"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinin kardeş olduklarını, Diyarbakır Merkez Cankatran Köyüne bitişik Cücük Köyü ile Uyandık Köyü sınırlarında tarla vasfında taşınmazları olduğunu, Cücük Köyünde bulunan 98, 99, 100, 73, 110, 111 ve 112 parsel sayılı taşınmazlara bitişik bir parça takriben 225 dönümlük tapulama harici taşlık alan olduğunu, bu alanın diğer tarafının ise Uyandık Köyünün 32 ve 35 numaralı parselleri baştan başa kapladığını, 1971 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında tapulama harici taşlık alan olarak bırakıldığını, müvekkillerinin bu taşlık alanın taşlarını ayıklamak sureti ile tarım arazisi haline getirdiklerini, 20 yılı aşkın bir süreden beri bu taşınmazı malik sıfatı ile zilyedlikleri ile nizasız ve fasılasız olarak devam edegeldiğini, taşınmazın arzda belirlenecek 100 dönümlük bir kısmının müvekkili ... adına, 50'şerden ayrı ayrı iki parçasının da müvekkilleri ... ... ... ve ... ... ... adına zilyedlikten tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece 05/11/2013 tarihli ve 2004/228 E., 2013/1020 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve davalı KTK temyiz isteminde bulunmuştur.
V. Yargıtay Bozma İlamı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2014/1850 E., 2014/5542 K. sayılı kararında “dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosya arasına konulması, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, Harita Genel Komutanlığı'ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, taşınmazın öncesinin mera olduğu ileri sürüldüğüne göre yöntemince mera araştırması yapılmalı, bundan sonra, 3 kişilik ziraat mühendisleri ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı bilirkişiden oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, ayrıca dinlenilen yerel bilirkişi ... taşınmazın davacıların babası tarafından 1990-1991 yıllarında üçüncü bir kişiden satın aldığını belirttiğine göre dava konusu taşınmaz bölümlerinin davacılara gerçekten babalarından kalıp kalmadığı, öyle ise ne şekilde intikal ettiği, davacıların babasının başka mirasçısı olup olmadığı, aralarında paylaşma olup olmadığı, tereddütsüz belirlenmeli, taşınmazlar paylaşma ya da başka bir yolla davacılara geçmemiş ise, başka bir ifade ile dava konusu taşınmaz terekeye dahil ise, mirasçıların bir kısmı tarafından sürdürülen zilyetliğin zilyet yararına hak kazandırmayacağı göz önünden bulundurulmalı, gerektiğinde 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde de öngörülen sınırlamalar yönünden davacıların babaları ve tüm mirasçılar adına belgesiz tespit edilen taşınmaz miktarları araştırmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerekçesi de açıkca belirtilmek suretiyle bir karar verilmesinin gereğine değinilmiştir.
VI. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 25/03/2019 tarihli ve 2014/1440 E., 2019/265 K. sayılı kararıyla, toplanan tüm deliller, bozmadan sonra yapılan keşif, hava fotoğrafları, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ve dosya kapsamına göre; dava konusu taşınmazın harita mühendisi Umut Tosun ve fen bilirkişisi ... ...'ın 25/05/2018 tarihli raporunda belirtildiği üzere 181.672,69 m2'lik kısmında zirai faaliyetlerin 1975 yılında başladığı ve halen devam ettiği, taşınmaza komşu parsellerin mera olarak tespitinin yapılmasına rağmen 08/02/2018 havale tarihli ziraat bilirkişileri raporunda belirtildiği üzere dava konusu taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü v.b özellikler dikkate alındığında mera özelliği göstermediğinin anlaşıldığı, bozma ilamında belirtildiği üzere mahalli bilirkişi ...'nun mahkememizce alınan beyanına göre de davacıların dava konusu taşınmazın çekişmeli bölümünü 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddeleri uyarınca; emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerini tamamlayarak tarıma elverişli hale getirdiği, babalarından irsen intikal etmediği, taşınmazın evvelinden beri davacılar tarafından kullanıldığı, bu nedenle de 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde de öngörülen sınırlamalar yönünden davacılar adına aynı kadastro çalışma alanı içinde zilyetlikten taşınmaz elde edilip edilmediği hususu ayrı ayrı değerlendirilerek sınırı geçen taşınmaz elde edilmediğinin tespit edildiği, davacıların imar-ihya işlemlerinin bitiminden itibaren dava tarihine kadar 20 yılı aşkın malik sıfatıyla kesintisiz ve nizasız zilyetliklerinin olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VII. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu yerin tarımsal amaçlı kullanılmadığı kadastro çalışmaları sırasında tespit edildiği, taşınmaz mera vasfında olduğundan davacıların da zilyetliği bulunmadığı, sonuç itibariyle ve açıklanan nedenlerle, davacılar yararına M.K.'nın 713. maddesi ve 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddelerinde öngörülen zilyetlik ve imar-ihyanın koşulları oluşmadığından davanın reddi gerektiğini öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede yapılan kadastro sırasında "taşlık" vasfıyla tespit harici bırakılan, ardından "ham toprak" vasfıyla toplulaştırma sonucunda ihdasen mera olarak özel sicile yazılan taşınmazın, mera kaydının iptali ile davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17. maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.'' hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak (VI.) no.lu paragrafta belirtilen kararın verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VIII. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
01/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.