Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3703 E. 2022/842 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın zilyetlik yoluyla tescili talebi üzerine, zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazın zilyetlik yoluyla iktisabı konusunda yeterli araştırma yapılmadığı, özellikle hava fotoğrafları gibi önemli delillerin incelenmediği ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı Hazine ve davalı ... Belediyesi vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine ve davalı ... Belediyesi vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Mersin İli, Mezitli İlçesi, Davultepe Bölmece mevkiinde, 546 ada 4 parsel, 1469-1472 parsel, 522 ada 1 parsel, 546 ada 1 parsel ve 101 parsel sayılı taşınmazlarla çevrili tahminen 7.000 m2'lik taşınmazın, müvekkilinin 50 yıldan beri zilyet ve tasarrufu altında olup 30-40 yaşlarında limon ve zeytin ağaçlarıyla kaplı olduğunu beyanla, müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın mahallinde yapılan incelemesinde ve tahkikat sonucu Milli Emlak Müdürlüğünce düzenlenen 01/06/2016 tarihli tutanakta, söz konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, taşınmazın belirli kısmında davacıya ait 25-30 yaşlarında ağaçları, bir kısmında ise 20 yaşlarında iki adet evi olduğu ve taşınmazın hali hazırda davacı tarafından işgal edildiğinin tespit edildiğini, dava konusu taşınmazın ise devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, özel mülkiyete konu olamayacağını, söz konusu taşınmazın 4721 sayılı Yasa'nın 713. maddesinde bulunan koşulları taşıyan bir taşınmaz olduğundan söz edilemeyeceğini, dava konusu edilen taşınmazın davacı adına tespit ve tescili istemi ile açılan dava somut ve yasal dayanaktan yoksun olduğundan, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu Mersin İli Mezitli İlçesi, Davultepe Mahallesi, 546 ada 4 parsel, 1469-1472 parsel, 546 ada 1 parsel ve 101 nolu parsellerle çevrili tahminen 7.000 m2'lik alanın 1/1000 ölçekli uygulama imar planı dışında kaldığını, açılan davada müvekkili Belediyeye husumet yöneltilmesinin haksız ve usulsüz olduğunu, davacının açtığı davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddini talep ettiğini ve davacının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni mülkiyet iddiası için Kadastro Kanunu'nun 17. maddesindeki ihya ile ilgili olumlu ve olumsuz tüm koşullarla birlikte aynı Yasa'nın 14. maddesindeki iktisapla ilgili koşulların yerine getirilmesi ile mümkün olup imar ve ihya yoluyla tescil talebi için gerekli sürede imar ve ihya işlemlerinin yapıldığı ve tamamlandığı yönünde kanaat oluşturacak bir delil ve tespitte bulunmadığını, usule ve esasa aykırı davanın öncelikle usul yönünden aksi kanaatte olunması halinde esasdan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mersin Büyükşehir Belediyesi vekili cevap dilekçesinde, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağını, ayrıca Belediye yasal hasım olduğundan aleyhine yargılama gideri hükmedilmemesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20/03/2018 tarihli ve 2016/328 E., 2018/150 K. sayılı kararıyla; davacı yönünden imar-ihya ve zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, fen bilirkişisi raporunda (A) harfiyle gösterilen 6.979,41 m2'lik taşınmazın meyve bahçesi vasfıyla davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Belediyesi vekili ve davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davalı ... Belediyesi vekili istinaf dilekçesinde, eksik araştırma ile imar-ihya ile kazanım şartları oluşmadığı halde davanın kabulüne karar verilmiş olup, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, imar-ihya ve zilyetlikle iktisap şartlarının davacı yönünden oluşmadığını, oluşsa bile devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bu gibi yerlerin kazanılamayacağını, kararın kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Gerekçe ve Sonuç

3.1. Adana Bölge Adliye Mahkemesinin 04/07/2019 tarihli ve 2018/910 E., 2019/869 K. sayılı kararıyla; davacının davasının kanıtlandığı, zilyetlikle mülk edinmeyi düzenleyen mevzuat hükümlerine uygun şekilde zilyetlik şartlarının gerçekleştiği, davanın kabulüne yönelik Yerel Mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı inancına varılmıştır.

3.2. Yukarıda açıklanan sebeplerle sonuç olarak İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda vicdani kanaatin oluştuğu, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, kararın dayandığı deliller ile kanuni sebepler ve gerekçe içeriğine göre, davanın esası ile ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalılar Hazine ile Mersin Büyükşehir Başkanlığı vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar Hazine vekili ve Mersin Büyükşehir Belediyesi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz nedenleri

2.1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, taşınmazın orman olarak tescil harici bırakılıp bırakılmadığı, taşınmazın etrafında zeytinlik olduğu belirtildiği halde yabani zeytinlik olup olmadığının araştırılmadığını, zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.2. Davalı ... Belediyesi vekili temyiz dilekçesinde, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında "çalılık" vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, ‘’–Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

3.2.4 Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında “ dava, kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmazın tescili davalarında TMK'nın 713. maddesinin 3. fıkrası hükmüne göre Hazine ve ilgisi bakımından diğer kamu tüzel kişileri yasal hasım durumunda bulunduklarından yargılama gideri, harç ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacakları” hükmüne yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Çekişmeli taşınmazın yörede 1962 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında çalılık olarak tespit harici bırakıldığı saptanmıştır.

3.3.2. Davacı yanın imar -ihya ve zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak tapuya tescil isteğinde bulunduğu belirlenmiştir.

3.3.3. Öte yandan, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince zilyetlikle mülk edinme koşulları üzerinde durularak sonuca gidildiği görülmüştür.

3.3.4. Mahkemece, dava konusu bölüm üzerinde, davacı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde Mahkemece orman bilirkişisi tarafından hava fotoğrafı incelemesi yaptırılmış, taşınmazın imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ve üzerinde ekonomik amacına uygun olarak sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı hususlarında somut verilere dayalı açıklama içermeyen yetersiz tek kişilik ziraatçı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.

3.3.5. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli orto foto ve uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili yerlerden getirtilmeli, Harita Genel Müdürlüğü Web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/ mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmazın dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulu, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılmalı;

3.3.6. Yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, üzerinde sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı, zilyetliğe ara verilip verilmediği, taşınmazın terk edilip edilmediği, zilyetlik mevcut ise zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü açıklattırılmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli ve yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu taşınmazların tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli;

3.3.7. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın eğimini, niteliğini, toprak yapısını, üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar ve ihyaya muhtaç ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın her yönünden çekilmiş ve sınırları kabaca işaretlenmiş renkli fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;

3.3.8. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı;

3.3.9. Fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlettirilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı;

3.3.10. Bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, taşınmaz imar planı kapsamına alınma tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.

VI. SONUÇ

1- Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekillerinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1 maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2- 6100 sayılı Kanun'un 371/1-a maddesi gereğince Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz eden Belediye'ye geri verilmesine, 08/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.