"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu ... İlçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ... ada ...; ... ada ... ve ... parsel sayılı sırasıyla 940.00, 150.00 ve 819.00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu belirtilerek ... oğlu ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ..., çekişmeli taşınmazların gerçek maliki olduğunu, tapu kütüğünde dava konusu taşınmazın ... oğlu ... adına olması gerektiği halde 21.09.2010 tarihinde yapılan intikal esnasında “... oğlu” ibaresinin değiştirilip “... oğlu” olarak yazıldığını, bu durumda malik olarak kendisi yerine dedesi olan ...’ın göründüğünü, çekişmeli taşınmazların tapu sicillerinin davalılar tarafından yolsuz tescil haline getirildiğini belirterek TMK'nın 1025. maddesi uyarınca tapu kaydının değiştirilip taşınmazların “... oğlu ...” adına tescil edilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., ..., ... ve ... vekili cevap dilekçelerinde; davacının adının dedesi ile birebir aynı olmasından faydalanarak menfaat elde etmeye çalıştığını, asıl kayıt sahibinin dede ... olduğunu, kadastro çalışmaları esnasında davacının henüz 9 yaşında olduğunu, "..." ile "..."isimli şahısların aynı kişiler olduğunu, ...’ın ( ...), davalıların babası ...'ın babası olduğunu, davacının da dedesinin babası olduğunu , davacının bu taşınmazlara hangi suretle, hangi yolla hangi yasal ya da akdi sebeple malik olduğunu açıklayamadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... temsilcisi; dava konusu taşınmazlarda tapuda intikal işleminin ... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından düzenlenen 2010/248 Esas 2010/242 Karar sayılı mirasçılık belgesi doğrultusunda ... oğlu ...'ın mirasçıları adlarına tescil istem belgesi düzenlenerek mirasçıları adına intikal işleminin gerçekleştirildiğini, intikal işleminde intikale esas belgeler ile 1991 yılında düzenlenen kadastro tutanağında malikin ölü olduğunun belirtilmesi birlikte değerlendirildiğinde baba adının sehven ... yazıldığı kanaatine varılarak işlem yapıldığını, davacının 1982 doğumlu olduğu ve kadastro çalışmalarının 25.04.1991 yılında kesinleştiğini, kadastro sırasında davacının 9 yaşında intikalen gelmediğinden taşınmaz edinmesinin mümkün olmadığını, ayrıca tutanaklarda malikin ölü olduğunun da belirtildiğini, davacının babası ...'ın da mirasçı olarak işleme dahil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, tapu kütüğünde malik olarak yazılan kişinin davacı olan “... oğlu ...” olduğunun mahalli bilirkişiler, keşif ve dosya kapsamı birlikte incelendiğinde kanıtlanamadı, dolayısı ile davacı tarafa ayni hak kazandırabilecek şekilde yolsuz bir tescilin olmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşüldü.
Dava mülkiyet nakli istemine ilişkin olarak açılan kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır.
Çekişmeli ... ada ..., ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları 25.04.1991 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda tutanağın kesinleştiği 25.04.1991 tarihinden davanın açıldığı 04.03.2015 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile davanın reddine ve maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın esasına girilerek ret karar verilmiş olması ve davacı aleyhine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370. maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5 nolu maddesinin çıkartılarak yerine;
"5-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 1.980 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan temyiz karar harcının temyiz eden davacıya geri verilmesine, 08/11/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.