"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, 296 ada 58, 229 ada 22, 23, 234 ada 6, 239 ada 7, 11, 240 ada 3 parsel sayılı taşınmazların müşterek mirasbırakanları ...’ndan intikal etmesine rağmen kadastro tespiti ile bilinmeyen sebeplerle anneleri olan davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescil istemişler, aşamada 296 ada 58 parsel sayılı taşınmaz bakımından davalarından feragat etmişlerdir.
Davalı, taşınmazların bir kısmını 3. kişilerden satın aldığını, bir kısmının ise mirasbırakan eşi İbrahim'den kaldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile; 229 ada 22, 23, 234 ada 6, 239 ada 7, 11, 240 ada 3 parsel sayılı taşınmazların Pendik 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/1198 Esas, 2013/12 Karar ve 07.01.2013 tarihli veraset ilamındaki payları oranında davacılar adına tesciline ilişkin olarak verilen karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nce "...hüküm infaza elverişli bulunmamaktadır. O halde, mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline karar verilip, sonrasında payları belirlenecek paydaya eşit olacak şekilde, tescile karar verilen pay miktarı, adı, soyadı, baba adı ve T.C. Kimlik Numarası, hüküm yerinde açıkça belirtilerek infazı mümkün, doğru sicil oluşturacak nitelikte hüküm kurulmalıdır." gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece, 296 ada 58 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği şekilde işlem yapılarak devam eden yargılama neticesinde yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Öte yandan, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gerektiği ve kamu düzeniyle ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği de kuşkusuzdur.
Somut olayda, kabul kapsamındaki çekişme konusu 240 ada 3, 239 ada 11, 239 ada 7, 234 ada 6, 229 ada 22 ve 23 parsel sayılı taşınmaz paylarının dava tarihindeki keşfen saptanan toplam değeri 29.894,66 TL olup, bu değer üzerinden harca hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Ne var ki; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 4. bendi hükümden çıkarılarak yerine 4. bent olarak “ Harçlar Kanununa göre alınması gereken 2.042,11 TL harçtan, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile kalan 2.016,91 TL'nin davalı ...'ndan alınarak hazineye irat kaydına, davacının yatırdığı 25,20 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin yazılmasına, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı H.M.K.'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.