Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3862 E. 2022/3509 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Hazine adına kayıtlı tapu kaydının oluşumuna esas belgeleri incelemeden ve davalıların dayandığı tapu kayıtlarının eski kayıtlarla olan bağlantısını araştırmadan eksik inceleme yapması, ayrıca tarafların delillerinin kapsamını belirlerken gerekli özeni göstermemesi ve bozma kararının gereklerini tam olarak yerine getirmemesi gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin davanın reddine ilişkin önceki tarihli kararının, davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda bozulması üzerine, Yerel Mahkeme tarafından bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı ... vekili, çekişmeli 101 ada 3 parsel ve 4 parsel sayılı taşınmazların toprak tevzi sonucunda Hazine adına oluşan Ekim 1961 tarihli, 52 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı ..., çekişmeli 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazın murisi adına tapuda kayıtlı Haziran 1976 tarih, 52 sıra numaralı kaydın kapsamında kaldığı zilyetliğin ise kendisi ve müştereklerinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., çekişmeli 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazın murisi adına tapuda kayıtlı Haziran 1976 tarih, 52 sıra numaralı kaydın ve yine muris adına tahsis edilmiş 1937 tarih, 178 tahrir numaralı vergi kaydının kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... çekişmeli 101 ada 4 parsel sayılı taşınmazın murisi ... adına tapuda kayıtlı Aralık 1982 tarih, 8 ve 9 sıra numaralı kaydın ve yine muris adına tahsis edilmiş tarih, 1965 tarih, 178 tahrir numaralı vergi kaydının kapsamında kaldığı gerekçesiyle, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Eleşkirt Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.01.2015 tarihli ve 2011/130 E., 2015/4 K. sayılı önceki tarihli kararı ile davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydının zeminle uyuşmadığı, buna karşılık davalıların dayandıkları tapu kayıtları ile vergi kayıtlarının bütün sınırları itibariyle çekişmeli taşınmazları kapsadığı, ayrıca çekişmeli taşınmazlar üzerinde davalıların murislerinden intikal eden ve yirmi yılı aşkın süredir devam eden, nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla eklemeli zilyetliklerinin bulunduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda ayrıntıları belirtilen karara karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Mahkemenin önceki tarihli kararı, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.05.2017 tarihli ve 2015/8512 Esas, 2017/3643 Karar sayılı kararıyla; “Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydının oluşumuna esas belirtmelik tutanakları, tablendikatif cetveli, belirtmelik haritası, toprak tevzi haritası ve varsa diğer belgeler, davalıların dayandıkları tapu kayıtlarının geldileri olan Temmuz 1289 tarih ve 197 sayılı tapu kaydı ile Temmuz 1317 tarihli ve 12 sayılı tapu kaydı, ayrıca çekişmeli taşınmazlara komşu ... köyü 107 ada 209, ... köyü 101 ada 210, 116 ada 12, 101 ada 209, 101 ada 190 ve 101 ada 194 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanakları dosya arasına getirtilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ile uzman fen ya da harita mühendisi bilirkişi huzuruyla keşif yapılmalıdır. Çekişmeli taşınmazlar başında yapılacak keşif sırasında, tevzi çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgeler ile tarafların dayandıkları tapu kayıtları, vergi kayıtları ve arazi kayıt örnekleri ihdaslarından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte ayrı ayrı okunup hudutları yerel bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanıklarca gösterilen hudutlar fen bilirkişisine harita üzerinde işaretlettirilmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, toplanan delillerin tespite aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, fen bilirkişisinden toprak tevzi haritası ile kadastro paftası çakıştırılmak suretiyle, ayrıca uygulanan tapu kayıtlarının, vergi kayıtlarının, arazi kayıt örneklerinin ve varsa haritalarının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir ayrıntılı kroki düzenlettirilmeli, kayıtların kapsamı belirlenirken sınırların niteliğine göre gayri sabit sınırlı olup olmadıkları ve varsa haritalarının fenni sıhhati haiz olup olmadıkları üzerinde durulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Eleşkirt Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.05.2019 tarihli ve 2017/103 Esas, 2019/35 Karar sayılı kararıyla; bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle, mahallinde yapılan keşifte alınan beyanlar ve fen bilirkişisi raporu bir arada değerlendirildiğinde davacı Hazinenin iddiasına dayanak tapu kaydının davanın konusu her iki parseli de kapsamadığı, davalıların tutunduğu vergi kaydının ise her iki taşınmazı birden kapsadığı, hal böyle olunca daha eski tarihli olan 1937 tarih 178 tahrir nolu arazi kayıt örneğine göre çekişmeli taşınmazların davalıların ortak murisleri ... oğlu ... ve ...'dan irsen intikal ettiği davalıların taşınmazı miras yoluyla edindikleri ve kadimden beri kullandıkları, hem bozma öncesi yapılan keşifte dinlenilen mahalli bilirkişilerin beyan ve yer göstermelerinden, hem bozma sonrası yapılan keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi beyanları ve yer göstermelerinden anlaşılmakla, davalı dayanağı arazi kayıt örneğinin davacı dayanak tapusundan çok daha eski tarihli olduğundan kadimden beri taşınmazların davalı ... murislerinin kullanımında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, kararın eksik incelemeye dayalı olarak usul ve yasaya aykırı şekilde verildiği gerekçesiyle re'sen göz önüne alınacak hususlar da bir arada değerlendirilerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

6.2.3. Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 33/3. maddesindeki yollama nedeniyle genel hüküm niteliğini alan ve genel hükümlere göre açılan davalarda da uygulanması gereken 20. maddesinde kayıt ve belgelerin kapsamının ne şekilde tayin edileceği düzenlemiştir.

6.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesinde tapu kayıtlarının kapsadığı yer tayin edilirken, tapu kayıtları ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunacağı hüküm altına alınmıştır.

6.2.5. 3402 sayılı Kanun'un 20/B maddesinde; harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ise bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise sınır yerlerine itibar edilerek kapsamının belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

6.2.6. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/C maddesi ise, “Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlardan gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır” şeklindedir. Gerçekten de belgenin birbiri ile bağlantısız, değişmeye ve genişletilmeye elverişli sınırları göstermesi halinde kayıtların kapsamının miktarına göre belirlenmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle; tapu kaydı sabit sınırlı değilse kayıt üzerinde yazılı olan miktar kadar geçerlidir ve kapsamı da bu miktara eşit şekilde tayin edilmelidir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Mahkemece yazılı şekilde davanın reddine hükmedilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yetersiz olduğu gibi hükmüne uyulan bozma kararının gerekleri de yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.

6.3.2. Somut olayda davacı Hazinenin dayandığı 18.10.1961 tarihli ve 45 sayılı tapu kaydı, 4753 sayılı Yasa hükümleri uyarınca oluşmuş bir tapu kaydı olduğu halde, Mahkemece, bu tapu kaydının oluşumuna esas tablendikatif cetveli, belirtmelik tutanakları, toprak tevzi haritası ve varsa diğer belgeler incelenerek tapu kaydının hangi dayanakla oluştuğu belirlenmediği gibi haritaya bağlanan bu tapu kaydının tesis haritası yöntemince uygulanarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca kapsamı haritasına göre belirlenmemiştir.

6.3.3. Öte yandan bozma kararında sonra davalıların dayandıkları tapu kayıtlarının geldileri olan Temmuz 1289 tarihli ve 197 sayılı tapu kaydı ile Temmuz 1317 tarihli ve 12 sayılı tapu kaydı dosya arasına alınarak kayıtların tercümesi için bilirkişiye tevdi edilmiş ise de, bilirkişi raporunda bahsi geçen tapu kayıtlarının iktisap nedenleri ve malik hanelerine dair inceleme yapılmamış, bu haliyle geldi kök kayıtlar ile dayanak kayıtlar arasında bağlantı sağlanmadan keşfe gidilmiştir.

6.3.4. Keşfe refakat eden fen bilirkişisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve keşfi denetlemeye elverişli ve yeterli olmadığı halde bu rapor hükme esas alınmış, taraflarca dayanılan tapu kayıtları ve vergi kayıtlarının sınırları kroki üzerinde işaretlenerek kapsamları ayrıntılı şekilde tespit edilmemiş, tapu kayıtlarının sınırlarının gayri sabit nitelikte olup olmadıkları üzerinde durulmamış, sadece tapu kayıtlarının yönlerinin

kroki üzerinde gösterilmesiyle yetinilmek suretiyle hazırlanan rapora itibar edilerek, davalıların tutundukları kayıtların taşınmazı kapsadığı gerekçesiyle sonuca gidilmiştir. Eksik tahkikat sonucu verilen kararla hakikate ulaşamaz.

6.3.5. Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydının oluşumuna esas bölümleri içeren belirtmelik ve tablendikatif cetvelleri ile toprak tevzi haritası ve varsa dayanağı kayıt ve belgeler ile davalıların dayandıkları tapu kayıtlarının geldileri olan Temmuz 1289 tarihli ve 197 sayılı tapu kaydı ile Temmuz 1317 tarihli ve 12 sayılı tapu kayıtlarının malik haneleri, iktisap sebepleri, geldi-gitti ve var ise revizyon kayıtlarını içerecek şekilde tüm mütemmimleri dosya arasına getirtilmelidir.

6.3.6. Dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ile tapu ve vergi kayıt uygulamaları hususunda ehil bilirkişi huzuruyla keşif yapılmalıdır.

6.3.7. Çekişmeli taşınmazlar başında yapılacak keşif sırasında, tevzi çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgeler ile tarafların dayandıkları tapu kayıtları, vergi kayıtları ve arazi kayıt örnekleri ayrı ayrı okunup hudutları yerel bilirkişilere zeminde tek tek gösterilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanıklarca gösterilen hudutlar fen bilirkişisine harita üzerinde işaretlettirilmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, fen bilirkişisinden toprak tevzi haritası ile kadastro paftası çakıştırılmak suretiyle, 3402 sayılı Yasa'nın 20/A maddesi uyarınca revizyon gören Hazine tapusunun kapsamı haritasına göre belirlenmeli, ayrıca uygulanan tapu kayıtlarının, vergi kayıtlarının, arazi kayıt örneklerinin ve varsa haritalarının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir ayrıntılı tüm kayıtların kapsamını bir arada gösteren birleşik kroki düzenlettirilmeli, kayıtların kapsamı belirlenirken sınırların niteliğine göre gayri sabit sınırlı olup olmadıkları ve varsa haritalarının uygulama imkanları ve bu anlamda özellikle fenni sıhhati haiz olup olmadıkları üzerinde durulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

V. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.