Logo

1. Hukuk Dairesi2021/219 E. 2022/382 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında gelinine yaptığı taşınmaz satışının muvazaalı olup olmadığına ve tapu kaydının iptaline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın mülkiyetindeki taşınmazın tamamını intifa hakkını saklı tutarak gelinine devretmesinin, mirasbırakanın tek malvarlığı olması ve diğer mirasçılarının bulunması gibi durumlar gözetildiğinde, hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve mirasbırakanın asıl amacının mirastan mal kaçırmak olduğu değerlendirilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, mirasta istihkak davası sonunda, Yerel Mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin kabülüne, mirasta istihkak isteği yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak davanın reddine ilişkin verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 18.01.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ...... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan babaları ...’un 403 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki payını intifa hakkını uhdesinde bırakıp çıplak mülkiyetini gelini olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, ayrıca davalının mirasbırakanın bankadaki 7.000 TL parasını da bankamatik kartını kullanarak çektiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, mirasbırakana ait 7.000 TL’nin payları oranında mirasçılara ödenmesini istemişler, aşamada miras sebebiyle istihkak iddiasına dayalı davalarından vazgeçtiklerini bildirmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakan kayınpederine yıllarca en iyi şekilde baktığını, bu bakım karşılığında dava konusu taşınmazın kendisine verildiğini, davacıların ise mirasbırakanla ilgilenmediğini, mirasbırakana ait 7.000 TL'nin tüm mirasçılar tarafından bankadan çekilerek payları oranında bölüşüldüğünü belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, dinlenen tanık beyanlarına göre temlikin gizli bağış sözleşmesi niteliğinde ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, mirasta istihkak isteği yönünden ise vazgeçme nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili, cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, temlikin muvazaalı olmadığını, mirasbırakan kayınpederine en iyi şekilde baktığını, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, yargılama gideri ile vekalet ücretinin de hatalı hesaplandığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 01.12.2020 tarihli ve 2020/452 E., 2020/1387 K. sayılı kararıyla; mirasbırakana gelini olan davalı tarafından bakıldığı, dinlenen tanıkların mirasbırakanın diğer mirasçılardan mal kaçırmasını gerektirir, muvazaanın varlığına dair beyanda bulunmadıkları, davalının ifa ettiği bakım edimi nedeniyle, semenin her zaman para olmasının şart olmadığı, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince hüküm ortadan kaldırılarak tapu iptali ve tescil isteği yönünden davanın reddine, mirasta istihkak isteği yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, mirasbırakanın ölümünden yalnızca üç ay önce dava konusu taşınmazı mal kaçırma kastıyla ve muvazaalı olarak davalı gelinine devrettiğini, bölge adliye mahkemesince her ne kadar temlikin bakım karşılığı yapıldığı şeklinde gerekçe oluşturulmuş ise de kendisine baktırmak isteyen mirasbırakanın ölümünden üç ay önce temliki yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının mirasbırakanı etkileyerek taşınmazın adına devrini sağladığını, dava konusu taşınmazın mirasbırakanın tek malvarlığı olduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1934 doğumlu mirasbırakan ...’un 06.12.2014 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kızları ..., davacı oğlu ... ile dava dışı oğlu ...’in(davalı ...’ün eşi) kaldıkları, mirasbırakanın dava konusu 403 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payının tamamını intifa hakkını uhdesinde tutup çıplak mülkiyetini 02.09.2014 tarihinde davalı gelini Songül’e satış suretiyle temlik ettiği, dava konusu taşınmaz üzerinde halihazırda kat irtifakı kurulu olmayan 5 katlı apartman bulunduğu ve taşınmazdaki payına karşılık zemin ve birinci kattaki iki adet dairenin mirasbırakana ait olduğu anlaşılmaktadır.

3.3.2. Somut olayda, dava konusu taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurulu değil ise de üzerinde 5 katlı bina bulunup 2 adet dairenin mirasbırakana ait olduğu, mirasbırakanın 1 daire karşılığı hissesini devretmek suretiyle kendisine baktırma imkanı varken, taşınmazdaki hissesinin tamamını devretmiş olması karşısında, mirasbırakanın çekişmeli taşınmazı temlikindeki gerçek amacının kendisine baktırmak olmayıp mirastan mal kaçırmak olduğu, dosya kapsamına göre mirasbırakanın başka malvarlığının da bulunmadığı, toplanan deliller ve yukarıda değinilen ilkeler birlikte değerlendirildiğinde temlikin muvazaalı olduğu sonuç ve kanaatine varılmaktadır.

3.3.3. Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.