğini, intikal işlemlerinin tamamlanmasını müteakip davacı tarafından azil işleminin yapılmasının da davacının vekaletnamenin verilme amacının gerçekleştiğini, işlemin tamamlandığını bildiğini ve olaylara vakıf olduğunu gösterdiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

6.3. Değerlendirme

Kararın (V/2.) paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V/3.) paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 59.792,47 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 25/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.