"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen 23/03/2021 tarihli, 2020/1525 Esas ve 2021/505 Karar sayılı ilamı yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 27/01/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı Hazine ve ... vekili Avukat ...... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesinin 2016/4992 D.iş dosyasında 04.11.2016 tarihinde şirkete TMSF'nin kayyım olarak atandığını, ... terör örgütü ile bağlantılı yayın ve dağıtım kuruluşlarının kapatıldığını, mal varlıklarının Hazineye devredildiğini, ancak kendileri hakkında kapatma veya mal varlığına el koyma konusunda karar olmadığını, buna rağmen şirkete ait İstanbul’da yer alan 4 ve 8 parsel sayılı taşınmazlar ile Ankara’da bulunan 5 ve 23 parsel sayılı taşınmazların ... kapsamında Hazineye devrinin yapıldığını, devirlerin yolsuz olduğunu ileri sürerek, taşınmazların üzerlerindeki şerhlerden ari olarak tapu kayıtlarının iptali ile şirket adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların ... kapsamında çıkan KHK'lar sonucu Hazineye devrinin yapıldığını, dava konusu taşınmazların öncesinde KHK ile kapatılan ... AŞ’ye ait olduğunu, 2015 yılının Ocak ayında da davacıya temlik edildiğini, 675 sayılı KHK'nın 16. maddesi uyarınca dava ve takip şartının olmaması nedeniyle davanın reddi yönünde karar verilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Müdahil beyan dilekçesinde, yapılan tüm işlemlerin mevzuat uygun olarak gerçekleştiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11/09/2020 tarihli, 2019/569 Esaslı ve 2020/318 Karar sayılı ilamı ile dava şartı yokluğu davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle, davacı şirketin ... kapsamında kapatılan bir kurum olmadığını, tüzel kişiliğinin devam ettiğini, TMSF'nin şirkete kayyım olarak atandığını, kayyımın basiretli bir tüccar gibi mal varlığını yönetme sorumluluğunun olduğunu, mahkemenin gerekçesinde belirttiği kuralların kendilerine uygulanmasının mümkün olmadığını, mahkeme kararının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 23/03/2021 tarihli, 2020/1525 Esas ve 2021/505 Karar sayılı ilamı ile; dava konusu şirket için İstanbul 9. Sulh Ceza Mahkemesinin 2016/1605 D.iş dosyasında 11/03/2016 tarihli karar ile kayyım atanmasına karar verildiği, dava konusu taşınmazların öncesinde terör örgütü ile iktisaplı ... Gazetecilik A.Ş adına kayıtlı olduğu, davacı şirkete 01/01/2014 tarihinden sonra 12-13-14-01/2015 tarihinde devredildikleri, taşınmazların ... kapsamında 04/08/2016, 08/09/2016, 28/11/2017 ve 20/12/2017 tarihlerinde Hazineye devredildiği, yapılan işlemin idari bir işlem olduğu, 675 sayılı KHK'nın 16/4. maddesi uyarınca idari kararın kaldırılması yönünde bir karar bulunmadığı, aynı Kanun'un 16/3. maddesi uyarınca da 17/08/2016 tarihinden sonra Hazine aleyhine bu kapsamda açılacak davalarda dava şartının olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, 6758 sayılı Kanun uyarınca harçtan muaf olduklarını, davalı İdare tarafından gerçekleştirilen tescil işlemlerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 670 sayılı KHK ile kapatılan kurumlardan olmadıklarını, tüzel kişiliklerinin halen devam ettiğini, 675 sayılı KHK'nın 12. maddesinin kapatılan özel öğretim kurumları ile öğrenci yurtlarının taşınmazların muvazaalı devirlerine ilişkin olduğunu, şirketin ve kapatılan ... Gazeteciliğin özel öğretim kurumu veya öğrenci yurdu olarak faaliyet gösteren bir kuruluş olmadığını, Anayasa'nın 35 inci ve 13 üncü maddesine göre, mülkiyet hakkına getirilecek sınırlamaların yasa ve KHK hükümlerinin kıyasen yorumlanmak sureti ile kapsamının genişletilmesinin mümkün olmadığını, 689 Sayılı KHK'nin 5 inci maddesindeki düzenlemenin de dava konusu uyuşmazlıkla ilgisi olmadığını, uyuşmazlığın 675 sayılı KHK'nin 16 ncı maddesi kapsamında değerlendirilerek açılan davanın usulden reddedilmesinin hatalı olduğunu, kendileri açısından bu hükmün uygulanamaz olduğunu, davanın kapatılan kuruma karşı değil Hazineye karşı açıldığını, TMSF'nin kayyım olarak atandığı şirket varlıklarının soruşturma sonuna kadar şirket yöneticilerince ticari teamüllere uygun olarak basiretli bir tüccar gibi yönetileceğinin kanun ve Yönetmelik ile hüküm altına alındığını, istinaf kararı ve gerekçesinin çelişkili olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa uyarınca adil yargılanma haklarının ve hak arama hürriyetlerinin ihlal edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere, 29/10/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 03/10/2016 tarihli 675 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin dava takip ve usulü başlıklı 16 ncı maddesinde “ (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.
(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.” hükümleri düzenlenmiş ve 675 sayılı KHK 7082 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun ile kanunlaşmıştır.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yukarıda (V.3.2) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (IV.3.) numaralı paragrafta belirtilen şekilde kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 27/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.