"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Korkuteli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan annesi ...’nun 131 ada 2,153 ada 1 ve 162 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarını davalının kayınvalidesi olan dava dışı ...’yu ara malik olarak kullanarak satış suretiyle davalı oğluna temlik ettiğini, temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına veya payları oranında tüm mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, 131 ada 1 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından devredilmediğini, diğer taşınmazların temlikinin ise gerçek satış olduğunu, mirasbırakanın mal varlığını tüm mirasçılar arasında hak dengesini gözeterek paylaştırdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Korkuteli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli, 2018/8 Esas, 2020/338 Karar sayılı kararı ile mirasbırakanın sağlığında hak ve nesafet dengesini gözeterek ve tüm mirasçıları kapsar şekilde paylaştırma yaptığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının sağlığında mirasbırakan annesinden vekaletname alarak mirasbırakanın bir çok taşınmazını doğrudan veya dolaylı olarak üzerine geçirdiğini, mirasbırakanın terekesinde başka mal kalmadığını, mirasbırakanın 1994 yılından ölene kadar davalı ...’in yanında kaldığını ve onun yönlendirmesi ile davacıyı miras hakkından yoksun bırakacak şekilde eylem ve işlemlerde bulunduğunu, dava konusu taşınmazların önce davalının kayınvalidesi ...’ya, ondan da davalıya devredildiğini, tüm bu hususların mal kaçırma amacının göstergesi olduğunu, mirasbırakanın üç çocuğundan her birine 18-20 li yaşlarında 1000'er dönüm arazi verdiğini, geride kalan taşınmazlarının bazılarını satarak bedelini bankada değerlendirdiğini, temliklerin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 20.05.2021 tarihli, 2020/1143 Esas, 2021/773 Karar sayılı kararıyla; dinlenen tanıkların mirasbırakanın çocukları arasında ayrım yapmadığını, üç çocuğuna mallarını 1000’er dönüm kadar her birine ayrı ayrı vermek şeklinde bölüştürdüğünü beyan ettiği, davacı asilin de mirasbırakanın diğer iki kardeşine 1000’er dönüm kendisine ise 1200 dönüm yer verdiğini beyan ettiği, mirasbırakan tarafından düzenlenen belgede belirtilen bu hususların doğrulandığı, yine davacının mirasbırakana ait mücevherlerin kendisine verildiğini, ayrıca kendisine mirasbırakan tarafından bir ev alındığını beyan ettiği, tüm dosya kapsamı, yazılı bilgi ve belgeler ile tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde mirasbırakanın amacının mal kaçırma olmadığı, mallarını sağlığında çocukları arasında paylaştırdığı, bir kısım mallarını dava dışı 3. şahıslara sattığı, parasını değerlendirdiği, çocukları arasında ayrım yapmayı düşünmediği, bu husustaki iradesini belirten ikrarımdır başlıklı belgeyi de düzenlediği, davacı kızından mal kaçırma kastıyla hareket etmediği, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçesindeki taleplerinin tekrarı ile kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, ... ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi