Logo

1. Hukuk Dairesi2021/1381 E. 2022/798 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, davalı oğluna vekaletname vererek taşınmazlarını torununa devretmesinin muris muvazaası olup olmadığına ve davacının tapu iptali ve tescil veya tenkis talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket etmediğinin, davacının borçları nedeniyle ve hacizli taşınmazların satıldığının, mirasbırakanın daha önce açtığı iptal davasından feragat ettiğinin ve satışların gerçek olduğunu beyan ettiğinin anlaşılması üzerine, davacının muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil veya tenkis talebinin reddine karar verilmiş ve bu karar, delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmaması gerekçesiyle onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : BOLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istekli dava sonunda Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 24/02/2021 tarihli 2021/156 Esas 2021/324 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 07.02.2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... Helvacı ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan annesi ...’nin, mirastan mal kaçırmak amacıyla davalı oğlu ...’ya vekaletname vererek, dava konusu 235, 221, 242 ada 18, 316 ada 26, 216 ada 2, 218 ada 17, 242 ada 58 parsel sayılı taşınmazları, davalı ...’dan olma torunu davalı ...’e satış yoluyla temlik ettiğini, muris muvazaası söz konusu olduğunu, mirasbırakanın, kandırıldığı iddiasıyla açtığı iptal tescil davasından feragat ettiğini ileri sürerek, tasarrufun iptalini, payı oranında tapuya tescilini, olmadığı taktirde tenkisini istemiş; davacı vekili 15/11/2016 tarihli dilekçesinde, davalı ...’nın mirasbırakanı kandırarak vekaletname aldığını ve bu vekaletname ile satışları yaptığını; 02/11/2017 tarihli duruşmada, davaya tenkis davası olarak devam ettiğini; 29/11/2018 tarihli duruşmada, davanın muris muvazaası nedeniyle iptal tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkin olduğunu beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ile ..., dava konusu 216 ada 2 ve 242 ada 58 parsel sayılı taşınmazların davalı ... tarafından izale-i şuyu satışından edinildiğini, mirasbırakandan bir geçiş olmadığını, mirasbırakanın, dava konusu 235, 316 ada 26, 218 ada 17, 242 ada 58 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak 2003 yılında açtığı davasından feragat ettiğini, anılan davada mirasbırakanın, satış işlemlerinin gerçek olduğunu beyan ettiğini, sözkonusu kararın eldeki dava açısından kesin hüküm teşkil ettiğini, mirasbırakanın, davacı oğlunun borçlarını kapatabilmek için taşınmazlarını sattığını, davacıya kefilliği nedeniyle mirasbırakanın da borçlu olduğunu, dava konusu taşınmazların üzerindeki hacizlerle birlikte satışının yapıldığını,

mirasbırakanın adına kayıtlı başkaca taşınmazları da olduğunu, asıl amacının mal kaçırmak olmadığını, alım güçleri bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlar; davalı ...’nun yargılama sırasında 01/07/2016 tarihinde ölümü üzerine mirasçıları olarak davalı oğlu ... ile dahili davalı eşi ...ve dahili davalı kızı...yargılamaya katılmışlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, dava konusu toplam 7 parça taşınmazdan 4 tanesi hakkında ( 235, 316 ada 26, 218 ada 17, 242 ada 58 parseller) yargılama sırasında tefrik kararı verilerek ayrı bir esas üzerinden yargılamaya devam edilmiş; eldeki davada yargılamasına devam edilen dava konusu 3 parça taşınmaz ( 221, 216 ada 2, 242 ada 18 parseller) hakkında, davaya tenkis davası olarak devam edildiği, davacının saklı payının ihlal edildiği gerekçesiyle davacının tenkis talebinin davalı ... yönünden kabulüne, davalı ...’ya yapılan bir kazandırma olmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın reddine, davacı tarafından davaya tenkis davası olarak devam edilmesi nedeniyle iptal tescil isteğinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı vekili istinaf itirazlarında

Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ...’in temlik tarihinde yurt dışında öğrenci olup alım gücü bulunmadığını, davalının pasaport kayıtlarının araştırılmadığını, mal kaçırma amacının açık olup, mirasbırakanın kandırılarak taşınmazların alındığını, diğer dosyalarda da bu hususun belli olduğunu, mirasbırakanın sağlığında işlemin iptali için dava açtığını ancak yine kandırılması üzerine davasından feragat ettiğini, tanıkların bu hususta dinlenmediğini ve mahkemece araştırma yapılmadan sadece tenkise karar verildiğini, taktirde hata yapıldığını, mirasbırakanın açtığı davanın gözardı edilerek iptal tescilin reddinin doğru olmadığını, muris muvazaası nedeniyle davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.2. Davalı ve dahili davalılar vekili istinaf itirazlarında

Eksik inceleme ile karar verildiğini, davalılardan ...’nın yargılama sırasında öldüğü halde onun hakkında da hüküm tesis edildiğini, yargılama sırasında dava konusu 235, 242 ada 58, 218 ada 17, 316 ada 26 parsel sayılı taşınmazlar hakkında davanın tefrikine karar verildiğini ve ayrı bir dosya üzerinden görülüp bu taşınmazlarla ilgili davanın reddine karar verildiği halde eldeki davada bu taşınmazlar hakkında tedbirin devam ettirildiğini, hatta tedbirin kaldırılıp yeniden tedbir konulduğunu, davanın anlaşılamadığını, davacı tanıklarının beyanlarının dikkate alınamayacağını, dava konusu 242 ada 18 ve 221 parsellerin davalıya ait icra borcunun ödenerek alındığının belli olduğunu, buna rağmen tenkise konu edildiğini, dava konusu 242 ada 18 parselin değerinin fazla hesaplandığını, tenkis hesabı yapılabilmesi için mirasbırakanın bütün terekesinin nazara alınması ve davacı için harcanan bedellerin de dikkate alınması gerektiğini, bilirkişi raporunun denetime açık olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 24/02/2021 tarihli 2021/156 Esas 2021/324 Karar sayılı kararıyla; davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkin olup, eldeki davada yargılamasına devam edilen dava konusu 216 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından izale-i şuyu satışından edinildiği, 221 ve 242 ada 18 parsel sayılı taşınmazların da davacının borçları nedeniyle mirasbırakan tarafından davalıya satıldığı, paraya ihtiyacı olan mirasbırakanın başkaca taşınmazlarını da sattığı, mirasbırakanın 2003 yılında davalılara karşı açtığı iptal tescil davasından feragat ettiği ve satışların gerçek olduğunu beyan ettiği, mirasbırakanın bu taşınmazları, daha önce açtığı iptal tescil davasına konu etmemesinin de gerçek satış olduğunu gösterdiği, mirasbırakan ile davacı oğlu aleyhinde icra takibi olduğu, dava konusu taşınmazların üzerlerindeki hacizlerle birlikte davalı ...’e devredildiği, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla ya da saklı payı ihlal kastıyla hareket etmediği gerekçesiyle, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davacının iptal tescil, olmazsa tenkis istekli davasının tümden reddine; HMK’nin 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Eldeki davanın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından çok hızlı bir şekilde karara çıkarıldığını, ancak kararın hatalı olduğunu, istinaf harcının süresinde yatırılmadığını, davalı tarafın istinaf dilekçesinin reddi gerektiğini, istinaf mahkemesinin kendisinin hüküm kurmasının doğru olmadığını, eksik hususların araştırılması yönünde karar vermesi gerektiğini, ıslah miktarının üzerinde vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını, davalı ...’ya da husumet yöneltildiğine göre artık vekalet hususunun da ihtilaflı olduğunun kabulü gerektiğini, öğrenci olan davalı ...’in alım gücü bulunmadığı ve temliklerin muvazaalı olduğunun gözden kaçırıldığını, davalı ...’nın mirasbırakandan aldığı vekaletname ile çekişmeli taşınmazları davalı oğlu ...’e devrettiğini, temliklerin bedelsiz olduğunu, İlk Derece Mahkemesince bu hususlar nazara alınmadan sadece tenkise karar verildiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin ise bu kararı kaldırıp davanın tümden reddine karar verdiğini, yurt dışında baba parasıyla okuyan davalı ...’in alım gücü olmadığı gözetildiğinde temliklerin muvazaalı olduğunun anlaşıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre IV.3. paragrafta belirtilen kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden davacıdan alınmasına, 07/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.