Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3788 E. 2022/1483 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın davacı adına tescil edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yirmi yılı aşkın süredir taşınmaz üzerindeki nizasız ve fasılasız zilyetliği ile imar ve ihya faaliyetleri yaptığı, ayrıca bozma kararına uygun olarak usulüne uygun yasal ilanların yapıldığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasındaki tescil davası sonunda Sarıoğlan Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21/05/2019 tarih 2018/96 Esas, 2019/66 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, yirmi yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız zilyetliğinde bulunup dava dışı 156 ada 3, 4,5 ve 158 ada 3, 5, 6, 7 parsel sayılı taşınmazlar arasında kalan, yol vasfında da olmayan 310,29 m’lik yerin kadastro tespiti sırasında tespit dışı bırakıldığını ileri sürerek taşınmazın imar ve ihya sebebiyle adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazın zilyetlikle iktisap olunamayacağını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.

2. Dahili davalı ... Belediyesi Başkanlığı, husumet itirazında bulunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Sarıoğlan Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/09/2013 tarihli ve 2012/319 E., 2013/185 K. sayılı kararıyla; davanın tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren makul sürede açılmadığı, tespitten sonra ise dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08/05/2014 tarihli ve 2014/5077 E., 2014/5738 K. sayılı kararıyla; "... 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde yalnızca hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla ilgili olarak 10 yıllık hak düşürücü süre belirlenmiş olup, gerek 3402 sayılı Yasa'da, gerekse de 4721 sayılı Yasa'nın tescil hükümlerini düzenleyen maddelerinde, hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal düzenleme yoktur. Hal böyle olunca hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yer alan belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin sona erdiği göz önüne alınarak aynı Yasa'nın geçici 1. maddesinin 13. fıkrası uyarınca taşınmazın bulunduğu İlçe Belediyesi ile Kayseri Büyükşehir Belediyesinin sınırları tüm ilin mülki sınırları haline geldiğinden Kayseri Büyükşehir Belediyesine de husumet yaygınlaştırılmak suretiyle taraf koşulu sağlanıp, işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp, deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir ..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 07/05/2015 tarihli ve 2014/1276 E., 2015/67 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişi Ahmet Erkal'ın 09/07/2013 havale tarihli rapor ve krokisinde turuncu renkle gösterilen 305,14 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16/04/2018 tarihli ve 2015/16686 E., 2018/2650 K. sayılı kararıyla; “...Mahkemece, davacı adına tesciline karar verilen ve hükme esas alınan 09.07.2013 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide turuncu renge boyalı olarak gösterilen 305,14 metrekarelik bölüm yönünden davacı, TMK’nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddelerine dayalı olarak tescil talebinde bulunmuştur. Bu nitelikteki davalarda; TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir. Mahkemece sözü edilen yasal ilanlar yapılmadan ve menfaati olanlara itiraz hakkı tanınmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup,...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Mahkemenin 21/05/2019 tarihli ve 2018/96 E., 2019/66 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile Harita Bilirkişisi Mustafa İpek’in 19.03.2019 havale tarihli krokisinde sarı renk ile gösterilen 310,29 m²’lik yerin davacı adına tesciline karar verilmiştir.

7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Dava konusu taşınmazın yol vasfında olup kamunun faydalanmasına açık olduğunu, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle zilyetlikle iktisap edilmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki taşınmazlarda davacının kanunun aradığı şekilde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin bulunmadığını, ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini, eksik incelemeyle karar verildiğini belirtip hükmün bozulmasını istemiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

9.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. "

9.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

9.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı ve kararın (IV/9.2) numaralı paragrafında yer verilen yasal ve hukuksal gerekçeye, hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılmış olmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.