Logo

1. Hukuk Dairesi2021/2419 E. 2022/1113 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Cebri icra yoluyla el değiştiren taşınmazın yolsuz tescil iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, taşınmazın mülkiyetinin ihaleyle kazanılmış olması nedeniyle davanın tapu iptali ve tescil yerine tazminata çevrilmesi gerektiği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz mülkiyetinin cebri icra yoluyla ihale anında kazanıldığı, davacının da aşamalarda talebini tazminata çevirdiği gözetilerek, mahkemenin tapu iptali ve tesciline karar vermesi hatalı bulunarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli dava sonunda verilen Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/02/2021 tarihli ve 2020/99 E., 2021/68 K. sayılı kararı bir kısım davalılar vekilleri tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 14.02.2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar... ve...vekili Avukat ... ve temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... ve davacı ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar ile temyiz eden davalı ... mirasçıları vekili gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşüldü:

I. DAVA

Davacı, 1947 doğumlu olup, okuma yazma bilmediğini, kendisini bir tarikatın şeyhi olarak tanıtan davalı ... ve çevresindekilerin telkinleri sonucu psikolojisinin bozulduğunu, davalı ...'in kendisini Notere götürüp iki adet düzenleme şeklinde borç senedi imzalattırdığını, Noterlik Kanunu'nun 84., 85., ve 86. maddeleri dikkate alınmadan düzenlenen borç senetlerinin geçersiz olduğunu, anılan senetlerin... tarafından icra takibine konulduğunu, ödeme emrinin kendisi ile ilgisi olmayan adreslere gönderilerek sahte imzalarla kesinleştirildiğini, bu suretle haczedilen 257 parsel sayılı taşınmazının cebri icrada... ile işbirliği içerisinde olan ve...'in verdiği para ile ihaleye katılan diğer davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek, muvazaa, butlan, hata, hile ve inançlı işlem gereğince borç senetlerinin geçersizliğinin tespiti ile tapu iptal ve tescile, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiş, aşamada ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil olmuşlardır.

II. CEVAP

Davalı ..., borç senetlerinin davacının aldığı borçlara karşılık düzenlendiğini, borçların ödenmemesi üzerine yapılan icra takibi sonucu dava konusu taşınmazın satıldığını, davacının kendisine yetecek kadar okuma-yazma bildiğini belirterek, davanın reddini savunmuş, yargılama aşamasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

Davalı ... ve..., taşınmazın cebri icra yoluyla satıldığını, ihalenin usule uygun olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini bildirmişlerdir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin, 02/12/2015 tarihli ve 2014/17 E. 2015/883 K. sayılı kararı ile; Noterde düzenlenen senetlerin aksinin yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği, ihale dosyasındaki tebligatların usulsüz olduğu ancak bir kısım davalının alacaklı... ile el ve işbirliği içinde hareket ettiği iddiasının kanıtlanamadığı, terditli bedel istemi yönünden ise tebligatın usulsüz yapılmasında davalı ...'in bir müdahalesinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. İlk Bozma Kararı

Dairenin 19/11/2013 tarihli ve 2013/30 E. 2013/16145 K. sayılı kararı ile; ''...öncelikle çekişme konusu taşınmazın Ankara 19. İcra Dairesinin 2010/14882 Esas sayılı dosyasından yürütülen takip sonucunda dava dışı kişilere ihale edilip edilmediği, ihale edilmiş ise ihalenin kesinleşip kesinleşmediği üzerinde durulması, taşınmazın el değiştirdiğinin belirlenmesi halinde 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 125. maddesi hükmü uyarınca, davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve bu yöndeki usûli eksikliğin giderilmesi, öte yandan davacının delil listesinde bildirdiği tanıkların dinlenmesi, Giresun 2. İcra Müdürlüğünün 1997/443 Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibi sırasında davacının hangi adreste ikamet ettiğinin etraflıca araştırılması, toplanacak delillerin toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesini gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.'' gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemece İlk Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 05/10/2012 tarihli ve 2009/62 E. 2012/371 K. sayılı kararıyla; yukarıda belirtilen aynı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

4. İlk Bozma Sonrası Verilen Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 01/10/2019 tarihli ve 2016/5930 E., 2019/4918 K. sayılı kararı ile ''...davalı ...’in 2 adet muvazaalı borç senedi düzenleyerek davacı aleyhine icra takibi başlattığı, icra takibinde davalıya çıkarılan tebligatların usulüne uygun olmadığı, cebri ihale ile devralan davalılar...ve... adına oluşan kaydın hukuki temelden yoksun olup, yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu, davalı ...’ın oğlu olan davalı ...’ın yolsuz tescili bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu, TMK'nun 1023. maddesinin korumasından yararlanamayacağı, sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, tüm davalıların tazminat talebinden müteselsilen sorumlu tutulmaları gererkirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.'' gerekçesiyle karar bozulmuştur.

6. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 04/02/2021 tarihli ve 2020/99 E., 2021/68 K. sayılı kararıyla; tescilin yolsuz olduğu, davalıların iyiniyetli kabul edilemeyecekleri, davacı vekili aşamalarda talebini tazminata çevirmiş ise de bu beyanın davanın konusuz kaldığı düşüncesiyle hataya dayalı olarak yapıldığı ve yapılan hatanın esaslı olduğu, davanın konusuz kalmadığı gerekçesiyle davanın tapu iptal ve tescil istemi yönünden kabulüne karar verilmiştir.

7. İkinci Bozma Sonrası Verilen Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

8.1. Davalı ...'un bir kısım mirasçıları, dava konusu taşınmazın mirasbırakanları adına kayıtlı olmadığını, tapu iptal ve tescile karar verilmeyeceğini, takibe konu senetlerin noter senedi olduğunu, hileli kabul edilemeyeceklerini, davacı tarafın ödeme emrindeki tebligatın usulsüz olduğunu bildiği halde iptali için dava açmadığını, davalıların yargılama giderinden ve vekalet ücretinden eşit oranda sorumlu olması gerekirken, müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarının hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

8.2. Davalılar... ve İsmet, davacının icra takibinden habersiz olduğu ve tebligatların usulsüz kesinleştirildiği iddialarının doğru olmadığını, imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik ve Grafoloji Dairesi Başkanlığının 14/01/2011 tarihli raporunda imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının anlaşılamadığının belirtildiğini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, davalılara ait olmayan taşınmazın davacı adına tesciline karar verilemeyeceğini, davanın kötüniyetli olarak açıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. Mahkemece uyulan Dairenin önceki bozma kararında da belirtildiği üzere; Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 1023. maddesinde aynen "Tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" düzenlemesine yer verilmiş; aynı ilkenin tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1. fıkrası "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" hükmünü içermektedir. Kötü niyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 8.11.1991 tarihli ve l990/4 Esas l99l/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir.

9.2.2. Bozmaya uyan mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu da belirtilmelidir.

9.2.3. Bilindiği üzere tapu iptal ve tescil davaları kayıt malikine karşı açılmalıdır. Uygulama ve öğretide eşya üzerinde en geniş yetkiler sağlayan ayni hak şeklinde tanımlanan mülkiyet hakkının kazanılması kural olarak tapu kütüğüne tescil ile mümkündür. Nitekim, 4721 sayılı TMK'nın "Taşınmaz Mülkiyetinin Kazanılması" kenar başlıklı 705.maddesinin birinci fıkrasında "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur" hükmüne yer verilmiş, tescilin sonuçlarının düzenlendiği 1022. maddesinde de aynı hakların tescille doğacağı hüküm altına alınmıştır. Taşınmazın mülkiyeti kural olarak tescille kazanılmakta ise de mülkiyetin tescilden önce kazanıldığı haller TMK'nın 705.maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiş ve bu durumlar arasında cebri icra da sayılmıştır. Anılan hüküm ve İİK'nın 134. maddesi uyarınca cebri icrada taşınmaz mülkiyeti tescille değil, ihale anında kazanılmaktadır.

10.3. Değerlendirme

10.3.1. Somut olaya gelince, dava konusu taşınmaz 08/12/2010 tarihli takip sonucunda yapılan ihale ile 05.12.2011 tarihinde dava dışı...'a ihale edilmiş olup, anılan ihale alıcısının davada yer almadığı ve yukarıda açıklanan mülkiyetin tescilden önce kazanıldığı hallerin düzenlendiği TMK'nın 705. maddesinin ikinci fıkrası dikkate alınmaksızın karar verilmesi doğru olmadığı gibi; davacı vekilinin 24/02/2015 tarihli duruşmada HMK'nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını bedele dönüştürdüğü gözetilerek Dairenin 01/10/2019 tarihli ve 2016/5930 E., 2019/4918 K. sayılı kararında tüm davalıların tazminat talebinden müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği belirtilmesine ve Mahkemece anılan bozma kararına uyulmasına rağmen tapu iptal ve tescile hükmedilmesi doğru değildir.

10.3.2. Hal böyle olunca, davalılar...ve... adına oluşan kaydın yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu, davalı ...’ın da TMK'nın 1023. maddesinin korumasından yararlanamayacağı gözetilerek tüm davalıların tazminat talebinden müteselsilen sorumlu tutulmaları gererirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; bir kısım davalılar vekillerinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.