"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 19/03/2021 tarihli, 2019/885 Esas, 2021/314 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 09/02/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen başka gelen olmadı. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 598 parsel sayılı taşınmazının iradesi dışında, zorla davalı ...’a temlik edilip, ondan da diğer davalı ...’a devredildiğini, her ne kadar Ceza Mahkemesince davalı ... hakkında tefecilik suçundan beraat kararı verilmişse de, aynı davada yargılanıp hakkında mahkumiyet hükmü kurulan dava dışı İdan Doğan ile davalılar arasında akrabalık bağı olup, birlikte hareket ettiklerini ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., daha önce taraflar arasında görülen Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/612 Esas ve 2016/19 Karar sayılı davasının eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturduğunu, ceza yargılaması neticesinde kendisine isnat edilen suçu işlemediği sabit görülerek hakkında beraat kararı verildiğini belirtip davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., zamanaşımı ve kesin hüküm itirazında bulunmuş, iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/01/2019 tarihli ve 2017/500 E., 2019/9 K. sayılı kararıyla, dayanılan hukuki sebepler farklı olduğundan Mahkemenin 2012/612 Esas sayılı dosyasında verilen kararın eldeki davada kesin hüküm teşkil etmediği, ceza yargılamasının dava dışı taşınmazlara ilişkin olduğu, dinlenen davacı tanıklarının davacının iddiasını ispatlayamaya yönelik herhangi bir beyanda bulunmadıkları gibi beyanlarının da görgüye dayanmadığı, soyut nitelikte ve genel mahiyette olduğu, davacı tarafın iddiasını ispatlamaya yönelik başkaca delil de sunulmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, yargılama aşamasındaki iddialarını tekrar edip davalılar lehine takdir edilen vekalet ücretinin yüksek olduğunu ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
3. Gerekçe ve Sonuç
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 19/03/2021 tarihli, 2019/885 Esas, 2021/314 Karar sayılı kararıyla, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2014/293 Esas sayılı dosyasında davalı ... sanık olarak yargılanmış ise de isnat edilen suçun dava dışı taşınmazlara ilişkin olduğu, kaldı ki davalının beraatine karar verildiği, harcı tamamlanan dava değeri üzerinden davalılar lehine takdir edilen vekalet ücretinin karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uygun olduğu, davacının davasını ispat edemediği gerekçeleriyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, davacının taşınmazına rızasına uygun olmayan bir şekilde zorla el konulduğunu, tanıklarının iddialarını ispatlar şekilde beyanda bulunduklarını, Yerel Mahkeme ve istinaf mahkemesi gerekçelerinde belirtilen hususların davalıların beyan ve iddialarında yer almadığını, taraflarca ileri sürülmeyen konularda değerlendirme yapılmasının hukuka uygun olmadığını, bölgedeki bir çok kişi gibi davacının da tefecilikten mağdur olduğunu, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin yüksek olduğunu belirtip hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, korkutma hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 37. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) 29.) maddesine göre, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK'nın 38. (BK'nın 30.) maddesinde belirtildiği üzere korkutmadan (ikrahtan) söz edilebilmesi için, tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir.
Hemen belirtmek gerekir ki, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabilir. (TBK'nin 39. m.) Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için, yerine getirilen edim istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir.
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",
3.2.2. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
3.3. Değerlendirme
III. ve IV.3. paragraflardaki gerekçeler yerinde bulunmakla, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.