"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : KARASU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen 08/02/2018 tarihli 2017/983 Esas 2018/67 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 17.02.2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ..... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen bir kısım davalılar vekili Avukat ve diğer davalı asiller gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, çekişme konusu 2380, 2381 ve 2382 parsel sayılı taşınmazların babaanneleri olan ...’ten babaları...’e, ondan da kendilerine kaldığını, anılan taşınmazların 60 yıla yakın süredir zilyetliklerinde bulunduğunu, taşınmazların tapuda yanlış uygulanan kayıtlar nedeniyle davalıların dedesi Saadettin adına tescil edildiğini, taşınmazların kendileri tarafından ekilip biçildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar, 2380 ve 2381 parsel sayılı taşınmazların 2378 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün halinde iken Maden Deresi Islah Çalışması sonrasında dere yatağının doğusunda kalan ve bütünden ayrılan iki parsel olduğunu, davacıların bütün parçaya yönelik herhangi bir taleplerinin bulunmadığını, davacılar aleyhine Karasu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/292 Esas sayılı dosyası ile el atmanın önlenmesi davası açılması nedeniyle eldeki davanın kötü niyetli olarak açıldığını, taşınmazın davacıların bir kısmı tarafından kullanılmasının tamamen akrabalık bağları nedeni ile kendilerinin ve babalarının, iyi niyetli olarak muvafakat etmesinin sonucu olduğunu, davanın on yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Karasu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.06.2017 tarihli ve 2014/186 Esas - 2017/193 Karar sayılı kararıyla; iddiaların ispatlanamadığı, davacıların murisine dava konusu yerlerin mülkiyet hakkının devredilmediği, sadece yardım amaçlı kullanılması için verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Mazeret dilekçelerinin kabul edilmeyip,sözlü savunma haklarının engellenerek yokluklarında hüküm kurulmasının doğru olmadığını, 02.10.2015 tarihli jandarma komutanlığı tarafından tutulan tutanakta da görüleceği üzere dava konusu her üç taşınmazın da ... ve ... tarafından kullanıldığının tespit edildiği, dava konusu taşınmazların en az 40 yıldır davacıların zilyetliğinde olduğunu, bu durumun mahalli bilirkişi beyanları ile de sabit olduğunu,davalıların mirasbırakanı ...’in, yeğeni olan davacıların mirasbırakanı... Ali Kara’ya dava konusu yerlerin mülkiyetini verdiğini, bu nedenle davalıların taşınmazların yıllarca davacılar tarafından kullanımına rıza gösterdiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.02.2018 tarihli ve 2017/983 Esas - 2018/67 Karar sayılı kararıyla, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talepli davada; dava konusu parsellerin kadastro tespitinin 06/01/1966 tarihinde kesinleştiği, davanın ise, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 24/02/2014 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yanılgı ile işin esasına girilerek davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmesi isabetsiz ise de ret kararının sonucu itibariyle doğru olduğu gözetilerek bu hatanın yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi düzeltilmek sureti ile, davacıların istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi
3.3. Değerlendirme
3.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu Yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
3.3.2. Somut olayda çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği 06/01/1966 tarihi ile davanın açıldığı 24/02/2014 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.
3.3.3. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen gerekçeyle Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 44,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 17.02.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.