Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10641 E. 2022/1940 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil, olmazsa tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın dahili davalılar vekilince istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar dahili davalılar vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olup; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan annesi ...’in 140 ada 8 parsel sayılı taşınmazını dava dışı kızı ... ...’in komşusu ve yakın arkadaşı olan davalı ...’ye satış suriyle temlik ettiğini, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücünün bulunmadığını, diğer yandan kanser hastası olan mirasbırakanın akit tarihinde işlem yapma ehliyetinin de bulunmadığını, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde rayiç değerinin tespiti ile miras payına isabet eden bedelin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap vermemiş, aşamada davalı vekili beyanlarında, satışın gerçek olduğunu, taşınmazın bedeli karşışılığında satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuş, davalının yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, temlik tarihinde mirasbırakanın ehliyetli olduğunun Adli Tıp Kurumu raporuyla saptandığı gerekçesiyle ehliyetsiz iddiası yönünden davanın reddine, muris muvazaası iddiası yönünden ise temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Dahili davalılar vekili; ehliyetsizlik iddiası yönünden davanın reddinin doğru olduğunu, muris muvazaası yönünden ise tapuda gösterilen bedel ile gerçek değerin aynı olmamasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, ülkemizde yapılan satışların çoğunda gerçek bedel üzerinden satış yapılmadığını, bu durumun muvazaanın delili olmayacağını, davacının iddialarını ispata yarar tanık beyanları dışında başka hiç bir delil bulunmadığını, tanık beyanlarının da çelişkili olduğunu, kararın eksik inceleme sonucu verildiğini, tanıkların karardan yarar sağlayacak kişiler olup beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, kaldı ki kabul anlamına gelmemek kaydı ile satışın gerçek olmadığı düşünüldüğünde mirasbırakanın gerçek iradesinin mal kaçırmak mı yoksa miras payının dağıtımı mı olduğu hususu araştırılmadan karar verildiğini belirterek, kararının kaldırılmasını istemişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 06/10/2021 tarihli ve 2020/1296 E., 2021/1364 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın çekişmeli taşınmazı dava dışı kızı ... ...'e devrinin sağlanması amacıyla kızının arkadaşı olan davalı ...'ye temlik ettiği, temlikin mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu, ilk derece mahkemesince muris muvazaası iddiası yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya, maddi vakıalara aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle dahili davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalılar vekili vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Dahili davalılar vekili, muris muvazaasına dayalı davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tapuda gösterilen satış bedeli ile gerçek değer arasındaki farkın tek başına muvazaanın delili olamayacağını, davacının tanık beyanları dışında iddiasının ispatlayacak hiçbir delili bulunmadığını, tanıkların da mirasbırakanın mirasçıları olup, verilen karar sonucu hak sahibi olacaklarından beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, ayrıca mahkemece tanıkların iki kez dinlenmesinin hiçbir gerekçesinin bulunmadığını, davalının taşınmazı satın alma gücü bulunup bulunmadığı yönünde hiçbir araştırma yapılmadığını, satışın gerçek olduğunu, satış bedelinin davalı tarafından mirasbırakana ödendiğini, satış bedelinin terekeden çıkmamış olmasının davalıyı ilgilendirmeyeceğini, bir an için muvazaa kabul edilse dahi mirasbırakanın ölmeden önce tüm çocukları arasında mirasını paylaştırdığını, mal kaçırma kastının bulunmadığını, mahkemece eksik araştırma sonucu karar verildiğini, temlikin muvazaalı olmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Ehliyetsizlik

Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) ″fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir″ biçimindeki 9. maddesi hükmüyle hak elde edilebilmesi, borç (yükümlülük) altına girilebilmesi fiil ehliyetine bağlamış, 10. maddesinde de fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olma kabul edilmiş, ″ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.″ hükmü getirilmiştir. ″Ayırtım gücü″ eylem ve işlem ehliyeti olarak da tarif edilerek aynı Kanun'un 13. maddesinde ″yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.″ denmek suretiyle vurgulanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına işaret edilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu Kanun ile öteki kanunların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.

Hemen belirtmek gerekir ki, TMK'nın 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından, karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmaz (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı 11.06.1941 tarih 4/21).

3.2.2. Muris Muvazaası

Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; dahili davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 5.063,01 TL bakiye onama harcının temyiz eden dahili davalılardan alınmasına, 10/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.