Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3787 E. 2021/8167 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı tarafından imar ve ihya edilerek zilyetlikle kazanılıp kazanılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından taşınmaz üzerinde yapılan imar ve ihya faaliyetlerinin zilyetlikle iktisap için yeterli olmadığı, ayrıca 20 yıllık zilyetlik süresinin de dolmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hazine vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

Davacı, Sultaniye Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazı, 30 yıldan beri nizasız fasılasız tarım arazisi olarak kullandığını ileri sürerek, anılan taşınmazın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine, davacı lehine imar-ihya şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuş ve TMK 713/6. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, imar-ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen karar kapatılan Yargıtay 16. Hukuk Dairesince; ‘’ …Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde düzenlenen zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın 1953 yılında yapılan tesis kadastrosu çalışmalarında taşlık olarak tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davanın niteliği gereği böyle bir yerin imar-ihyasına ne zaman başlanıp ne zaman tamamlandığı, tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususlarının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Keşifte hazır bulunan ziraatçi bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçlarının 20 yaşın altında oldukları tespit edilmiş olmasına rağmen keşifte dinlenen bir yerel bilirkişi ve bir davacı tanığından imar-ihya hususunda ayrıntılı beyan alınmamıştır. Doğru sonuca varabilmek için mahallinde üç yerel bilirkişi ve HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında taraflara gerektiğinde yeni tanık bildirme hakkının hatırlatılması; tarafların bildireceği zilyetlik tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılarak, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyaya hangi tarihte başlanıp, ne zaman tamamlandığı, taşınmazın tarımsal amaçlı olarak kullanılıp kullanılmadığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsel dayanağı kayıt ve belgeler yerel bilirkişi ve tanıklar eliyle uygulanarak çekişmeli taşınmaz yönünü ne ve kimin yeri olarak okuduğu belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olması halinde çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir...‘’ gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda imar-ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle tescil isteğinin kabulü ile harita mühendisi ... tarafından tanzim edilen 21.05.2018 havale tarihli rapora ekli krokide A harfiyle kahverengi boyalı olarak gösterilen 452,48 m2 miktarındaki taşınmazın tarla vasfıyla davacı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde, davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Taşınmazın zilyetlikle kazanılabilmesi için, öncelikle zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, bundan sonra da 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca, emek ve para harcanmak suretiyle imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur.

Somut olayda; ev yapılması tek başına ekonomik amaca uygun zilyetlik için yeterli olmadığı gibi tescil hükmü kurulabilmesi için imar-ihyanın bittiği tarihinden itibaren 20 yıllık sürenin dolmuş olması gerektiği, alınan ziraat bilirkişi raporunda göre de dava tarihi ve hatta keşif tarihine göre en yaşlı ağacın 20 yaş altında bulunduğu, tanık beyanları ile de bu durumun aksinin kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, davacı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

Kabule göre de; davalı Hazine’nin TMK'nın 713/6. maddesi gereğince tescil talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da isabetsizdir.

Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.