Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3940 E. 2022/1733 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın zilyetliğe dayalı olarak tescili talebi üzerine Hazine ve ilgili belediyenin yasal hasım olarak davaya dahil edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 6360 sayılı Kanun ile büyükşehir belediyelerinin kurulması ve yetki alanlarının belirlenmesi sonucu, taşınmazın bulunduğu yerde yetkili kamu tüzel kişisinin Antalya Büyükşehir Belediyesi olduğu, dolayısıyla taraf teşkilinin eksik olduğu ve yasal hasım olan Büyükşehir Belediyesi davaya dahil edilmeden davanın esasına girilemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Yerel Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak Finike İlçesi Hasköy Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1963 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında sazlık-bataklık olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17.maddeleri ile TMK’nın 713/1 maddesi uyarınca zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle, fen bilirkişinin 16.10.2008 tarihli raporunda (A) harfiyle gösterilen 10285,02 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Bozma Kararı

Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 12.05.2011 tarihli ve 2010/5897 E-2011/2924 K sayılı kararı ile “...Mahkemece yapılacak iş; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi veya fotoğrametri mühendisi ve jeolog bilirkişiden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihine (02.05.2008) göre 20 – 25 yıl öncesine ait (1975-1988 ve ayrıca 1988-1992 yılları arası) ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin, ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak karar verilmelidir…” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 30/09/2015 tarihli ve 2011/303 E – 2015/353 K. sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmaz bölümünün zilyetlikle kazanmaya elverişli olduğu, imar-ihya suretiyle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle 26.10.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A1) ile gösterilen 10.285,02 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı adına tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluşmadığını, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırmanın yapılmadığını belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

5.2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Taşınmazın imar planı kapsamında kalması nedeniyle zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını ileri sürmüştür.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

6.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/3. maddesi, “Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır.”

6.2.3. 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi “(1) Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.

(2) Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.

(3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.

(4) İstanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılmıştır."

6.2.4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi, tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunmasının dava şartlarından olduğu hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Bilindiği üzere, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin davalarda TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca, Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmesi zorunludur. Yasal hasım konumundaki tüzel kişilerin davaya katılımları sağlanmadan yargılamaya devamla hüküm kurulması mümkün değildir.

6.3.2. Öte yandan, dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için gerekli olan unsurlardır. Diğer bir anlatımla, dava şartları dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Mahkeme, hem davanın açıldığı tarihte hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının bulunup bulunmadığını kendiliğinden araştırıp inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartlarının davanın açıldığı tarih itibariyle bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda, ikamesi mümkün ise Mahkeme tarafından ikmali gereklidir.

6.3.3. Somut olayda, Hazine ve ... hasım gösterilerek dava yürütülmüş, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığının ilgili kamu tüzel kişisi olarak davada taraf olması gerektiği Mahkemece gözden kaçırılmıştır.

6.3.4. Şu halde, davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysa ki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.

6.3.5. Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacıya, davasını yasal hasım konumundaki Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde anılan Büyükşehir Belediyesinden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsizdir.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın istek halinde temyiz eden Finike Belediye Başkanlığına iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.