"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Yerel Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak Eynesil İlçesi... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
II. CEVAP
Davalı Hazine, hak düşürücü sürenin geçtiğini ve tespitin doğru olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacılar ... ve ...'nin davasının kabulüne, 28.11.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 75,44 metrekare yüzölçümündeki bölüm davacı ..., (B) harfi ile gösterilen 4,62 metrekare yüzölçümündeki bölümün ise davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin 12.10.2015 tarihli ve 2014/15186 E.-2015/11582 K. sayılı kararı ile “...davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen, kararın gerekçesi ve bu sonuca ilişkin mahkemenin kabulü karar yerinde açıklanıp tartışılmamıştır. Mahkemenin gerekçeli kararı incelendiğinde; kararın gerekçe bölümünde, "delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" hususunda herhangi açıklık ve kararın denetlenebilirliğinin olmadığı görülmektedir, yani kararın gerekçe içermediği açık ve tartışmasızdır." gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 26/04/2019 tarihli ve 2016/12 E.–2019/664 K. sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmaz bölümlerinin davacıların tutunduğu tapu kayıt kapsamında kaldığı kabul edilmek suretiyle 25.04.2018 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 75,44 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı ... adına kayıtlı 104 ada 12 parsel sayılı taşınmaza, (B) harfi ile gösterilen 10,27 metrekare yüzölçümündeki bölümün ise davacı ... adına kayıtlı 104 ada 13 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi suretiyle tapuya tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Taşınmazın tüm köylünün kullandığı kadim yol vasfında olduğunu ve zilyetlikle edinmeye elverişli olmadığını belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
6.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/4. maddesi, “Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur.”
6.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/5. maddesi, “Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur.”
hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Bilindiği üzere, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin davalarda TMK'nın 713/4 ve 5. fıkraları uyarınca, keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir.
6.3.2. Somut olayda, mahkemece yasanın öngördüğü şeklide ilanlar yaptırılmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
6.3.3. Hal böyle olunca; mahkemece anılan yasal düzenlemeler uyarınca ilanlar yapılarak, üç aylık yasal ilan süresinin dolması beklenilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.