Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4065 E. 2022/1450 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmazın 4721 sayılı TMK'nın 713. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca zilyetlik yoluyla tescilinin talep edilmesine karşı Hazine'nin itirazı üzerine taşınmazın zilyetlikle kazanılıp kazanılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanmadığı, ekonomik amacına uygun olarak kullanılmadığı ve davacılar lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunun ispat edilemediği gözetilerek, mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, davacılar murisi...ın Dörtdivan ilçesi Göbüler Köyünde bulunan Gerede Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/5 D. iş karar sayılı ilamı ile tespit edilen 6.844,18 metrekare yeri 40 yıldır fasılasız olarak kullandığını, davacılar murisi tarafından 40 yıl kullanılan yer açısından TMK 713 şartlarının oluştuğunu ileri sürerek taşınmazı davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı hazine temsilcisi, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Gerede Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 09/07/2014 tarihli ve 2012/205 E., 2014/222 K. sayılı kararıyla; Tanık beyanları ile 40 yılı aşkın zamandır taşınmazın davacılar ve murisleri tarafından kullanıldığı, her ne kadar 8-10 yıl kadar kullanılmadığı beyan ediliyor olsa da bu kullanmamanın ekim yapmama şeklinde olduğu ancak hayvancılık yapılmaya devam edildiği, ayrıca davacı tarafın gerçek iradesinin burayı tamamen terk şeklinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile Dörtdivan ilçesi Göbüler köyü köy içi mevkinde bulunan teknik bilirkişilerin 10/05/2013 tarihli raporlarında gösterilen 6844,18 m²'lik alanın yeni bir parsel numarası verilerek davacılar adına kayıt ve tesciline dair karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine tesmsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 07/12/2015 tarihli ve 2015/18526 E., 2015/14850 K. sayılı kararıyla; “ ..., yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli olmadığı, Mahkemece çekişmeli taşınmazın niteliği, imar planı içinde olup olmadığı, imar planı içindeyse imar planının hangi tarihte onaylandığı, davacılar adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği araştırılmadığı taşınmazın niteliğinin belirlenmesi açısından tek kişilik zirai bilirkişi raporu ile yetinildiği ve taşınmazın niteliği ile zilyetlik hususlarında yapılan araştırmada hava fotoğraflarından yararlanılmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Gerede Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18/07/2019 tarihli ve 2016/167 E., 2019/320 K. sayılı kararıyla; tanık beyanlarına göre dava konusu taşınmazın köylünün ortak olarak kullandığı alan içinde kalmadığı, dava konusu arazinin davacılar murisi .....dan davacılara intikal ettiği, ...'ın vefat edene kadar dava konusu taşınmazı aralıksız kullandığı, dava konusu arazi üzerindeki ahır, samanlık ve fırının ... tarafından yapıldığı, ...'ın vefatından sonra davacıların dava konusu araziye sahip çıktığı, bayramlar günlerini ve yaz tatillerini dava konusu yerde geçirdikleri, 02/07/2018 tarihli teknik bilirkişi raporuna göre davaya konu taşınmazın toplam yüzölçümünün 6844,18m2 olduğu, 1963 yılından sonra 1983 yılından önceki bir tarihte zilyetliğin başlamış olduğu, zilyetliğin 2018 yılı itibariyle 35 yıldan fazla sürdüğünün rapor edildiği, 4721 sayılı Kanunun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin davacılar yararına gerçekleşmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile Dörtdivan İlçesi Göbüler Köyü Köy İçi Mevkiinde bulunan teknik bilirkişilerin 02/07/2018 tarihli raporunda gösterilen 6.844,18 m²'lik alanın yeni bir parsel numarası verilerek davacılar adına tesciline dair karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili, davaya konu taşınmazın bilirkişi raporunda en az 10-15 yıldır ihya amacına uygun kullanılmadığının belirtildiğini , davacıların sahiplenme arzularının olmadığını, taşınmazın evveliyatının bilirkişi beyanı gereğimce köy merası olduğunu, dava açıldığı tarihe kadar 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının aydınlanmadığını, Hazine aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı TMK'nın 713. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesine dayalı tescil istemine ilişkindir.

6.2.İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

713.maddesinin 1. fıkrasında “ Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17. maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz. düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3.Değerlendirme

6.3.1. 1968 yılında kesinleşen kadastro çalışmaları sırasında Dördivan İlçesi Göbüler köyü çalışma alanında bulunan taşınmaz bölümü paftasında herhangi bir belirtme yapılmaksızın tescil harici bırakılmıştır.

6.3.2. Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde, davacı taraf yararına 4721 sayılı kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

6.3.3. Dava konusu taşınmaz bölümü ile ilgili olarak taşınmaz başında yapılan keşif sonucunda dosyaya sunulan ziraat bilirkişi kurulu raporunda, taşınmazın su tutma kapasitesinin zayıf , yer yer köklü kayaların bulunduğu taşlı bir toprak yapısına sahip olduğu, taşınmazın genel arazi özelliğinin güneyini ve doğusunu çevreleyen tescil harici alanla benzerlik gösterdiği ancak dava konusu edilen ve etrafı yığma taş duvarla çevrili 6.844,18 metrekarelik alanın en az 10-15 yıl öncesine kadar tarımsal faaliyette kullanıldığı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi raporunda, 1963 yılı hava fotoğrafına göre zilyetlik teşkil edecek bir kullanımın olmadığı, 1983 tarihli hava fotoğrafına göre alan üzerinde şuan zeminde mevcut olan binaları bulunduğu, taş duvar ve taş yığınlarının kuzey ve doğu yönlerindekilerin mevcut olduğu, 1993 yılı hava fotoğraflarına göre ise yapı, tesis ve kullanımın aynen bu tarihte de mevcut olduğu belirtilmiş olup, öncesi imar-ihyaya muhtaç olan bir yerin zilyetlikle edinilebilmesi için, önce yoğun emek ve para sarf edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıl ekonomik amaca uygun olarak tasarruf edilmesi gerekir. Dosya arasında bulunan teknik bilirkişi raporunun ekindeki fotoğraflar incelendiğinde, taşınmazın imar-ihyasının tamamlanmadığı ve çekişmeli taşınmaz bölüm üzerinde ekonomik amacına uygun bir kullanımın bulunmadığı anlaşılmaktadır.

6.3.4. Hal böyle olunca; Mahkemece, temyize konu taşınmaz üzerinde, davacılar lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 17. maddesinde belirtilen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunun ispat edilemediği dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 Sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 Sayılı HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.