Logo

1. Hukuk Dairesi2021/1611 E. 2022/867 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, davalı damadına yaptığı taşınmaz temliki işleminin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı damadın taşınmazın bedelini ödediğinin ve mirasbırakanın bakımını üstlenen davalıya minnet duygusuyla temliki gerçekleştirdiğinin tanık beyanlarıyla da doğrulandığı, temlikteki gerçek irade ve amacın mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddi kararına karşı davacı tarafça yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen başvurunun esastan reddine ilişkin karar süresi içinde davacı tarafça duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 08.02.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan dedeleri ...′nin davaya konu 4 no.lu parselini mirastan mal kaçırmak amacıyla davalı damadına temlik ettiğini ileri sürerek mirasçılar adına tapu iptali-tescile karar verilmesini istemişler, aşamada terekeye atanan temsilci vasıtasıyla davayı sürdürmüşlerdir.

II. CEVAP

Davalı, temlikin gerçek olduğunu, muvazaa bulunmadığını, mirasbırakanın hem borçlarının ödendiğini hem de bakım ihtiyacının karşılandığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22/05/2019 tarihli ve 2014/720 Esas, 2019/319 Karar sayılı kararında; muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı taraf, davada dayandığı iddialarını tekrarlayarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 03/03/2020 tarihli ve 2019/1627 Esas, 2020/316 Karar sayılı kararında; davalının bedelini ödeyerek taşınmazı satın aldığı, bunun aksi kabul edilse dahi mirasbırakanın bakımını üstlenen kızı Fatma'nın eşi olan davalıya minnet duygusu ile temliki gerçekleştirdiği, bu hususun tanık beyanlarıyla da doğrulandığı, temlikteki gerçek irade ve amacın mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı gerekçe gösterilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafça temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı taraf, dava süresince ileri sürdüğü iddialarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve mirasçılar adına tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun (TK) 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

Yukarıda değinilen ilkelere, dosya içeriğine, toplanan delillere ve kararın (IV/3) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle: davacı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA; aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcın temyiz edenden alınmasına; 08/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.