"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro harici bırakılan yerin tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin karar, süresi içinde davalı ... ile davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Adıyaman ili Merkez Bağdere köyü Gültepe Mevkii'nde bulunan 8 parça taşınmazı davacının 25 yılı aşkın bir süreden beri nizasız fasılasız, ... ve ... ürünlerini münavebeli olarak ekmek suretiyle zilyetliği altında bulundurduğunu, tapulama çalışmaları sırasında tapulama harici bırakılmış olan bu yerleri davacının taş ve otlarını ayıklamak, emek ve masraf harcamak suretiyle imar ve ihya ederek tarım arazisi haline getirdiğini, taşınmazların 25 yıldan beri verimli tarım arazisi olduğunu, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması gereken yerlerden olmadığı gibi mera sayılan yerlerden de olmadığını, bu nedenlerle yargılama yapılarak davaya konu taşınmazların davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur.
Davalı Köy Tüzel Kişiliği cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonucu toplanan delillerin değerlendirilmesi neticesinde, Davacı davaya konu yerleri imar ve ihya ederek tarım arazisi haline getirdikten sonra dava tarihine kadar 20 yılı geçecek şekilde nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğu, davaya konu yerin mera, orman, çay yatağı gibi zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olmadığı da ortaya çıktığı, taşınmazlar üzerinde devlet eli ile yapılmış kanal yada sulama tesisi bulunmadığı, davaya konu taşınmazlardan B harfi ile gösterilen yerde bir adet ev var ise de bu durum davacının bu yeri imar ve ihya ettiği gerçeğini değiştirmediğini, fen bilirkişileri tarafından hazırlanan raporda belirtilen ve parsel numarası verilmemiş tapulama harici alan içerisinde kalan kısımlara yönelik olmak üzere davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ..., vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu yerlerin dere yatağı içerisinde kaldıkları, hava fotoğrafları incelenmeden karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
IV. YARGITAY BOZMA İLAMI
8. Hukuk Dairesi 2011/1161 E. 2011/5267 K. 20/10/2011 tarihli ilamıyla "Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri, işin uzmanı ziraatçi veya jeolog bilirkişi raporlarıyla teyit edilmediğini, Öte yandan, ziraatçi bilirkişi raporunun kısmen de olsa mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla örtüştüğü kabul edilse dahi, jeolog bilirkişinin özellikle ... kenarındaki A, C ve H harfleriyle krokide belirtilen yerler için yeterli olmadığı, bu kısımların sözü edilen çayın aktif yatağı değil ise de, 1 – 2 metrelik kot farkı nedeniyle etki alanında kalıp kalmadığının net bir biçimde belirlenmediği, Bundan ayrı, bir arazinin zilyetlikle kazanımının ve imar ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığının belirlenmesi için mahkemece, dava tarihinden geriye doğru 20 - 25 yıl öncesine ait iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları merciinden getirilmesi,ziraatçi bilirkişiden 5403 sayılı Yasa kapsamına göre arazinin sulu kuru olup olmadığına ilişkin rapor alınması, jeolog bilirkişiden önceki raporda A, C ve H harfleriyle özgülenen yerlerin ...'nın etki alanında bulunup bulunmadığına ilişkin görüşünün saptanması, tüm bu bilgi ve belirlemelerin keşfi izlemeye ve infazı sağlamaya elverişli tapu fen memuru yetki ve yeteneğine haiz uzman bilirkişiye düzenlettirilecek ölçekli rapora yansıttırılması, böylece imar ve ihyanın tamamlanmasından itibaren davacı yararına yirmi yıllık zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin belirlenmesi halinde davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekirken noksan araştırma ve incelemeyle yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmadığı" gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
V. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15/05/2017 tarihli 2012/245 E. 2017/495 K sayılı kararıyla, A, C, D, G ve H ile gösterilen alanlarda ile gösterilen alanlarda 1985 yılı hava fotoğraflarına göre kullanım olmadığı, 1999 yılına ait hava fotoğrafına göre fen bilirkişi raporuna ekli krokide A, B, C, D, E, F, G ve H ile gösterilen alanlarda kullanım olduğu tespit edilmiş, A, C, D, G ve H ile gösterilen alanlarda 1999 yılı hava fotoğraflarına göre imar ihyanın olduğu ancak 1999 yılından dava tarihine kadar 7 yıllık bir zamanın geçtiği ve yasanın aradığı 20 yıllık amacına uygun zilyetliğin sağlanamadığı, davacının bu alanların mülkiyetini kazanabilmesi için imar ve ihyayı en geç 1986 yılında tamamlamış ve ekonomik amacına uygun tarımsal faaliyette bulunmaya başlaması gerektiği, 1985 yılı hava fotoğraflarında bu hususun tespit edilemediği, mahalli bilirkişiler ve tanık beyanlarının da bu hususu çelişkiye mahal vermeyecek nitelikte tespitine imkan vermediği, bu itibarla A, C, D, G, ve H ile gösterilen alanlar yönünden davacının davasını ispat edemediği görüş ve kanaatine varılarak, fen bilirkişi raporunda B, E ve F ile belirtilen kısım yönünden davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda A, C, D, G ve H ile belirtilen kısımlar yönünden davalı ... vekilinin 10/04/2017 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi nazara alınarak davalı ... adına tesciline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz nedenleri
2.1 Davalı ... Vekili temyiz dilekçesinde, Bozma ilamı doğrultusunda kuru ve sulu araştırması yapılmadığını, zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine gerçekleşmediğini, dava değeri hesaplanmadan nispi yerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olup kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde, Reddedilen bölüm yönünden 1985 yılında kullanımda olmadığının belirtildiği ancak kabul edilen bölümlerle aynı görünümde olduğu, hava fotoğraflarının yanlış değerlendirildiğini, ayrıca, HMK hükmü gereğince de, gerek imar-ihya ye gerekse zilyetlik eylemlerinin maddi olaylar olduğundan ancak tanık ve benzeri delillerle ispat edilebilir nitelikte ve bu tür vakıalarda tanık en önemli delil konumunda olduğunu, Davalı lehine vekalet ücretine hükmedilirken, davacı lehine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.
3.2.4 Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında “dava, kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmazın tescili davalarında TMK' nın 713. maddesinin 3. fıkrası hükmüne göre Hazine ve ilgisi bakımından diğer kamu tüzel kişileri yasal hasım durumunda bulunduklarından yargılama gideri, harç ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacakları” hükmüne yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Çekişmeli taşınmazın yörede 1974 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığı saptanmıştır.
3.3.2. Davacı yanın imar ihya ve zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak tapuya tescil isteğinde bulunduğu belirlenmiştir.
3.3.3. Öte yandan, İlk Derece Mahkemesince zilyetlikle mülk edinme koşulları üzerinde durularak sonuca gidildiği görülmüştür.
3.3.4. Bozma ilamına uyulmakla, bozma ilamı lehine taraf yararına, usuli kazanılmış hak oluşacağından, bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Ne var ki, bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Önceki bozma ilamında da belirtildiği şekilde ziraatçı bilirkişi raporunda, taşınmaz bölümlerinin evveliyatları kullanım süreleri, nitelikleri ve üzerlerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarına ilişkin somut verilere dayanan açıklamalara da yer verilmemiş ve böylelikle davacı lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığı somut olarak ortaya konulmadan hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm verilemez.
3.3.5.Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmalı dava konusu taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğünün web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmaz imar planı kapsamında kalıyor ise imar planına alınma tarihinden, kalmıyor ise dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç jeodezi-fotogrametri mühendisi, üç ziraatçı bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
3.3.6.Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın eğimini, niteliğini, toprak yapısını, üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın öncesinin imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar ve ihyaya muhtaç ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın her yönünden çekilmiş ve sınırları kabaca işaretlenmiş renkli fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;
3.3.7. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı;
3.3.8. Fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlettirilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı;
3.3.9. Öte yandan davacı tarafça senetsizden edinilen taşınmazların kadastro tutanakları ve tapu kayıtları dosya arasına alınmalı, belgesiz zilyetlik yoluyla sulu arazide 40 dönüm, kuru arazide 100 dönüm taşınmaz edinilebileceği gözetilerek, davacının senetsizden edindiği taşınmazların sulu ve kuru arazi ayrımı ve oranlaması yapılmak suretiyle davacının belgesiz zilyetlik yoluyla edinilebileceği taşınmaz miktarı belirlenmeli;
3.3.10. Bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, taşınmazın 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VII. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle;
Tarafların değinilen yönlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacıya geri verilmesine, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.