Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3733 E. 2022/2357 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tescil edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve davacılar adına tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına dayanarak taşınmazlardan bir kısmının davacılar adına tesciline karar vermesi doğru bulunurken, birleştirilen davanın bağımsız olması ve ilk hükmün kesinleşmesi nedeniyle birleştirilen davaya ilişkin hükümlerin çıkarılması ve ayrıca davanın kabul edilen kısmı için vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek hüküm düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

1. Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde, Diyarbakır ili Dicle ilçesi Döğer köyünde bulunan 13 ada 1 ve 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tapuda müvekkili ... adına kayıtlı olduğunu, taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında 151 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile 151 ada 2 parsel sayılı taşınmaz içerisine dahil edilerek davalılar adına tespit edildiğini beyanla, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Birleştirilen 2013/25 Esas sayılı davada davacılar vekili dava dilekçesinde, Dicle ilçesi Döğer köyü 152 ada 2 ve 152 ada 3 parsel sayılı taşınmazların 60 yılı aşkın süreden beri müvekkillerinin tasarrufunda bulunduğunu ancak kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların davalı adına tescil edildiğini beyanla, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP:

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davacının kadastrodan önceki sebebe dayanarak dava açtığını, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazın Hazine adına kayıtlı olduğunu, özel mülkiyete konu teşkil edemeyeceğini beyanla, davanın reddini savunmuştur.

2. Bir kısım davalılar vekili ile davalılar ... ve ... duruşmada alınan beyanlarında davanın reddini savunmuşlardır.

3. Birleştirilen 2013/25 Esas sayılı davada davalı ... ve dahili davalılar usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermedikleri gibi duruşmaya da katılmamışlardır.

III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece, ... Komisyonunun paftasında yapılan yanlışlığın kadastro tespit çalışmalarında da sürdürüldüğü anlaşıldığından, birleştirilen davanın kabulü ile dava konusu 151 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına 1/3 paylı olarak tapuya kayıt ve tescillerine, asıl davada ise davacıların talepleri doğrultusunda davalarını dayandırdıkları ... Komisyonunun 13 ada 1 ve 13 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları itibariyle 151 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde fen bilirkişisi İhsan Yaman tarafından "B" harfi ile gösterilen kısım olarak ... mirasçıları adına veraset belgesindeki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, 151 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise taşınmazın kadastro tespiti sırasında kadim mera olarak tespit gördüğü, 1954 yılında yapılan ... Komisyonu çalışmalarında paftasında mera (gayri mezru alan) olarak belirtildiği, dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarının 1954 yılından sonrasına ilişkin olduğu, her ne kadar ziraat bilirkişisi ek raporunda taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğunu beyan etmiş ise de, evveliyatında mera olan bir yerin kullanıma dayalı olarak tarım arazisi haline getirilebileceği ancak bu durumun meranın zilyetlikle kazanılacağı anlamına gelmediği, 1954 yılında mera olduğu belirtilen taşınmazın kadim mera olduğu anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmiştir.

IV.TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalılar vekili ile davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.10.2015 tarihli ve 2015/8183 E., 2015/12604 K. sayılı kararıyla, "151 ada 1 parsele yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı tarafın dayanağı 19.07.1954 tarih 2 sayılı tapu kaydının 1954 tarihinden sonra tedavül görmediği, tapu kayıt maliklerinin paylı mülkiyet hükümleri gereği tapu kaydında pay sahibi oldukları, tapu kayıt maliklerinden ... oğlu ...'ün 1969 yılında vefat ettiği, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölüm hariç olmak üzere (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünde davacılar tarafının zilyet olduğu hususları birlikte gözetildiğinde (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü için (B harfli bölüm hariç) tapu kayıt maliki ... payı yönünden davalı tarafın tutunduğu tapu kaydının kadastro tespitinin yapıldığı tarih itibari ile yürürlükteki şekliyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-c maddesi gereği davacılar yararına hukuki kıymetini kaybettiği gözetilerek teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü için (B hariç) ...'ün 19.07.1954 tarih 2 sayılı tapu kaydında bildirilen payının davacı ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu, çekişmeli 151 ada 2 parsele yönelik davalı Hazine vekili ile davacılar ... mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarına gelince; hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın ... Komisyonu paftasında "gayri mezru" olarak gösterilen alanda kaldığını rapor etmiştir. Buna göre taşınmazın ... çalışmaları sırasında mera olarak sınırlandırıldığına dair dosyada bir bilgi ve belge bulunmamasına rağmen Mahkemece gayri mezru arazinin ne anlama geldiği, mera mı yoksa kullanılmayan boş arazi mi olduğu, taşınmazın ... çalışmalarının yapıldığı tarihte mera olup olmadığının araştırılmadığı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu mahalde mera tahsisi yapılıp yapılmadığı ilgili yerlerden, taşınmazın ... çalışmaları sonunda tapuya bağlanıp bağlanmadığı Tapu Müdürlüğünden sorulup saptanması, tahsis yapılmışsa tahsis haritası ile tutanaklarının getirtilmesi, kesinleşip kesinleşmediğinin belirlenmesi, mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi kurulu ile taraf tanıkları, fen ve üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi kurulu refakate alınarak yeniden keşif yapılması, krokide gösterilen mera karakterindeki parsellerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu şeklindeki belirtim değerlendirilmeli, yapılacak araştırma sonunda ... Komisyonu çalışmaları sırasında gayri mezru şeklindeki belirtimin "mera" anlamına geldiği belirlendiği takdirde mera niteliğinde ki taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağının gözetilmesi" gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 07/02/2019 tarihli ve 2017/89 E., 2019/16 K. sayılı kararıyla; 151 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden; Yargıtay kararına uyulmakla Diyarbakır ili, Dicle ilçesi, Döğer köyünde bulunan fen bilirkişisi Deniz Yıldırım'ın 04/01/2018 tarihli raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfleriyle belirttiği toplam alanı (A+B) 52.234,32 m2 olan 151 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar ...'nin Dicle Noterliğince düzenlenmiş 01502 no.lu ve 22/11/2012 tarihli veraset belgesindeki mirasçılarının payları oranında tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, 151 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise taşınmazın ... Komisyonu çalışmalarında paftasında gayri mezru alan olarak belirtildiği bozma kararına konu teşkil ettiği üzere "gayri mezru" ifadesinin mera mı yoksa kullanılmayan boş arazi mi olduğu hususunda taşınmaz mahallinde keşif yapılmış keşif sonucunda gerek Mahkemenin gözlemi gerekse de keşif esnasında dinlenen tanık, tutanak mümzii beyanları ile bilirkişi raporları doğrultusunda; "gayri mezru" ifadesinin anlamını bilen tanıkların beyanlarında mera olduğunu söylemeleri, taşınmazda uzun zamandan beri tarımsal faaliyet olmadığı, taşınmaz üzerinde çok yıllık mera bitkilerine rastlanıldığı, taşınmaz arazisinin niteliği toprak yapısı, mevcut bitki örtüsü, eğimi itibariyle de mera özelliği gösterdiği, taşınmazın tarımsal olarak kullanılan diğer taşınmazlarla tarımsal yönden doğal (kuru dere yatağı) ve yapay (yol) ayırıcı unsurlar bulunduğu, taşınmazın üzerinde günümüzde de tarımsal faaliyet yapılmadığı hususları değerlendirildiğinde taşınmazın ... Komisyonu çalışmaları sırasında gayri mezru belirtiminin mera olduğu kanaatine varılmakla evveliyatında mera olan bir yerin kullanıma dayalı olarak kazanma şartları oluşamayacağından, davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu edilen yerin kadimden beri mera olan bir yer olmadığını, 151 ada 1 no.lu parselde (A+B) için harca esas değeri 182.280 TL için toplam 16.886 TL avukatlık ücretine karar verilmesi gerekirken, avukatlık ücretine hükmedilmemesinin açıkça hatalı olduğunu, asıl davada davalı Hazine kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT tarifesine göre 8.854,02 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı Hazineye ödenmesine denildiğini, 151 ada 2 no.lu parsel için Hazine vekilleri lehine harca esas değeri: 36.657,36 TL ile 4.422,32 TL toplamı: 41.079,68 TL üzerinden avukatlık ücreti 4.868,76 TL olabilecekken müvekkili aleyhine 8.854 TL'ye hükmedildiğini, birleştirilen davada davacılar hakkında ilk kararın bozulmadığını ve kesinleştiğini, eski karardaki harç ve avukatlık ücreti tespitlerinin aynen geçerli olması gerektiğini öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca; tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (kırk ve yüz dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatı ile zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan (IV.3) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların yerinde bulunmayan diğer temyiz itirazlarının reddine.

6.3.2. Ancak birleştirilen dava bağımsız olup, ilk hüküm sonrası temyiz edilmeden kesinleştiğinden, birleştirilen dava hakkında yeniden hüküm kurulması doğru bulunmadığından birleştirilen davaya yönelik hüküm fıkrasının 3, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19 no.lu bentlerinin hükümden çıkarılması gerekmektedir.

6.3.3. Öte yandan davanın kabul edilen kısmı yönünden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi hatalı ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği için vekalet ücreti eklenmek suretiyle hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

V.SONUÇ:

Davacılar vekilinin açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile,

1- Hüküm fıkrasının birleştirilen davaya yönelik 3, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19 no'lu bentlerinin hükümden çıkarılmasına,

2- Hükme 13. bent olarak "2019 yılı AAÜT gereğince hesaplanan 16.886,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine" cümlesinin eklenmesine, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, alınan peşin harçların temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.