Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3946 E. 2022/1468 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın zilyetlik iddiasına dayalı tescil davasında, davalı Hazine'nin karşı talebinin değerlendirilmemesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı zilyetliğe dayanarak tescil isterken, davalı Hazine taşınmazın kendisine ait olduğunu ve TMK 713/6 maddesi uyarınca Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini savunmuş, mahkemece davacının talebi reddedilmiş ancak Hazine'nin karşı talebi hakkında hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPUSUZ TAŞINMAZIN TESCİLİ

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Yerel Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak Erzincan/Merkez İlçesi Koçyatağı Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddi ile TMK’nın 713/6 maddesi uyarınca Hazine adına tescilini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, TMK’nın 713/1 maddesi uyarınca zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 25.09.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 330,11 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 04.11.2014 tarihli ve 2014/9047 E-2014/12320 K sayılı kararı ile, “...öncelikle fen bilirkişisi tarafından düzenlenen haritanın bir örneği eklenerek çekişmeli taşınmaz hakkında başkaca dava açılıp açılmadığı Tapu Müdürlüğünden, tescile konu taşınmaz bölümünün kadastro sırasında hangi nedenle tespit harici bırakıldığı hususu ise Kadastro Müdürlüğünden sorulmalı, çekişmeli taşınmaza komşu 847 parsel sayılı taşınmazın oluşumuna esas kayıt ve belgeler ile varsa dayanağı olan belgeler (tüm tesis ve tedavülleri ile birlikte) getirtilmeli, dava tarihi olan 2009 yılından geriye 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 3 hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ve 1 jeodezi ve fotogrometri uzmanından oluşan bilirkişi heyeti aracılığıyla keşif yapılmalı, yapılacak keşifte, hava ve uydu fotoğrafları üzerinden bilirkişilere bilimsel yöntemlerle (hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi, hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın imar-ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve ne zaman tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, 3 kişilik uzman ziraat mühendisleri kurulundan; çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle ve taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, rapor ekinde taşınmazı değişik yönlerden çekilmiş komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesi istenilmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de yakın taşınmaz tutanak ve dayanaklarıyla bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanacak söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, dava konusu taşınmazın, önceki keşif tutanağına yansıyan beyanlar itibariyle kuzeydeki 847 parsel sayılı taşınmaz gibi mezarlık niteliğinde olduğu belirlendiğinde bu yerin umumi mezarlığın devamı sayılacağı ve mezarlıkların zilyetlikle iktisabının mümkün olmayacağı göz önünde bulundurularak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.... ” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 25/11/2015 tarihli ve 2015/296 E – 2015/1519 K. sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle 12.10.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 1052,20 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı adına tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 11.10.2018 tarihli ve 2016/1737 E.-2018/5690 K. sayılı kararı ile “...Mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenen tanıklar davacının köy mezarlığındaki bir kısım yakınlarına ait mezarları çekişmeli taşınmaza taşıdığını beyan etmişler, keşif sonucu düzenlenen ziraatçı bilirkişi kurulu raporunda da taşınmazda herhangi bir tarımsal faaliyet yapılmadığı ve üzerinin doğal bitki örtüsüyle kaplı bulunduğu belirtilmiş ve bu durum rapora ekli fotoğraflardan da anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının dava konusu taşınmaz üzerinde imar-ihya ve zilyetlikle kazanım koşullarını gerçekleştirdiği iddiası kanıtlanamadığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir... ” gerekçesiyle bozulmuştur.

6. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 08/05/2019 tarihli ve 2019/180 E.-2019/753 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz üzerinde imar-ihya ve zilyetlikle kazanım koşullarını gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Çekişmeli taşınmaz bölümünün TMK’nın 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tesciline karar verilmesi talep edildiği halde bu talebin karşılanmadığını belirterek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

9.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir."

9.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

9.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/6. maddesi, “Davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler.” hükümlerini içermektedir.

9.3. Değerlendirme

9.3.1. Bilindiği üzere, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin davalarda TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca, davalılar ve itiraz edenler aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler.

9.3.2. Somut olayda davacı ..., kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmış, davalı Hazine de cevap dilekçesi ve oturum beyanları ile davanın reddini, çekişmeli taşınmaz bölümünün Hazine adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece, davacının davasının reddine karar verilmesine karşın davalı Hazinenin tescil talebi yönünden bir karar verilmemiştir.

9.3.3. Mahkemece, Hazine'nin tescil talebi yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun göz ardı edilmesi isabetsizdir.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine'nin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 24.02.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.