Logo

1. Hukuk Dairesi2021/1776 E. 2022/738 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölünceye kadar bakma akdiyle devrettiği taşınmazın mirasçılarından mal kaçırma amacıyla devredilip devredilmediği ve buna bağlı olarak tapu iptal ve tescil davasının akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı mirasçının, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddiasını HMK'nın 190. ve TMK'nın 6. maddeleri uyarınca ispatlayamaması ve davalının mirasbırakana bakma yükümlülüğünü yerine getirdiğinin tespit edilmesi gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 02/02/2021 tarihli 2020/380 Esas 2021/63 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli ve davalı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 27/01/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ...... ve temyiz eden davalı vekili Avukat ...... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan anneannesi ... ...’nun 16 parsel sayılı taşınmazını 05/06/2006 tarihinde davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, davalının sonradan taşınmazı mirasbırakana iade ettiğini, mirasbırakanın bu kez 09/06/2008 tarihinde ölünceye kadar bakma akdiyle taşınmazı davalıya devrettiğini, ayrıca dava dışı 19 parsel sayılı taşınmazı da davalıya bağışladığını, temlik edildiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak gerçekleştirildiğini ileri sürerek, 16 parsel sayılı taşınmazda davalı adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payı oranında adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, temlikin muvazaalı olmadığını ve bakım borcunu yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 13/03/2018 tarihli ve 2018/507 Esas 2018/524 Karar sayılı kararıyla; temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusu 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 13/10/2020 tarihli ve 2018/2052 E., 2020/5022 K. sayılı kararıyla; “Somut olayda, mirasbırakan 1930 doğumlu olup, yaşı ve hastalıkları nedeniyle bakıma muhtaç olduğu, dinlenen tanık beyanlarından davalının mirasbırakanla maddi ve manevi yönden ilgilendiği, miras bırakanın davalı oğlunun bu ilgisinden memnun kaldığı için taşınmazı ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiği, davacı ile mirasbırakan arasında aralarında herhangi bir küskünlük ya da kırgınlık olmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, taşınmazın önce satış işlemiyle devredilip geri alındıktan sonra bu kez ölünceye kadar bakım akdi ile devredilmiş olması tek başına muvazaa iddiasını destekleyen bir olgu sayılamaz. Hâl böyle olunca; temlikin mal kaçırma ve muvazaalı yapıldığı iddiasının davacı tarafından HMK'nın 190. ve TMK'nın 6. maddeleri uyarınca usulünce kanıtlanamadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Trabzon 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/02/2021 tarihli ve 2020/380 Esas 2021/63 Karar sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1.Davacının Temyiz Nedenleri

Mirasbırakanın iki adet taşınmazının bulunduğunu, bunlardan dava konusu taşınmazı davalıya önce satış suretiyle temlik ettiğini, daha sonra taşınmazı geri alarak ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya devrettiğini, diğer taşınmazını ise davalıya bağışladığını, mirasbırakanın tüm mal varlığını bir şekilde davalıya aktardığını, mirasbırakan adına kayıtlı başka taşınmaz kalmadığını,her iki taşınmazın da kıymetli taşınmazlar olduğunu, mirasbırakanın bakıma ihtiyacı olmayıp, maddi durumunun iyi olduğunu, mirasbırakanın davalı tarafça değil, yatılı bakıcılar tarafından mirasbırakanın maddi imkanları ile bakıldığını, temlikin bakım amacıyla değil, mirasçıdan mal kaçırma amacıyla yapıldığını, davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

5.2.Davalı Temyiz Nedenleri

Dava konusu taşınmazın keşfen saptanan değerinden davacının payına isabet eden değerin 358.128,75 TL olup, bu miktar üzerinden harcın tamamlandığını, Mahkemece bu değer üzerinden lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken eksik vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek bu yönden düzeltilmesini istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır (TBK m. 19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.

Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. ( V/2. ) numaralı paragrafda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak ve özellikle; davacı tarafın iddialarını TMK’nın 6. ve HMK’nın 190. maddeleri uyarınca kanıtlayamadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.

6.3.2. Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Bilindiği üzere; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında açılan tapu iptali ve tescil davalarında dava değeri, çekişme konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçının miras payına isabet eden kısım olup, davanın reddi halinde davalı lehine bu değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.

Somut olayda, dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen değeri 716.257,50 TL, davacının miras payına (½ ) isabet eden değeri ise 358.128,75 TL olarak belirlenmiş olup, bu miktar üzerinden de harç tamamlandığından, davanın reddi nedeniyle davalı lehine bu miktar üzerinden vekalet ücreti verilmesi gerekirken eksik hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. SONUÇ:

1.Kararın (V/6.3.1.) no.lu bendinde açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,

2.Kararın (V/6.3.2.) no.lu bendinde açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının değinilen yönden kabulüne;

3.Hükmün 3. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 3. bent olarak "Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 33.519 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.