"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak verilen davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Kadastro sonucu Karşıyaka Mahallesi çalışma alanında bulunan 5 ada 20 parsel sayılı 2353 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
I. DAVA
..., çekişmeli 5 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 1986 yılında ölen murisi... tarafından Devrek Noterliğinde düzenlenen 23 Aralık 1946 ve 17 Aralık 1947 tarihli senetlerle satın alındığını, bu satıştan sonra taşınmazın ... adıyla bilinen şahsın araya girmesiyle davalı ...'ün dedesine icara verildiğini, davalı şahsın ve ailesinin dava konusu taşınmazdaki zilyetliğinin ekip biçme maksadıyla olduğunu, davalının uzun yıllardır taşınmaz üzerinde tarım faaliyeti yapmadığı gibi adına tescili gereken taşınmazı yolsuz olarak kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde, davacının annesine ait olduğunu iddia ettiği yerin 12 nolu mezarlık tarlası denilen yer olduğunu, davacının 60 yılı aşkın sınırları ve miktarı belli olmayan hükümsüz senetlerle açmış olduğu davanın 5 ada 20 parselle hiçbir alakasının olmadığını, bu senetlerin 11 ve 12 nolu parselleri işaret ettiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.05.2014 tarihli ve 2010/137 Esas, 2014/90 Karar sayılı kararıyla dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay geçtiği halde yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairece “Vekilin vekillikten çekilme dilekçesi ile duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun şekilde davacı ...'ye tebliğ edilmediği ve bu sebepten duruşma gününden haberdar olmayan davacının mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediğinden söz edilemeyeceği” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 13.06.2019 tarihli ve 2016/224 Esas, 2019/93 Karar sayılı kararıyla çekişmeli taşınmaz hakkında Devrek Kadastro Mahkemesinin 1998/2 Esas, 1998/167 Karar sayılı ilamının Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 1999/10928 Esas, 1999/11399 Karar sayılı ilamı ile onandığı, söz konusu onama kararının davalı muris ...’e 21.01.2000 tarihinde, Maliye Hazinesi vekiline ise 19.01.2000 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu onama ilamına karşı karar düzeltme kanun yoluna müracaat edilmediği, bu haliyle kararın 08.02.2000 tarihinde kesinleştiği, her ne kadar Devrek Kadastro Mahkemesinin 1998/2 Esas, 1998/167 Karar sayılı ilamının altında yer alan kesinleşme şerhinde kesinleşme tarihinin 06.02.2001 olarak yazıldığı görülmüş ise de bu hususun maddi bir hatadan kaynaklandığı, bu maddi hatanın giderilmesi için Devrek Kadastro Mahkemesine müzekkere yazıldığı ve Devrek Kadastro Mahkemesi tarafından kesinleşme şerhindeki maddi hatanın düzeltildiği, çekişmeli 5 ada 20 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 08.02.2000 tarihinde kesinleştiğinin kabulü gerektiği, aynı taşınmaza karşı ... tarafından Devrek 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/32 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, 26/05/2010 tarihinde 2010/113 Karar sayılı karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu kararın 23/05/2019 tarihinde kesinleştiği, huzurdaki iş bu davanın ise 17.05.2010 tarihinde açıldığı, bu haliyle davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, hak düşürücü sürenin mahkeme tarafından her zaman resen dikkate alınabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde özetle, çekişmeli davanın hak düşürücü süre içinde açıldığını, öte yandan Mahkemece harcın iadesi konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6.Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu Yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
6.2.2. Karar ve ilam harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 15, 21, (1) Sayılı Tarife (A)-III). Bu anlamda davanın maktu veya nispi harca tabi olup olmaması, kural olarak dava konusunun para ile değerlendirilebilir olup olmamasına göre değişmektedir. Nispi harç, konusu belli bir değerle (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden Tarifedeki belli nispete göre alınan harçtır ( (1) Sayılı Tarife, (A)-III/1-a). Maktu harç ise konusu belli bir değerle tespit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır ( (1 Sayılı Tarife, (A)-III/2-a).
6.3. Değerlendirme ve Sonuç
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığına göre davacıların temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu gözetildiğinde 6100 sayılı HMK’nın 120. ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca; dava değerinin ve buna göre alınacak harcın çekişme konusu taşınmazın değerinden ibaret olacağı kuşkusuzdur. (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.)
Öte yandan, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Somut olayda, dava hak düşürücü süreden reddedildiğine göre maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, taşınmazların tamamı üzerinden fazla harç alınması doğru değildir. Ne var ki, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden: harca ilişkin hüküm fıkrasının düzeltilmesi gerekmiştir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle Devrek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.06.2019 tarihli ve 2016/224-2019/93 sayılı kararının hüküm kısmındaki (2). fıkra hüküm yerinden çıkarılarak yerine 2.fıkra olarak "Alınması gereken 44.40 TL karar - ilam harcının 118,80 TL peşin harç ve 10.938,00 TL tamamlama harcı toplamı 11.056,80 TL'den mahsubu ile kalan 11.012,40 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine" ibaresinin yazılmasına, davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.