"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında bozmaya uyularak verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Kadastro sonucu Talatbey köyü çalışma alanında bulunan 153 ada 5 parsel sayılı 5.402,62 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz çalılık vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde özetle; tapu kaydına dayalı olarak adına tescil edilen aynı ada 6 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik tespit edildiği, eksikliğin 153 ada 5 parsel sayılı taşınmazda kaldığı iddiasıyla dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın tüm komşu taşınmaz maliklerine açılması gerektiğini, davacıya ait kadastro önceki tapu kaydında miktar belirtilmediğini, miktar belirtilmeyen tapu kaydına göre kadastroca eksik tespit yapıldığı iddiasında bulunulamayacağını, davacının davasını kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik iddiasına dayandırabileceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.10.2014 tarihli ve 2013/51 Esas, 2014/353 Karar sayılı kararıyla; davacının dayandığı tapu kaydının miktar hanesinin açık olduğu ve talebe konu taşınmaz bölümünde davacının zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairece “Öncelikle tapu kaydının iskan haritasının araştırılarak bulunması, taşınmazları dıştan çevreleyen komşu parsellerin kadastro tutanak örneklerinin dayanakları ile birlikte getirtilmesi, bundan sonra taşınmazın bulunduğu yeri iyi bilen, taraflarla yakınlığı ve husumeti bulunmayan, olabildiğince yaşlı, tarafsız 3 kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılması, keşif sırasında 06.01.1997 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydı ile komşu parsellerin dayanaklarının da dikkate alınmak suretiyle, kayıtların haritası bulunduğu takdirde 3402 sayılı Yasa'nın 20. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde yerel bilirkişi aracılığı ile yöntemince uygulanması, tapu kaydının haritasının bulunamaması halinde, kaydın gayri sabit sınırlı olduğu dikkate alınarak; taşınmazın cinsi “50 ağaçlık zeytinlik” olduğu göz önünde tutularak, yörede 1 zeytin ağacı için kabul edilen yüzölçümünün yerel bilirkişi ve Ziraat Odasından sorularak tapu kaydının miktarının tespit edilmesi, bundan sonra sabit sınırdan başlanmak suretiyle kapsamının belirlenmeye çalışılmalı... tapu kaydının mülkiyet belgesi olduğu ve kayıt kapsamında kalan yerde davacının zilyet olma şartı bulunmadığının göz önünde bulundurularak; toplanmış ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi” gerekçesiyle bozma yapılmıştır.
3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 10.04.2019 tarihli ve 2017/448 Esas, 2019/165 Karar sayılı kararıyla, dosyanın keşfe hazır hale getirilip mahallinde keşif yapılmasına karar verildiği ve davacı vekiline keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması için keşif avansı yatırması için iki defa süre verilmesine rağmen keşif avansı yatırılmadığı, davacı vekilinin son celsede keşif masrafını müvekkilinin yatırmadığını, bu nedenle keşif masrafının yatırılması için yeniden süre talep etmediklerini beyan ettiği, Yargıtay bozma ilamında belirtilen bozma gerekçelerinin davacı vekili tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, temyiz dilekçesinde özetle, çekişmeli taşınmazı müvekkilinin haricen önceki malikinden satın aldığını, Hukuk Mahkemesince görülen tespit davasında çekişmeli taşınmazın yüzölçümü tespitinin yapıldığını ve 4.578 metrekare olarak krokisinin tanzim edildiğini, tespit dava dosyasının bulunamamasında müvekkilinin kusuru olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede yapılan kadastro sırasında Hazine adına tespit ve tescil edilen çekişmeli taşınmaz hakkında davacı tarafından, çekişmeli taşınmazın kendisine ait tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 414 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesi hükmü uyarınca taraflar dayandıkları delillerin toplanması için gerekli masrafları karşılamak zorundadırlar. Bu nedenle keşif deliline dayanan ve ispat külfeti kendisinde bulunan tarafın, verilen kesin mehil içinde keşif için gerekli olan giderleri eksiksiz olarak karşılaması gerekmekte olup aksi takdirde masrafı karşılanmayan delillere dayanılmaktan vazgeçilmiş sayılacaktır. Bu kuralın, keşif giderlerine ilişkin olarak uygulanabilmesi için, taşınmaz başında keşif yapılmasının zorunlu bulunması, dava dosyasının keşfe hazır hale getirilmiş olması ve kanıtlama yükümlülüğü kendisine ait olan davacı tarafa keşif giderlerinin kalem kalem gösterilmek suretiyle toplam ne kadar keşif giderini mahkeme veznesine depo etmesi gerektiği, keşif giderlerini verilen önel içerisinde mahkeme veznesine depo etmediği takdirde sonuçlarının ihtar edilmesi gerekmektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1.Mahkemece 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 163 ve 414. maddeleri gerekçe gösterilerek verilen kesin süre içinde keşif giderleri yatırılmadığından davanın esastan reddine karar verilmiştir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için öncelikle uyuşmazlığın sağlıklı biçimde çözümlenebilmesinin keşif yapılmasını zorunlu kılması, dava dosyasının keşfe hazır hale getirilmiş olması, kanıtlama yükümlülüğü kendisine ait olan tarafa mahkemece verilen makul kesin önel içerisinde ilgilinin gerekli keşif giderlerini mahkeme veznesine depo etmemiş olması gerekir.
6.3.2.Somut olayda; dosya içeriğine göre uyuşmazlığın çözümlenmesinde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için çekişmeli taşınmaz başında keşif yapılmasının zorunlu olduğu, dava dosyasının keşfe hazır hale getirildiği, kanıtlama yükümlülüğü kendisine ait olduğu belirlenen davacı tarafın Mahkemece kendisine verilen makul kesin önele rağmen keşif giderlerini yöntemine uygun şekilde mahkeme veznesine depo etmediği, bilhassa keşif delil avansının ikmalinin sağlanamayacağının davacı vekili ... tarafından yetkilendirilen Av. Ferda Toklu tarafından 10.04.2019 tarihli 5. Celsede de açıkça kabul edildiği dosya içeriğiyle belirlenmiştir.
Hal böyle olunca, dosya içeriğine, toplanan delillere kararın ( IV/2. ) numaralı paragrafında yer verilen bozma kararının gerekçelerine göre yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.