Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10811 E. 2022/2668 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : YARGILAMANIN İADESİ

Taraflar arasında görülen yargılamanın iadesi istekli dava sonunda Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/12/2020 tarihli ve 2018/647 Esas - 2020/742 Karar sayılı kararı ile davanın usulden reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 04/10/2021 tarihli ve 2021/1083 Esas - 2021/1213 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davacı vekili ve bir kısım davalılar (yargılamanın iadesi istenen hükmün davacıları) vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Yargılamanın iadesini isteyen davacı vekili, davacılar tarafından tapu iptali ve tescil isteğiyle açılan Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/753 Esas - 2016/628 Karar sayılı davasında davalının davayı muvazaalı olarak kabul etmesi neticesinde Mahkemece, kanunda yer alan sınırlamalar dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verildiğini, kararın kanun yoluna gidilmeksizin kesinleştiğini, böylelikle 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'nun 8. maddesindeki tarım arazilerinin bölünmesi ile pay ve paydaş adedinin artırılmasına ilişkin yasaklamayı bertaraf etmek için, hileli davranışlarla 27555 ada 72 parsel sayılı taşınmazın hükmen tescilinin sağlandığını ileri sürerek, Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/753 Esas - 2016/628 Karar sayılı davasında verilen hükmün iptali ile tapu kaydının iptaline ve eski malik adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davacının iadesini istediği davada taraf olmadıklarını bu nedenle davasının dinlenemeyeceğini, davanın süresinde açılmadığını, iadesi istenilen kararın hukuka uygun olduğunu, bir kısmının taşınmazı tapu siciline güvenerek iyiniyetli olarak temlik aldığını, yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığını belirtip davanın usulden ve esastan reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/12/2020 tarihli ve 2018/647 Esas - 2020/742 Karar sayılı kararıyla, 6100 sayılı HMK'nın 375. maddesinde düzenlenen yargılamanın iadesi sebeplerinden hiçbirisinin ileri sürülmediği, tarafı olmadığı hükmün iptalini isteyen davacı İdarenin, anılan Kanun'un 376. maddesinde belirtilen üçüncü kişilerden olmadığı, aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili, dava konusu taşınmaz üzerindeki tedbirin devamına karar verilmesi gerektiğini, davacı İdarenin kanun gereği taraf sıfatını, dolayısıyla da hükmün iptalini isteme yetkisini haiz olduğunu ve davacı İdarenin görevini yerine getirmesini engelleyen Mahkeme hükmünün iptalinin gerektiğini, tarım arazisinin bölünmesi sonucunu doğuran iptali istenilen hükmün toprağın korunmasını amaçlayan 5403 sayılı Kanun'a aykırı olduğunu, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu'nun amacına uygun olmadığını, bölünme her ne şekilde gerçekleşirse gerçekleşsin, tarım arazilerinde paydaş sayısının arttırılmamasını sağlamak davacı idarenin kanundan kaynaklanan vazifesi olduğunu, mülkiyetin kişiler arasında ihtilaflı olmasının taşınmazın idare adına tesciline engel olmadığını, tarım arazilerinin kesinleşmiş mahkeme kararıyla bölünmesinin yaygın bir yöntem haline getirildiğini, söz konusu kararın Anayasa'ya, 639 sayılı KHK’ya, 3083 ve 5403 sayılı Kanunların ve HMK'nın emredici hükümlerine aykırı olduğunu, iptali istenen hükmün davacı ... davalıları arasında muvazaanın ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda tanımlandığı hali ile, dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı hareket ettiklerini, yargılamanın iadesi talepli davalarda aynı kişilerin farklı farklı dosyalarda taraf olduğunu, davacılar vekilinin, yöntemin, taleplerin, davayı kabul gerekçesinin, amacın, sonucun, ivedinin aynı olduğunu, izahatın; benzer tüm davalar için geçerli olduğunu, sürecin çok hızlı işletilmesiyle, Mahkemenin hukuki inceleme ve araştırma için yeterli vakti bulamamasının amaçlandığını, davalının iyiniyetli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmadığını, iptali istenilen hükmün davacıları ile davalısı ve taşınmaza sonradan malik olanlar arasındaki bağlantılar, bu kişilerin başka dava ve taşınmazlarda da aynı şekilde taraf ve malik olmaları, taşınmazların, el değiştirme aralığı, gösterilen ve ödenen değeri göz önüne alındığında, korunacak bir iyi niyetin bulunmadığını, son zamanlarda, özellikle 3083 ve 5403 sayılı Yasa'ların, tarım arazilerinin bölünmemesine yönelik hükümleri ve ilgili diğer mevzuatı dolanmak amacıyla, bu tür arazilerin muvazaalı cebri satış ve tapu iptali ve tescili davalarına konu edilerek bölünmelerinin sağlandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 04/10/2021 tarihli ve 2021/1083 Esas - 2021/1213 Karar sayılı kararıyla, davacı ... Bakanlığının 5403 sayılı Yasa'nın 5. ve 6. maddesi itibariyle denetim yetkisine sahip olup bu nedenle bu Yasa'dan kaynaklanan ihtilaflar itibariyle aktif dava ehliyetinin bulunduğu, ancak iadesini istediği Konya 4. AHM'nin 2016/753 Esas, 2016/628 Karar sayılı davasında taraf olmaması nedeniyle HMK’nın 376. maddesi gereğince 3. kişi kabul edilemeyeceği, yargılamanın iadesini talep hakkının bulunmadığı, eldeki davada aynı zamanda yargılamanın iadesi ile birlikte tapu iptali ve tescil talep edilmişse de bir Mahkeme kararının başka bir Mahkeme kararı ile ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığı, yargılamanın iadesi talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve bir kısım davalılar (yargılamanın iadesi istenen hükmün davacıları) vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacı vekili, istinaf dilekçesindeki itirazlarını yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.

2.2. Bir kısım davalılar (yargılamanın iadesi istenen hükmün davacıları) vekili, davanın reddinin doğru olduğunu ancak Konya Valiliğinin veya Tarım ve Orman Bakanlığının eldeki davada aktif dava ehliyeti olmamasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince aktif dava ehliyeti olduğunun kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip kararın gerekçesinin bu yönden bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. HMK’nın 375. maddesi uyarınca; Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:

a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.

b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.

c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması

ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.

d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.

e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.

f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.

g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.

ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.

h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.

ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.

i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.

Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.

3.2.2. HMK’nın 376. maddesi uyarınca; davanın taraflarından birisinin alacaklıları veya aleyhine hüküm verilen tarafın yerine geçenler, borçluları veya yerine geçmiş oldukları kimselerin aralarında anlaşarak, kendilerine karşı hile yapmaları nedeniyle hükmün iptalini isteyebilirler.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) numaralı paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve bir kısım davalılar (yargılamanın iadesi istenen hükmün davacıları) vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 31/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.