"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT - TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tazminat-tenkis istekli dava sonunda Mersin 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/06/2020 tarihli 2018/180 Esas - 2020/63 Karar sayılı kararı ile davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 20/05/2021 tarihli 2020/1297 Esas 2021/677 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22/02/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ...... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan ...’nın maliki olduğu dava konusu 193 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan 16 no’lu bağımsız bölümü, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak, gayrı resmi birlikte yaşadığı davalıya satış yoluyla temlik ettiğini, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi, davalının da alım gücü bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini, olmadığı taktirde bedele hükmedilmesini, bu da olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakan ile 2014 yılından beri birlikte yaşadıklarını, kanser hastası olan mirasbırakana baktığını, davacıların ise ilgilenmediklerini, dava konusu taşınmazla ilgili mirasbırakanla kira sözleşmesi yaptıklarını, mirasbırakanın daha sonra taşınmazı kendisine sattığını, bakım nedeniyle ve minnet duygusuyla satış bedelinin belirlendiğini, satış bedelini ödemek için altınlarını verdiğini ve borçlandığını, işlemin gerçek bir satış olduğunu, mirasbırakanın, mirastan mal kaçırma amacı bulunmadığını, semenin mutlaka para olması gerekmeyip emek ya da hizmet de olabileceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın bakım nedeniyle ve minnet duygusuyla davalıya temlikte bulunduğu, semenin mutlaka para olması gerekmeyip, emek ya da hizmet de olabileceği, temlikin ivazlı olup, mirasbırakanın hastalık sürecinde bakımının davalı tarafından gerçekleştirildiği, başkaca mal varlığı da olan mirasbırakanın, mirastan mal kaçırma amacıyla hareket etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Dava konusu taşınmazın temlikinin gerçek bir satış olmadığını, işlemin muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın vicdani sorumluluk gereği taşınmazı davalıya devrettiğinin benimsendiğini, mirasbırakanın satış iradesi olmadığının anlaşıldığını, gerçek bir satış olduğunun davalı tarafça ispatlanamadığını, mirasbırakanın tanınan bir kişi olup, emekli milletvekili olduğunu, mirasbırakanın taşınmazı satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücü bulunmadığını, mirasbırakanın taşınmazı bağışlama saikiyle hareket ettiğini, satış bedeli ödenmediğini, davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, terditli talebin de değerlendirilmediğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 20/05/2021 tarihli 2020/1297 Esas 2021/677 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
İstinaf talepli dilekçede ileri sürülen itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat, bu da olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Ancak semenin, bir başka ifade ile malın bedelinin mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emek de olabileceği kabul edilmelidir. Esasen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinde kuşku yoktur.
3.2.2. Türk Medeni Kanunu’nun 565. maddesinde tenkise tabi sağlar arası kazandırmaların neler olduğu düzenlenmiş, TMK’nın 565/4. maddesinde, “Mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar” bu kapsamda sayılmıştır.
3.2.3. Bilindiği üzere; 6100 Sayılı HMK’nın 362.maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK’nin 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlamıştır.
Hemen belirtilmelidir ki; pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin miras payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
Bununla birlikte, tapu iptal ve tenkis talebi aynı taşınmaza ilişkin bulunduğundan tenkis hukuki sebebiyle istenebilecek tazminatın üst sınırı tapu iptal isteğindeki payı geçemez.
3.3. Değerlendirme
Somut olayda, dava konusu 16 no’lu bağımsız bölümün dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan değeri 318.000,00 TL olup, bu miktardan davacı ...’in 4/16 miras payına isabet eden 79.500,00 TL’nin 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırının üzerinde kaldığı; ancak davacılar ...’ın 3/16’şar miras payına isabet eden 59.625,00’er TL’nin, 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenden ötürü, davanın reddine ilişkin hükmü temyiz eden davacılar ... yönünden temyiz dilekçesinin değerden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı ...’in temyiz itirazlarının incelenmesinde;
(III.) ve (IV.3.) paragraflardaki gerekçeler yerinde bulunmakla; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle çekişmeli taşınmazın davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı gibi, TMK’nin 565/4. maddesinde belirtildiği şekilde saklı payı ihlal kastıyla da yapılmadığı, semenin mutlaka para olması gerekmeyip, emek ya da hizmet de olabileceği, davalı tarafından yapılan bakım da gözetilmek suretiyle semenin minnet duygusuyla belirlendiği, temlikin ivaz karşılığı olup, karşılıksız kazandırmadan söz edilemeyeceği için tenkis hükümlerinin uygulanamayacağı nazara alındığında, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacılar ..., ..., ... ve ...'nın temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE;
2- Davacı ...’nın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacılardan alınmasına, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı ...’dan alınmasına, 22/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.