"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davadan dolayı Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.06.2016 tarihli ve 2001/174 Esas 2016/378 Karar sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi birleşen dosyada davacılar ile bir kısım asli müdahiller tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı Hazine vekili, Gazipaşa ilçesi, Kahyalar Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda tescil harici bırakılmış tüm taşınmazların Hazine adına tescilini istemiştir.
Yargılama sırasında ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... davaya asli müdahil olarak katılmışlardır.
Birleştirilen davada davacılar ..., ..., ... ve ... ayrı ayrı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve dava dilekçelerinde sınırlarını belirttikleri kısımların adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili ve ... vekili davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/06/2016 tarih 2001/174 Esas 2016/378 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede 1982 yılında yapılan arazi kadastrosunda tespit harici bırakılan fen bilirkişi raporuna ekli krokide A, B, C, D, E, F, G, H, I, J, K harfleri ile gösterilen taşınmazlar üzerindeki imar ihya faaliyetinin en erken tespit dışı bırakılmanın kesinleştiği 30/06/1982 tarihinde tamamlandığı kabul edilse dahi bu tarih ile davacı Hazinenin dava açtığı 05/07/2001 tarihleri arasında 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle çekişmeli bölümlere yönelik müdahil davacıların ve birleştirilen davada davacıların davasının reddine, Hazinenin davasının kabulüne Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, asli müdahil ..., ..., ... ve ...’nin davalarının takip edilmemesi ve yenilenmediği gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleşen dosyada davacılar vekili ve bir kısım asli müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Asli müdahiller ..., ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; keşif sırasında mahalli bilirkişi listesinde olmayan kişilerin dinlendiğini, ...’un dava konusu yeri ... isimli herkesçe bilinen yaşlı bir kadından satın almasına rağmen mahalli bilirkişilerden bir kısmının bu kişiyi bilmediğini söylemelerinin iyi niyetli olmadığını, davacı tarafın dayanak satış senedinin mahallinde uygulanmadığını, Mahkemece yapılan keşfin yeterli olmadığını, ziraat raporu ve inşaat raporunun davacılar lehine olmasına rağmen tanık beyanlarından davacıların uzun süredir zilyet oldukları anlaşılmasına rağmen ret kararı verildiğini belirterek ve re'sen görülecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
Asli müdahil ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, davacının zilyetliğinin babasından geldiğini ve 50-60 yıldır zilyet olduğunu, Hazine tarafından davacıya karşı açılmış bir dava olmadığını, bu sebeple zilyetlik süresinin kesilemeyeceğini, mahalli bilirkişi beyanlarına göre iddialarını ispatladıklarını, diğer müdahil ...’un iddialarının yerinde olmadığını belirterek ve re'sen takdir edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacılar ..., ..., ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıların 50-60 yıldır dava konusu yerlere zilyet olduklarını, davacı Hazinenin sadece yasal hasım olan Belediyeye karşı dava açtığını, arazilerin kullanıcıları olan davacıların hasım olarak gösterilmediğini, bu sebeple bu davanın davacıların zilyetlik süresini kesmeyeceğini, davacılar lehine yasada aranan olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Asli müdahil ... temyiz dilekçesinde özetle; 50-60 yıldır dava konusu yere zilyet olduğunu, davacı Hazinenin sadece yasal hasım olan Belediyeye karşı dava açtığını arazinin kullanıcısı olan kendisinin hasım olarak gösterilmediğini, bu sebeple bu davanın zilyetlik süresini kesmeyeceğini, lehine yasada aranan olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Asli müdahil ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Hazine tarafından açılan davanın davacı için kazandırıcı zamanaşımı süresini kesmeyeceğini, davacının 50-60 yıldır zilyet olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre zilyedin dahil olduğu bir dava bulunmadıkça niza unsurunun gerçekleşmeyeceğini, davacı lehine olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme şartlarının gerçekleştiğini belirterek, ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacılar ..., ... temyiz dilekçesinde özetle, Hazine tarafından belediyeye karşı açılan davanın süresinde açılmadığını, taşınmazı kullanan zilyede karşı açılması gerektiğini, keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda dava konusu yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olmadığını, özel mülkiyete konu olabilecek ziraat arazisi vasfında olduğunun belirtildiğini açıklayarak ve re'sen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin tapuya tescili isteğinden ibarettir.
Çekişmeli taşınmaz bölümleri, Gazipaşa ilçesi, Kahyalar Sarıağaç mahallesi çalışma alanında 1982 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında bir kısmı tarıma elverişli olmayan taşlık, çalılık vasfı bir kısmı da çay boşluğu olarak tespit harici bırakılmıştır.
Bölgede 6831 sayılı Kanun'a göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları 24/11/1990 tarihinde kesinleşmiştir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca; orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına tespit edilir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/3. maddesi, “Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır.”
6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi “(1) Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
(2) Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
(3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
(4) İstanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılmıştır. ‘’
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi, tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunmasının dava şartlarından olduğu
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/4. maddesi, “Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/5. maddesi, “Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur.” hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Bilindiği üzere, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin davalarda TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine husumet yöneltilmesi zorunludur. Yasal hasım konumundaki tüzel kişilerin davaya katılımları sağlanmadan yargılamaya devamla hüküm kurulması mümkün değildir. Yine, TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları uyarınca, keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir.
Somut olayda, Hazine ve ... hasım gösterilerek dava yürütülmüş, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığının ilgili kamu tüzel kişisi olarak davada taraf olması gerektiği Mahkemece gözden kaçırılmış ve Mahkemece yasanın öngördüğü şekilde gazete ilanı yaptırılmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
Tescil harici bırakılan yerlerin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazların niteliğinin belirlenmesi için uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle inceleme yapılması gerekirken Mahkemece sadece 1958 tarihli hava fotoğrafı orman mühendisi tarafından orman yönünden incelenmiş; ayrıca çekişmeli bölümlerin imar planı kapsamında kalıp kalmadığı sorulmamış ve her bir davacı, asli müdahil için ayrı ayrı belgesiz araştırması yapılmamıştır. Ayrıca, Mahkemece iki kez keşif yapılıp aynı ziraat bilirkişisinden nizalı bölümlerin değerinin tespiti istenilmiş birinci rapor ile ikinci rapor arasında fark olmasına rağmen bu fark açıklanmamış yine fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen kısmın imar ihya edilip edilmediğine ilişkin ziraat raporu ile jeolog bilirkişi raporu arasında çelişki çıkmıştır. Bu çelişki giderilmemiştir. Tek kişilik ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli bölümlerin vasfı gereği imar ihyaya muhtaç yerlerden olmasına rağmen çekişmeli bölümlerin kaç yıldır tarım arazisi olarak kullanıldığı belirtilmiş ancak imar ihyanın ne zaman başladığı, tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise ne zaman tamamlandığı hususunda bilgi verilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için; Mahkemece öncelikle, davacı tarafa davasını yasal hasım konumundaki Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde anılan Büyükşehir Belediyesinden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı çekişmeli bölümlerin imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılıp saptanmalı, taşınmazlar imar planı kapsamında kalıyor ise imar planının onaylanma ve kesinleşme tarihleri araştırılarak buna ilişkin belgeler ile imar planı örneği getirtilip dosyaya konulmalı, çekişmeli taşınmaz bölümlerine ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmazlar imar planı kapsamında kalıyorsa, imar planı onay tarihinden, değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalıdır.
Dosya anlatıldığı şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, yöreyi iyi bilen, tarafsız ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve daha önceki keşfe katılmamış üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, evveliyatı itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı, mevcut ise hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmazlar imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve imar- ihyanın ne zaman tamamlandığı, davacıların çekişmeli bölümler üzerinde ne şekilde tasarrufta bulundukları hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yöntemine uygun şekilde çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki tarımsal niteliğini bildiren, gerçekleştirildiği iddia edilen imar-ihyanın tamamlanma tarihi ile zilyetliğin sürdürülüş şeklini ve süresini açıklayan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, kot farkını, eğimini, bitki desenini irdeleyen, önceki ziraat bilirkişi raporlarını değerlendiren, taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden, dosyaya getirtilen hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi suretiyle, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki niteliği, kullanım şekli ve imar-ihya çalışmalarının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; fen bilirkişisinden taşınmazların yeri denetime açık şekilde belirlenerek, krokide işaretlenmek suretiyle, keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlemesi istenilmelidir.
Bundan sonra 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, davacılar adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve ilgili Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden önce, imar planı kapsamı dışındaysa dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, Mahkemece anılan yasal düzenlemeler uyarınca ilanlar yapılarak, üç aylık yasal ilan süresinin dolması beklenilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Davacılar ve asli müdahillerin talepleri hem kadastrodan önceki hem de kadastrodan sonraki zilyetliğe dayandığı halde Mahkemece hatalı olarak sadece kadastrodan sonraki zilyetliğe değer verilmesi ile yukarıdaki hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.