Logo

1. Hukuk Dairesi2021/1781 E. 2022/761 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında çocuklarına yaptığı taşınmaz devirlerinin muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, muvazaa iddiasının ispat yükünün davacı mirasçıda olduğu, davacı mirasçının tanık delili sunmadığı ve davalıların tanık beyanlarıyla da temliklerin muvazaalı olduğu sonucuna ulaşılamadığı gerekçesiyle, davacı mirasçının temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin davayı reddeden kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen 25/03/2021 tarihli, 2021/97 Esas ve 2021/523 Karar sayılı ilamı yasal süre içerisinde tereke temsilcisi vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 27/01/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, mirasbırakan babası...’un, dava konusu 2326 ada 9 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1, 2, 3, 4 no’lu bağımsız bölümleri, kendisinden mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalılara devrettiğini, taşınmazın yapımında katkısı olduğunu ileri sürerek, muvazaalı devir işlemlerinin iptali ile dava konusu taşınmazın mirasbırakan adına tescilini, olmadığı taktirde miras payına düşen bedelin ödenmesini istemiş, yargılama aşamasında davacı tereke temsilcisi olarak atanmıştır.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçelerinde, zamanaşımı süresinin geçtiğini, mirasbırakanın arsası üzerine çocukları tarafından bina inşa edildiğini, mirasbırakanın inşaatı birlikte yapan çocuklarına hak dengesini gözeterek devir yaptığını, mirasbırakanın eşi dahil tüm mirasçıların onayını alarak 1990 yılında herkese hakkı olan taşınmazları verdiğini, davacının kendisine verilen taşınmaz yerine nakit istediğini ve dava dışı oğul ... tarafından davacının payının ödendiğini, devir tarihinde dava konusu taşınmazda oturan davacının parasını alıp tüm kardeşleriyle, anne babasıyla ibralaştığını, mirasbırakanın torunu olan davalı ... ile gelini olan davalı ...’in ise tapu kaydına güvenen iyiniyetli üçüncü kişi olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince 05/12/2017 tarihli 2013/458 Esas ve 2017/594 Karar sayılı ilamı ile temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalılar istinaf dilekçesinde özetle, temlikin muvazaalı olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince 10/07/2018 tarihli 2018/918 Esas ve 2018/1303 Karar sayılı ilamı ile; istinaf başvurusunun esastan reddine, ancak ölü kişi adına tescil hükmü kurulamayacağının kamu düzenine ilişkin olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulü ile dava konusu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında mirasçılar adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı temyiz dilekçesinde özetle, temlikin muvazaalı olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

3. Bozma Kararı

Dairenin 15/12/2020 tarihli, 2018/4233 Esas 2020/6737 Karar sayılı kararıyla; “...Davacının tanık bildirmediği gibi, davalı yanın tanıklarının beyanlarıyla da temliklerin muvazaalı olduğu sonucuna varılamadığı, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirastan mal kaçırma olduğu yönünde somut bir olgunun ortaya konulamadığı açıktır. Bu durumda muvazaa iddiasının kanıtlandığından söz etme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 25/03/2021 tarihli, 2021/97 Esas ve 2021/523 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.

5. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Tereke temsilcisi vekili temyiz dilekçesinde özetle, Bölge Adliye Mahkemesinin bozmaya uyma kararının hukuka aykırı olduğunu, neden ilk kararının tam tersi karar verdiğini Bölge Adliye Mahkemesinin açıklamadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu, adil yargılanma hakkına ve Anayasa'ya aykırı olduğunu, muvazaanın ispatı için tanık deliline dayanmanın şart olmadığını, muvazaanın aile arasında olduğunu, kendisi bile sonradan öğrenmişken buna tanık olmuş birini bulmasının olayın doğası gereği mümkün olmadığını, davalı tanıklarının da beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, hısımlar arası satışın ispat yükünü tersine çevirdiğini, murisin üç oğlunu kayırdığını, davalıların murise bedel ödediklerini ispat edemediklerini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6'ncı maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190'ıncı maddesinin birinci fıkrası ise “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmünü düzenlemiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. ( V/3. ) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V.4.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, tereke temsilcisinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden tereke temsilcisinden alınmasına, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının tereke temsilcisinden alınmasına, 27/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.