"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL İLK DERECE
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, hile ve bağışlamadan rücu hukuki nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, 3887 ve 3889 parsel sayılı taşınmazlarını o dönem eşi olan davalı ... ...'a 25.01.2018 tarihinde bağışladığını, akabinde davalının kendisini anlaşmalı boşanmaya ikna ettiğini, ancak davalının evlilik birliği devam ederken dava dışı bir erkek ile görüştüğünü ve anlaşmalı boşanma ile bu hususun ortaya çıkmasına engel olduğunu, davalının evlilik birliği içinde başka kişi ile görüştüğünü boşanmadan sonra öğrendiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı 3887 ve 3889 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının iradesiyle, emeğinin karşılığı olarak taşınmazı devretmek istediğini, kötü niyetli ve planlı hareket etmiş olsaydı boşanma esnasında tazminat ve ziynet eşyası talebinde de bulunabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının 3887 ve 3889 parsel sayılı taşınmazlarını 25.01.2018 tarihinde kayıtsız ve şartsız olarak davalıya bağışladığı, tarafların Denizli 3. Aile Mahkemesinin 2018/536 Esas, 2018/579 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları ve boşanma kararının 16.07.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (...) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece TBK'nın 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. TBK'nın 295/2 maddesinde ise bağışlanan, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranmışsa bağışlayanın, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabileceği ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut olaya gelince; davacı, davalının anlaşmalı boşanma hususunda kendisini kandırdığını, evlilik birliği içinde başkası ile görüştüğünü gizlediğini ve bu şekilde taşınmazların adına tescilini sağlayarak kendisinden anlaşmalı olarak boşandığını ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, bir takım HTS kayıtları, davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını göstermeyeceği gibi, dinlenen tanıkların ifadeleri ile de bu iddianın kanıtlandığını söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
Kaldı ki, taraflar TMK'nın 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşanmış ve anılan karar tarafların istinaftan feragat etmeleri sonucunda kesinleşmiş olup, dosyada davalının TBK'nın 295/2 maddesinde öngörülen anlamda kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davrandığına dair bir olgu da bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davacının devir sırasında iradesinin hile ile fesada uğratıldığı iddiasının kanıtlanamadığı, bağışlamadan rücu koşullarının ise oluşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile ile 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi gereğince Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nin 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Çardak Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22/12/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.