"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
.....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Kadastro sonucu Özlüce Köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 8 parsel sayılı 2831,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 1306 tarih 300 sayfa numaralı tesis kaydından gelen Aralık 1929 tarih 3 sıra nolu tapu kaydı ile 266/320 hissesi ... lakaplı ... oğlu ...... adına, yine Mayıs 1926 tarihli 12 sıra nolu tapu kaydının iktisabında açıklandığı üzere 27'şerden 54/320 hissesinin tapunun geldi kayıtlarında ... evlatları ... ve ... adlarına müracaatlarında bırakıldığı açıklanmak suretiyle ölü şerhi verilmek suretiyle ......, ... ve ... adlarına tespit ve tescil edilmiştir.
I. DAVA
Davacılar, çekişmeli taşınmazın müvekkilerinin murisi ......'e ait olduğu halde 266/320 hissesinin ......, 27/320 hissenin ... ve 27/320 hissesinin ... üzerine yazıldığını, davalıların da intikal yaptırarak hisselerini adlarına geçirdiklerini, taşınmazın tamamının ......'e ait olduğunu, ölümü ile taşınmazın mirasçılarına intikal ettiğini, taşınmazda ... ve ...'in hiç bir hakları ve zilyetliklerinin olmadığını, taşınmazın çok uzun zamanlardan beri tek olarak ......'in malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğunu, eski tapunun geçerliliğini yitirdiğini belirterek tapu iptal ve kök muris ...... mirasçıları adına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09/03/2011 tarihli ve 2005/9 Esas, 2011/21 Karar sayılı kararıyla, 1929 tarihli ve 3 nolu tapu kaydı ile 1926 tarihli ve 16 nolu eski tapu kayıtları uygulanmak suretiyle kadastro tutanağı ve dava konusu 118 ada 8 parsel nolu tapu kaydı oluştuğu, eski tapu kaydında davalılar ile dahili davalıların 27/320 hisseye veraseten iştirak halinde malik oldukları, davacıların dava konusu ettiği bu hisseyi zilyetlikle kazanamayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
"...Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2015/3270 Esas 2016/5264 Karar sayılı ilamı ile davalıların mirasbırakanları olan tapu maliklerinden ...'in ölüm tarihi 1916 ve ...'in ölüm tarihi olan 1902 yılı itibariyle terekeleri müşterek (paylı) mülkiyet hükümlerine tabi olup, dosya kapsamına göre ... ve ...'in çekişmeli taşınmaz üzerinde zilyetliklerinin hiç olmadığı, taşınmazın davacı tarafın kök murisi olan diğer tapu maliki ......'in zilyetliğinde olduğu, kadastro tespit tarihi itibarı ile yürürlükte olan şekli ile 3402 sayılı Kanun'un 13/ B-c maddesi gereğince ... ve ...'in payları yönünden tapu kaydı hukuki niteliğini yitirdiğinden davacıların davasının kabulü ile ...mirasçıları adına tescil edilmesine karar verilmesi” gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 06.06.2018 tarihli ve 2017/1 Esas, 2018/373 Karar sayılı kararıyla çekişmeli 118 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Cide Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/129 E. - 2018/197 K. Sayılı ilamında yer alan ...T.C. Kimlik numaralı ... ... mirasçıları adına veraseten iştirak olacak şekilde tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalılar ... ve ... vekili, temyiz dilekçesinde, müvekkillerine davanın hiç bir aşamasında tebligat yapılmadığını, davada taraf teşkilinin sağlanmadan karar verildiğini, savunma ve mülkiyet haklarının Mahkemece kısıtlandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. maddesi taşınmazın tespit tarihi olan 2000 yılındaki haliyle "3402 sayılı Kadastro Kanunun 13/B-c maddesinde "Kayıt sahibi yirmi yıl önce ölmüş veya gaipliğine hüküm verilmiş veyahut tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaşılmamış ise, çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıl müddetle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur. "
V. SONUÇ:
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalılar ... ve ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 268,97 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif) (Muhalif)
-MUHALEFET ŞERHİ-
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine ilişkin karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar ... ve ... tarafından temyizi üzerine Dairenin sayın çoğunluğu tarafından hüküm onanmıştır.
Bilindiği üzere yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulünce yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.
Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukukî dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. 1982 Anayasası'nın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukukî dinlenilme hakkını da içermektedir. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde: "(I) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir". hükmü düzenlenmiştir.
Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gerekir.
Somut olayda temyiz eden davalıların mirasbırakanı olan davalı ..., ilk hüküm tarihinden önce 27.03.2005 tarihinde ölmüş, ne var ki mahkemece mirasçıları duruşmaya davet edilerek taraf teşkili sağlanmadan yokluklarında karar verilmiştir.
Bu durumda, davalı mirasçılarının savunma hakları kısıtlanarak hüküm verildiği için kararın bozulması gerekirken, onanması yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz.