Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3799 E. 2022/1370 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davadan feragat edildikten sonra, feragatin irade fesadına uğradığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil davasının tekrar açılması talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının feragat beyanı ile davanın kesin hüküm doğuracak şekilde sona erdiği, irade fesadı iddiasının ise Türk Borçlar Kanunu'nun 39. maddesinde düzenlenen hak düşürücü süreye tabi olduğu ve davacının bu süre içerisinde dava açmadığı gözetilerek yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Kadastro sonucu Maçka ilçesi, Gürgenağaç mahallesi çalışma alanında bulunan 130 ada 1 ve 4 parsel sayılı sırasıyla 2.829,51 ve 2.641,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 130 ada 1 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydı ve satın alma nedeniyle davalı ...; 130 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ise vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

I. DAVA

Davacı ..., çekişmeli taşınmazlar üzerinde tapuda kayden hak sahibi olmasına rağmen kadastro çalışmaları esnasında kendisinin yok sayılarak haksız şekilde davalılar adına tespitinin yapıldığını belirterek, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile tapu kaydındaki payı oranında adına tescilini istemiş, 24.09.2012 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... cevap dilekçelerinde özetle; davacının iddiasının dayanaksız olduğunu ve taşınmazların kendilerine ait olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2012 tarihli ve 2012/178 Esas, 2012/199 Karar sayılı kararıyla davacının ön inceleme aşamasında iken 24.09.2012 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirdiğinden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı, temyiz dilekçesinde özetle, davadan feragat ettiğini ancak bu feragatin gerçeği yansıtmadığını, iradesinin fesada uğratıldığını, davalılar tarafından feragat şartlarının yerine getirilmediğini belirterek, Maçka Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/178 Esas, 2012/199 Karar sayılı kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi tanzim edilmiş tapu kaydına dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda "Davaya Son Veren Taraf İşlemleri" üst başlığı ile madde 307 ve devamı.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. 6100 sayılı HMK'nın "Feragat ve kabulün şekli" başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine, belirtmek gerekir ki; feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamaları da bu yoldadır. Öte yandan HMK’nın 311. maddesi uyarınca feragat ve kabule yönelik irade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.

3.2.2. İradesi sakatlanan tarafın sözleşmeyi iptal hakkını kullanması ise TBK’nın 39. (BK’nın 31.) maddesinde belli bir süreye bağlanmıştır. Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır (TBK.m.39/1).

3.3.3. Buradaki süre Hukuk Genel Kurulunun 01.06.2011 tarihli ve 2011/14-281 E., 2011/373 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere hak düşürücü süre niteliğinde olup, hak düşürücü sürenin Kanunun açık hükmü uyarınca hata ve hilenin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağı kuşkusuzdur. İradesi sakatlanan tarafın hata veya hileyi öğrendiği andan itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşmeyle bağlı olmadığını bildirmesi veya verdiği şeyi geri istemesi zorunludur.

3.3.4. Somut olayda, davacı ..., davasından 24.09.2012 tarihli dilekçe ile feragat etmiştir. Şu halde; feragat yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından, davacının feragat beyanındaki irade fesadı iddiasını anlaşmanın yerine getirilmemesine dayandırdığından, işlem tarihi ile temyiz tarihi arasında geçen 7 yıllık süreye nazaran TBK’nın 39. maddesi uyarınca iddianın ileri sürülmesinin hak düşürücü süreye uğradığı gözetildiğinde davacının temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; dosya içeriği ve kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacının temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Yerel Mahkeme kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.