"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin miras bırakan babaları ... ...'tan intikal eden davaya konu 180 ada 5 parsel ile 123 ada 4 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti sırasında hatalı olarak yeğenleri davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, halbuki, dava dilekçesi ekinde sunulan 10.08.2004 tarihli köy senedine göre davacıların ...'a sadece 123 ada 4 parsel üzerindeki ev ve eşyaları hibe ettiklerini, bunun dışında 180 ada 4 parsel ile 123 ada 4 parselin arsasının bağışlanması yönünde iradelerinin olmadığını, davalı ...'ın 123 ada 4 parseli de 2015 yılında annesi diğer davalı ...'a devrettiğini, anılan davalının iyiniyetli olmadığını açıklayarak, 180 ada 5 parsel ile 123 ada 4 parselin tapu kaydının iptali ile muris ... ... mirasçıları adına payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde, taşınmazların kök muris ...'dan geldiğinin doğru olup, murisin mirasçı olarak eşi ... ile 6 çocuğunun kaldığını, kök murisin sağlığında 4 parça yeri olup, bir tanesini üçüncü kişiye sattığını, bu yeri sonradan davacı ...'nin satın aldığını, murisin bir başka taşınmazını eşi ...'ye hibe ettiğini, ...'nin bu yeri iki parçaya taksim edip, bir parçasını davacı oğlu ...'ye bir parçasını dava dışı oğlu...'a ölünceye kadar bakım akdi ile hibe ettiğini, mirasbırakanın kalan iki taşınmazından "..." isimli yer ile "..." isimli yerini ayrı ayrı üç parçaya taksim ederek, ikişerli grup halinde çocuklarına bölüştürüp taksim ettiğini, daha sonradan mirasçıların kendi arasında devir ve intikaller yaptıklarını, çekişmeli taşınmazların mirasçılardan ... ... ile ...'a, bu kişiler arasında gerçekleşen hibe ve devirler de gözetilerek murisin taksim ettiği şekilde taşınmazların kadastro tespitlerinin yapıldığını, bu nedenle davacıların dava konusu yapılan parsellerde hak ve hisselerinin bulunmadığını, ...'ın da hissesinin ...’a hibe ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Amasra Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/02/2018 tarihli ve 2015/244 E. - 2018/30 K. sayılı kararıyla; Mahkemece, tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde;
... ...'ın tarafların kök murisi olduğu, davalı ...'ın babası olan ... ... ile davacıların kardeş oldukları, murisin ... ve ... isimli taşınmazlarını sağlığında ayrı ayrı 3 parçaya bölüp 6 çocuğu arasında taksim ettiği, bu taksimin keşif sırasında dinlenen ve aynı zamanda mirasçılar arasında yer alan tanıklar ..., ... ve ... tarafından ve dinlenen diğer tanıklar tarafından da doğrulandığı, murisin taşınmazları bir kız bir erkek çocuğuna olmak üzere her bir taşınmazını 3'e bölerek taksim ettiği, taksim sonucunda ... ... ile ... ...'ın bir grup, ... ile ...'ın bir grup ve ... ile ...'un bir grup olduğu, 10.04.2008 tarihli imzası inkar edilmeyen senet ile ...'ın babasından kendisine intikal eden taşınmazlardaki hak ve hisselerini davalı ...'a hibe ettiği, uyuşmazlık konusu 123 ada 4 parsel üzerinde ev konusunda herhangi bir ihtilafın olmadığı, ancak bahçenin dinlenen mahalli bilirkişi ... ... ile davacı tanığı ... ve davalı tanıklarından ..., ...'ın beyanlarına göre taksimde davalı ...'ın babası olan ...'e verildiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, ...'ın hissesini devrettiğini ifade ettiğinde müvekkillerinin hissesinin kaldığını, mahkemenin bu durumu hatalı değerlendirdiğini, sanki ...'ın 1/2 hisseye sahipmiş de bu devrediliyormuş gibi değerlendirme yaptığını, davalı ... adına tescil edilen yerlerin dedesinden gelen yerler olup, dedesi tarafından kendisine verildiğine dair kanıt mevcut olmadığını, tapulama sırasında davalı adına yazılabilmesi için hakkını ispata yönelik senedinin olması gerektiğini, senetle veya başka bir şekilde hakkını ispat edemediğini, zilyetliğin devrinin belge ile ispatlanması gerektiğini açıklayarak, belirtilen nedenler ve yargılama sırasına ortaya çıkacak nedenlerle mahkeme kararının kaldırılması isteği ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 29/05/2019 tarihli ve 2018/1114 E. - 2019/505 K. sayılı kararıyla; Dosya arasına alınan davaya konu taşınmazların kadastro tutanakları ile diğer mirasçılar adına tespit ve tescil edilen dava dışı 123 ada 3 ve 5 nolu parseller ile 180 ada 3 ve 4 nolu parsellerin kadastro tutanak içerikleri, taşınmazlar başında bilgilerine başvurulan mahalli bilirkişiler ile tanık anlatımları, özellikle, mirasbırakan ... ...'ın mirasçıları arasında bulunan davacı tanıkları ... ve ... ile davalı tanığı ...'ın; davalı tarafın savunmasını doğrular mahiyetteki anlatımları dikkate alındığında, kök murisin sağlığında dava konusu taşınmazlarını, dava dışı olan bir kısım taşınmazlarla birlikte taksim ederek çocukları arasında paylaştırdığı, mahkemece de aynı belirlemelere ve tespitlere dayanarak yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, tanıkları ...'ın beyanlarının esas alınmadığını, davalı ... adına tescil edilen yerlerin dedesinden gelen yerler olup, dedesi tarafından kendisine verildiğine dair kanıt mevcut olmadığını, tapulama sırasında davalı adına yazılabilmesi için hakkını ispata yönelik senedinin olması gerektiğini, senetle veya başka bir şekilde hakkını ispat edemediğini, tanık ...'ın aynı köyde oturmaması ve tanık...'un davalı ...'in eşi olması sebebiyle tarafsız ve gerçekçi beyanda bulunmadıklarını, bu nedenle beyanlarının hükme esas alınamayacağını, tanıklar ...
ile ... ...'ın taşınmazın bulunduğu köyde ikamet etmelerine rağmen beyanlarına itibar edilmediğini, taraflı ve gerçekçi olmayan beyanlara göre hüküm kurulduğunu, zilyetliğin devrinin belge ile ispatlanması gerektiğini açıklayarak kararın bozulmasını talep eder.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava Kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan mirasçılar arasında miras payına yönelik tapu iptali tescili istemine ilişkindir.
3.2. Hukuki Sebep
TMK’nın 640. maddesinde “Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.”
TMK’nın 701. maddesinde “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”
TMK’nun 702. maddesinde “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.” hükümlerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme.
3.3.1. Davacı taraf, çekişmeli taşınmazların kök muris ... ...’tan kaldığını, mirasçılar arasında taksim yapılmadığı iddiasına dayanarak miras payları oranında adlarına tescilini talep etmiştir. Davalı taraf ise murisin sağlığında terekeye konu taşınmazları paylaştırdığını savunmuştur. Çekişmeli 123 ada 4 parsel yığma ev, bahçe vasıflı ve 180 ada 5 parsel sayılı bahçe vasıflı taşınmazlar senetsizden irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davalı ... adına tespit ve tescil edildikten sonra, 123 ada 4 parsel sayılı taşınmaz 28/08/2015 tarihinde satış suretiyle davalı ... adına tescil edilmiştir.
3.3.2. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (III.) nolu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine, kararın (IV./3.) nolu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve kanuna uygun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 18/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.