Logo

1. Hukuk Dairesi2021/10823 E. 2022/2259 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil-tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...'ın mirasbırakan ...’ın ikinci eşi olduğunu, davalının sürekli olarak kısa süreli evlilikler yaptığını ve evlendiği kişilerin malvarlığını elde etmek amacıyla hareket ettiğini, mirasbırakanın kayden 1250/5149 payına malik olduğu 1922 parsel sayılı taşınmazı davalıyla nikah kıymadan önce 12/02/2010 tarihinde mirasçılardan mal kaçırma amacıyla davalıya bedelsiz olarak devrettiğini, dava dışı 4524 ada 29 parseldeki 2 numaralı bağımsız bölümün de 22/03/2018 tarihinde davalının oğlu ...’a devredildiğini, buna ilişkin olarak da dava açıldığını, davalının ayrıca mirasbırakanın büyük miktarda nakit parasını kendisi ve çocukları vasıtasıyla mirasbırakanın elinden aldığını, mirasbırakanın davalıya para yetiştirebilmek için evliliğinin ilk üç ayı içerisinde 10.000 TL tutarında kredi çektiğini, davalının asıl amacının kendisinin ve oğlunun borçlarını karşılamak amacıyla mirasbırakanın mallarını satmak olduğunu, bu kapsamda traktörünü sattığını, davalının bir süre sonra mirasbırakanı yalnız bırakarak evi terk ettiğini belirterek 1922 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde 1.000 TL bedelin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, ... plakalı traktör yönünden 500,00 TL satış bedelinin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasındaki ıslah dilekçesi ile davaya konu taşınmaz üçüncü kişiye devredildiğinden 1922 parsel sayılı taşınmaz yönünden 325.127,90 TL’’nin, traktör yönünden ise 1000,00 TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, satış tarihinden 7 yıl sonra açılan davanın dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, tenkise dayalı talepler yönünden 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, mirasbırakan tarafından devredilen payın müvekkili tarafından satıldığını, davacı ...’in ise şufa talebinde bulunarak bu payı satın aldığını, tapunun davacı adına kayıtlı olduğunu, müvekklinin traktör ile bir ilgisinin bulunmadığını, mirasbırakan ile müvekkili arasında bir boşanma davasının söz konusu olmadığını, davacıların iddialarının dayanaksız olduğunu, iddia edilenin aksine mirasbırakanın tüm malvarlığını Haziran 2010 tarihinde davacılara karşılıksız devrettiğini, buna ilişkin olarak Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/217 Esas sayılı dosyası ile açılan davada muvazaa iddiası kabul edilerek müvekkili lehine karar verildiğini, taşınmazın müvekkiline evlilik tarihinden önce devredildiğini, mirasbırakanın gerek kendi parası gerekse traktör parası ile davacı ...’ın çocuklarının düğün ve nişanlarını yaptığını, satış tarihinin bu tarihlerle örtüştüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14/05/2019 tarihli ve 2016/233 E., 2019/258 K. sayılı kararıyla; davaya konu traktörün mirasbırakan adına kayıtlı olması nedeniyle davacıların hukuki yararının bulunmadığı, davaya konu taşınmazda ise temliklerin paylaştırma amacıyla yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları tekrarlayarak, müvekkillerinin taşınmazların satılmasını engellemek amacıyla bedellerini ödemek suretiyle taşınmazları satın almak zorunda kaldıklarını, tasarrufların paylaştırma amacıyla yapılmadığını, Mahkeme gerekçesinde atıf yapılan emsal dosyanın müvekkilleri lehine sonuçlanarak satışların gerçek olduğunun ortaya konulduğunu, taşınmaz değerinin tespitine ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mal paylaştırmaya yönelik Mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu, davanın taraflarının veya dinlenen tanıkların bu yönde iddiasının olmadığını, davalı tanığının taşınmazın evlilik karşılığında verildiğini beyan ettiğini, müvekkiline evlilik öncesi yapılan temlikin miras hukuku içerisinde değerlendirilmesinin kabul edilemeyeceğini, taşınmazın müvekkiline bedel karşılığında temlik edildiğini, Mahkemece emsal gösterilen davanın konusunun davacılara yapılan muvazaalı satışa ilişkin olduğunu, evlilik tarihinden önce devralınan taşınmaz hissesinin evlilikten sonra müvekkili tarafından satıldığını ve bedelin mirasbırakan tarafından kullanıldığını, bu nedenle davacılara yapılan temlikle müvekkiline yapılan temlikin aynı nitelikte değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın gerekçesinin değiştirilerek onanmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 04/11/2021 tarihli ve 2019/1382 E. 2021/2033 K. sayılı kararıyla; emsal dava dosyasında verilen kararın temlikin paylaştırma amacı ile yapıldığı gerekçesiyle bozulduğu, bozma gerekçesi doğrultusunda verilen ret kararının kesinleştiği, bu şekilde mirasbırakanın mirasçıları arasında yaptığı temliklerin paylaştırma amacıyla yapıldığının kesin hüküm ile sabit olduğu, dolayısıyla mirasbırakanın davalıya yaptığı temlikin, 01/04/1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları tekrarlayarak, taşınmazın davalıya temlik tarihinde davalının mirasçı olmadığını, bu nedenle devrin mirasın paylaştırılması amacıyla yapıldığının düşünülemeyeceğini, müvekkillerinin taşınmazların satılmasını engellemek amacıyla bedellerini ödemek suretiyle taşınmazları satın almak zorunda kaldıklarını, Mahkeme gerekçesinde atıf yapılan emsal dosyanın müvekkilleri lehine sonuçlanarak satışların gerçek olduğunun ortaya konulduğunu, taşınmaz değerinin tespitine ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

3.2.3. 6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”, 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve kararın (V/3.2.) numaralı paragrafında açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/152-246 E-K. sayılı kararının kesin hüküm olduğundan bahsedilmiş ise de, tarafları ve konusu aynı olan bir dava bulunmadığından anılan dava dosyasının eldeki davada güçlü delil teşkil ettiği gözetildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) numaralı paragrafta gösterilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.