"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - ALACAK
Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine dair kararın, davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuru kabul edilerek değişik gerekçe ile davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 25/01/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat Mithat Konuk geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı taraf, dava konusu 30 nolu parseldeki evinin satışı için davalı ile anlaştıklarını ve satışın yapıldığını ancak satış bedelinin ödenmediğini, davalının ″kredi çekip ödeyeceğim″ demesine rağmen kredi çekildikten sonra da bedelin ödenmediğini, hile ile kandırıldığını ileri sürerek, tapu iptali-tescile, aksi takdirde satış bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf, hak düşürücü sürenin geçtiğini, ayrıca satış bedelinin de ödendiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.03.2020 tarihli ve 2018/498 Esas - 2020/100 Karar sayılı kararıyla; iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Satış bedelinin ödenmediğinin tüm tanıkların anlatımları ile de ortaya konulduğu, davalı tarafın satış bedelini ödediğinin ispat edilemediği, satış bedelinin alındığına ilişkin resmi senedin imzalanmasının bir prosedür işlemin geçerlilik şartı olduğu, davacının davalı tarafa duymuş olduğu güven ilişkisine binaen davalı tarafın satış bedelini ödemesinin beklendiği, Yargıtay kararlarında da açıkça belirtildiği üzere davacının sırf işlemin geçerlilik şartının yerine getirilmesi için resmi senede imza atmasının satış bedelinin ödendiği hususunu doğurmadığı ileri sürülmüştür.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.12.2020 tarihli ve 2020-911-1311 sayılı kararıyla; ″... davacının malik olduğu dava konusu taşınmazın 19.01.2016 tarihli ve 1343 yevmiye numaralı işlem ile 110.000,00 TL bedel gösterilerek davalıya satıldığı anlaşılmaktadır. Davacı bedelin tapuda ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının parayı toparlayamadığını söyleyerek bedeli ödemediğini, sonrasında ise kredi çekmek suretiyle ödeyeceğini söyleyerek kendisini oyaladığını, kredi çekme aşamalarını yakından takip ettiğini, bankadan 280.000,00 TL kredi çekildiğini ileri sürdüğü, kredinin dava dışı davalının akrabasına ait Dira Çelik Şirketi tarafından 16.03.2016 tarihinde 140.000,00 TL olarak çekildiği, taşınmazın teminat olarak gösterildiği kayıtlardan anlaşıldığına göre davanın satış tarihinden en geç kredinin çekilme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekirken, süre geçirildikten sonra 18.08.2018 tarihinde açıldığı, davacının öğrenme tarihinin sonraki bir tarih olduğunu ileri sürmediği, bu nedenle davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerekirken esastan reddine karar verilerek gerekçede hata edildiği gözönüne alınarak davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş ise de kamu düzeni yönünden başvurunun kabulü ile kararın HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince düzeltilerek yeniden hüküm kurulması gerekmiştir″ gerekçesiyle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/03/2020 tarihli ve 2018/498 Esas, 2020/100 sayılı kararının 6100 sayılı HMK'nın 353-(1)-b/2 maddesi uyarınca kaldırılmasına,
Davacının davasının hak düşürücü süre nedeni ile REDDİNE,
karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davada ileri sürülen iddialar tekrarlanarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istenilmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ″hile″ hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 36/1. ve 39/1. maddeleri ile aynı Kanun'un 246. maddesi delaletiyle 235. maddesi.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hak düşürücü süre yönünden kararın (IV/3) nolu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesine ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 246. maddesi delaletiyle 235. maddesi çerçevesinde satış bedelinin ödenmediğinin kanıtlanamamış olmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.