"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Dava, tescil isteğine ilişkindir.
Davacı ... vekili, hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği yaklaşık 11 dönümlük taşınmazın tespit dışı bırakıldığını, davacının taşınmazı 20 seneyi aşkın bir süredir imar ihya ederek kullandığını beyan ederek, TMK'nın 713/1 maddesine göre davacı adına tescilini dava ve talep etmiştir.
Davalılardan Mersin Büyükşehir Belediyesi davanın reddini savunmuş, davalı Hazine yargılama sırasında dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Anamur İlçesi ... Mahallesi/ Köyü çalışma alanında bulunan taşınmaz bölümlerinin yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici bırakıldığı, taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının 24/12/1974 yılında kesinleştiği anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince, taşınmazın bir kısmı yönünden TMK’nın 713. maddesinde aranan zilyetlik koşullarının gerçekleşmiş olduğu, taşınmazın bir kısmının imar ihyasının ise henüz tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne; 01/03/2017 tarihli krokide kırmızı renk ile taralı (B) harfi ile gösterilen 5767,20 m2 ve (E) harfi ile gösterilen 857,78 M2 yüzölçümündeki tescil harici taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, Davalı Hazinenin tescil talebinin kısmen kabulü ile, TMK.nun 713/6 maddesi uyarınca aynı raporda kırmızı renk ile taralı (A), (C) ve (D) harfi ile gösterilen 3.292,58 m2 yüzölçümündeki tescil harici taşınmazın hali arazi vasfı ile davalı hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davalılar Hazine ve ... vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince ,Başvurucu Hazine vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1. Maddesi uyarınca esastan reddine, başvurucu Mersin Büyükşehir Belediyesi vekilinin istinaf başvurusunun yargılama gideri yönünden kabulüne, diğer istinaf sebepleri yönünden reddine karar verilmiştir.
Ne var ki; Bölge Adliye Mahkemesi kararında temyize konu (B) ve (E) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmiş ise de yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece, taşınmaz bölümlerinin hangi nedenle tescil harici bırakıldığı araştırılmamış; taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu belirlemenin en iyi yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, sadece 1990 tarihine ait tek hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden temin edilerek orman mühendisi bilirkişisinden rapor alınmış, (E) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü kenarında dere olmasına rağmen keşfe jeolog bilirkişisi alınmamış, tek ziraatçi bilirkişi tarafından hazırlanan raporla yetinilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Bilirkişi raporunda (B) ve (E) harfleri ile gösterilen dava konusu taşınmaz bölümlerinin hangi nedenle tescil harici bırakıldıkları Kadastro Müdürlüğü'nden sorularak belirlenmeli; Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilmek suretiyle taşınmaz bölümlerinin bulundukları köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı olduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, jeoloji bilirkişisi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, imar-ihya gerektiren yerlerden (taşlık, kayalık, fundalık, çalılık, çetirlik gibi) olup olmadığı, kullanıma ilk kez kim tarafından ne zaman ve nasıl başlandığı, imar-ihyaya konu yerlerden iseler bu işlemlerin ne şekilde yapılıp hangi tarihte tamamlandığı, imar-ihya işleminin tamamlanma tarihinden itibaren dava tarihine kadar kullanımın ne şekilde sürdürüldüğü, taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaçlarına uygun zilyetliğin mevcut olup olmadığı, mevcut ise bu kullanımın 20 yıla ulaşıp ulaşmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; komşu parsellerin dayanak kayıtlarının çekişmeli taşınmaz bölümlerini ne şekilde sınır gösterdiği belirlenmeli; teknik bilirkişiden, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir, keşfi takibe imkan verir krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, taşınmazlarda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; jeolog bilirkişiden (E) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün aktif dere ya da dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı;mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanları bilimsel esaslara göre hazırlanmış bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi uyarınca Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın temyiz eden davalı ...'na geri verilmesine, 01/11/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.