Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10568 E. 2022/1951 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın davalıya yaptığı taşınmaz devrinin muvazaalı olup olmadığı ve davacı mirasçıların tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında, davacıların mirasbırakan tarafından davalıya devredilen taşınmaz paylarının, mirasçılardan mal kaçırma amacıyla devredildiğinin tespit edildiği ve hükmün elbirliği mülkiyeti hükümlerine uygun hale getirilerek düzeltilmesi gerektiği gözetilerek, hüküm düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece mahkeme kararının bozulmasına dair verilen karara Mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...'ün 122 ada 14(eski 104), 119 ada 10(eski243), 103 ada 33(eski 251), 120 ada 1(eski 277), 103 ada 38(eski 350) parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını kardeşi olan davalı ...’a satış göstermek suretiyle devrettiğini, temlikin bedelsiz, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada davacılardan ...'in ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakan kardeşinin taşınmazlarını paylı olması nedeniyle başkasına satamadığını, taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuş, aşamada ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17/05/2016 tarihli ve 2014/295 E., 2016/240 K. sayılı kararıyla; temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 21/01/2020 tarihli ve 2016/18069 E., 2020/303 K. sayılı kararıyla; ''...Somut olaya gelince; mahkemece mirasbırakan tarafından yapılan temlikin muvazaalı olup olmadığı konusunda yeterli bir araştırma yapıldığını söylebilme imkanı yoktur. Öte yandan, davalı satış bedelini mirasbırakana ödediğini belirterek 1959 tarihli adi yazılı belgelere delil olarak dayanmış olup, mahkemece bu deliller de değerlendirilmeden sonuca gidilmiştir. Hâl böyle olunca, muris muvazaası iddiası yönünden taraf delillerinin eksiksiz toplanması, davalının dayandığı belgelerin değerlendirilmesi, mirasbırakan adına olan tüm taşınmaz kayıtlarının getirilmesi, mirasbırakanın davacılar ve davalı ile olan beşeri ilişkisinin belirlenmesi, lüzumu halinde daha önce dinlenen tanıklar yeniden çağrılarak yukarıdaki ilkeler gözetilmek suretiyle beyanlarının alınması, tespit edilen olguların tüm delillerle birlikte değerlendirilerek mirasbırakanın çekişmeli temlikindeki gerçek irade ve amacının mal kaçırmak olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir'' gerekçesiyle mahkemenin kararı bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 03/06/2021 tarihli ve 2020/22 E. 2021/107 K. sayılı kararıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu 38 ve 33 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; 2006 tarihli dava konusu temlikin, 1959 tarihli devir anlaşmasının infazı mahiyetinde gerçek satışlar olduğu gerekçesiyle davanın reddine; dava konusu diğer taşınmazlar yönünden mirasbırakanın iradesinin mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik olduğu, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın 122 ada 14 parsel, 120 ada 1 parsel, 119 ada 10 parsel yönünden kabul edildiğini ve kabul kararında hukuka aykırılık bulunmadığını, hükmün bu taşınmazlara ilişkin olan 1. maddesinin onanmasını, ancak dava konusu 103 ada 33 ve 38 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 1959 tarihli devir anlaşmasının geçerli olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, devredildiği iddia edilen taşınmazlar o tarihte tapulu olduğuna göre yalnızca ilgili Tapu Müdürlüğünde devir yapılması gerektiğini, geçersiz sözleşmeden 50 yıl sonra, 50 yıl önceki satış iradesinin uygulamaya döküldüğünün kabul edilemeyeceğini, geçersiz bir sözleşmeye dayanan kişinin edimin ifasını değil yalnızca karşı tarafa verdiği şeylerin geri iadesini (zamanaşımı da gözetilerek) isteyebileceğini, 1959 tarihli yazılı belgenin üzerindeki imzaların tasdik edilemediğini, ilgili belgeyi hatırlayan tek tanık dahi olmadığı için söz konusu belgenin hükme esas alınmasının mümkün olmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın 103 ada 33 ve 38 parseller yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

5.2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kısmen kabulüne yönelik kararın haksız, yanlış ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, tanıklarının beyanlarının yok sayıldığını, 1959 yılı bedel belirlemesinin yanlış olduğunu, rapordaki rakamların gerçeği yansıtmadığını, mirasbırakanın sattığı taşınmazları ölünceye kadar kullandığı ve bunun da muvazaya delil olduğu yönünde gerekçe tesis edildiğini, bu kanıya nereden varıldığının anlaşılamadığını, hiç kimsenin çocuklarına kalmasın diye kardeşine mal kaçırmayacağını, devirlerin bedeli ile yapılmış gerçek satış olduğunu, mirasbırakan...'nin taşınmazları kullanmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın kabule ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

6.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kararın (IV./2) no.lu bendinde yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, kararın (IV./3) no.lu bendinde yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Tarafların işin esasına yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir.

6.3.2. Ancak, somut olayda, dava konusu taşınmazların tamamı verasette iştirak halinde mirasbırakan ve diğer paydaşlar adına kayıtlı iken, mirasbırakanın taşınmazlardaki paylarının tamamını ölen davalı ...'a devrettiği, taşınmazların halen bu şekilde kayıtlı olduğu yani elbirliği mülkiyetine tabi olduğu anlaşılmakla, mahkemece davanın kabulüne karar verilen taşınmazlar yönünden davalı adına kayıtlı 1/5 payın iptal-tescili şeklinde hüküm kurulmuş olması doğru değil ise de değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekir.

VI. SONUÇ:

1.Kararın (IV/6.3.1.) no.lu bendinde açıklanan nedenlerle; tarafların yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine,

2.Kararın (IV/6.3.2.) no.lu bendinde açıklanan nedenlerle; tarafların temyiz itirazının değinilen yönden kabulüne;

3.Hükmün 1/A, 1/B ve 1/C bentlerinin hüküm yerinden çıkarılarak yerlerine;

1/A bendi olarak;

''A-Dava konusu İzmir ili, Menderes ilçesi, Sancaklı mahallesi 122 ada 14 parsel (eski 104)'de davacıların mirasbırakanı ... tarafından davalıların mirasbırakanı ...'e devredilen payın tapu kaydının davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... ...'nın Menderes Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/05/2016 tarih 2016/375 E. 2016/400 K. sayılı Veraset İlamı ve İzmir 30. Noterliğinin 31302 yevmiye nolu 26/11/2020 tarihli Mirasçılık Belgesindeki payları oranında iptali ile aynı oranda davacılar adına tesciline,

1/B bendi olarak;

''Dava konusu İzmir ili, Menderes ilçesi, Sancaklı Mahallesi 120 ada 1 parsel (eski 277)'de davacıların mirasbırakanı ... tarafından davalıların mirasbırakanı ...'e devredilen payın tapu kaydının davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... ...'nın Menderes Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/05/2016 tarihli ve 2016/375 E., 2016/400 K. sayılı Veraset İlamı ve İzmir 30. Noterliğinin 31302 yevmiye nolu 26/11/2020 tarihli Mirasçılık Belgesindeki payları oranında iptali ile, aynı oranda davacılar adına tesciline,

1/C bendi olarak;

''Dava konusu İzmir ili, Menderes ilçesi, Sancaklı Mahallesi 119 ada 10 parsel (eski 243)'de davacıların murisi ... tarafından davalıların mirasbırakanı ...'e devredilen payın tapu kaydının davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... ...'nın Menderes Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/05/2016 tarihli ve 2016/375 E., 2016/400 K., sayılı Veraset İlamı ve İzmir 30. Noterliğinin 31302 yevmiye no.lu 26/11/2020 tarihli Mirasçılık Belgesindeki payları oranında iptali ile, aynı oranda davacılar adına tesciline,'' cümlelerinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harçların yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.