"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, davalı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Niğde ili, Çamardı ilçesi, Mahmatlı köyü, Köy içi mevkiinde yer alan 117 ada, 28, 29, 30, 31, 32, 33 ve 34 no.lu parsel olarak tescil gören taşınmazların evveliyatının bir bütün halinde mülkiyetinin davacının babası ...’ya ait olduğunu, ... vefat ettikten sonra mirasçılardan anne ...'nın kendi hakkını davacıya sattığını, ayrıca murisin tüm taşınır ve taşınmaz mallarını mirasçıların kendi aralarında anlaşarak taksim ettiklerini, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerin de davacı ...’ya kaldığını, ancak kadastro çalışmaları sırasında dava konusu yerin davalı adına tescilinin yapıldığını, dava konusu olan Niğde il Çamardı ilçesi, Köy içi mevkiinde yer alan 117 ada 28 ve 34 parsel no.lu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında 19/09/2012 tarihinde ölümüyle yasal mirasçıları davaya devam etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davacı tarafın iddia ettiği gibi dava konusu taşınmazların evveliyatında mülkiyetinin ...'nın babasına ait olmadığını, kök murise ait terekenin taksiminin yapıldığının ispat edilemediğini belirterek açılan davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/11/2013 tarihli ve 2012/85 E., 2013/143 K. sayılı kararıyla; dava konusu parsellerin davalıya ait olduğu, davacının bu durumun aksini ispatlayacak herhangi bir delilinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2014/500 -7189 sayılı kararı ile “...davacılar vekilinin çekişmeli 117 ada 34 parsel sayılı taşınmaza yönelik yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına, davacılar vekilinin çekişmeli 117 ada 28 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacıların; çekişmeli taşınmazın öncesinde kök murisleri ...'ya ait olduğu, ölümü ile yapılan taksim neticesinde babaları ...'e kaldığı, ondan da miras yoluyla kendilerine intikal ettiği ve kendilerinin kullanımında olduğu, davalının taşınmazda hakkının bulunmadığı iddiasıyla dava açtıkları, davalının ise taşınmazın köyün eski muhtarı olan ...'ya ait iken 16/09/1999 tarihli senetle kendisine satıldığını savunarak davanın reddini istediği, Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve incelemenin hüküm için yeterli bulunmadığı, dosya kapsamından çekişmeli taşınmazın öncesinde davacıların kök murisi ... Arıcı'ya ait olduğu, ...'nün ölümünden sonra taşınmazın bir bölümünün ... mirasçılarından ... tarafından ...'ya, ... tarafından ise 16/09/1999 tarihli senet ile davalı ...'a satıldığının anlaşıldığı, davacıların, çekişmeli taşınmazın mirasbırakanın ölümünden sonra yapılan taksim neticesinde babaları olan ...’ya isabet ettiğini, davalı ise taşınmazı satın aldığını iddia ettiğine göre ihtilafın çözümünde kök muris ...'nün terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise taksim tarihi, taşınmazın taksimde kime isabet ettiği, taşınmazın hangi tarihten beri kim tarafından kullanıldığı hususlarının önem arz ettiği açıklanarak Mahkemece, önceki keşifte yer alan mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile teknik fen bilirkişisi hazır olduğu halde yeniden keşif icra etmek suretiyle yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıklardan taşınmazın öncesi, kimden kime intikal ettiği, taşınmazın dahil olduğu terekenin taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise ne zaman yapıldığı ve taşınmazın kime isabet ettiği, zilyetliğin taksimde isabet eden kişiye devredilip edilmediği, davalının dayandığı 16.09.1999 tarihli senetteki bilgiler okunarak taşınmaza uyup uymadığı, taşınmazın kim tarafından hangi tarihten beri ne şekilde kullanıldığı, kadastro tespit tarihine kadar davalı lehine, kendisine devir yaptığını iddia ettiği ...'nın zilyetliği de dahil olmak üzere, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinin koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, fen bilirkişinden kayıt uygulamasını gösterir keşfi takibe elverişli rapor alınması, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmuş, bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/05/2015 tarihli ve 2015/3 E., 2015/77 K. sayılı kararıyla; fen bilirkişi raporun ekindeki krokide mavi çizgi ile sınırlandırılmış 454,80 m²'lik kısmın muris ...'ya ait olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28/11/2018 tarihli ve 2018/3963 E., 2018/7178 K. sayılı kararıyla; “ ...Mahkemenin hangi gerekçe ile davayı kısmen kabul ve kısmen reddettiğinin gerekçeli karardan anlaşılamadığı, hukuksal gerekçe gösterilmeden hüküm kurulmuş olmasının Anayasa'nın 141. ve HMK'nın 297. maddeleri hükmüne uygun bulunmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Çamardı Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/10/2019 tarihli ve 2019/5 E., 2019/68 K. sayılı kararıyla; her ne kadar Yargıtay bozma ilamı öncesi yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ... beyanında, öncesinde muris ...’ya ait olan bu yerin mirasçılar tarafından taksiminin yapılmadığını, yapılan keşiflerde dinlenen diğer mahalli/tespit bilirkişi ve taraf tanıklarının, öncesinde muris ...’ya ait olan bu yerin taksiminin yapılıp yapılmadığını, yapılmışsa taksim sonucu hangi mirasçıya kaldığını bilmediklerini belirtmişlerse de, kök muris ...’nın ölümünden dava tarihine kadar yaklaşık 40 yıl gibi uzun bir zaman geçtiği, yukarıda bahsedilen dava konusu taşınmazın 190,72 m2’lik kısmının muris ...’nın ölümü sonrası mirasçısı ... tarafından ...’ya satıldığı, öncesinde muris ...’ya dava konusu taşınmaz ile birlikte bir bütün halinde ait olan dava konusu taşınmaza komşu 117 ada 30 ve 31 parsellerin ise ... mirasçıları ... ve ... adlarına kayıtlı olduğu, ayrıca ...’nın eşi ve mirasçısı olan ... tarafından ...’ya yapılan 1984 tarihli dava konusu taşınmaza ilişkin satış senedinin varlığı dolayısıyla, ... mirasçıları arasında miras taksiminin yapılmış olduğu, Mahkemece alınan bir kısım ... mirasçılarının beyanlarında özetle, dava konusu taşınmazın aralarında yapılan taksim sonucu ...’ya kaldığını belirttikleri, 1984 tarihli senede istinaden yapılan satış ve bir kısım ... mirasçılarının beyanları doğrultusunda dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi ...’nın 14/06/2019 tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide (A) harfi ile belirtilen alan dışında kalan 454,80 m2’lik kısmının davacıların murisi ...’ya ait olduğu ve 3402 sayılı Kanunu'nun 14. maddesinde belirtilen koşulların davacıların murisi ... tarafından sağlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisi ...’nın 14/06/2019 tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide (A) harfi ile belirtilen 190,72 m2’lik kısmına ilişkin talebin ise reddine dair karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle, kısmen iptaline karar verilen kısmın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 117 ada 28 parsel sayılı taşınmazı ...’nın kızı olan ... isimli soyismini hatırlamadığı bir kişiden satın aldığını ileri sürerek, mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Kadastro çalışmaları sonucunda temyize konu 117 ada 28 parsel sayılı 645,52 metrekare yüzölçümlü taşınmaz arsa vasfıyla, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına 25.06.2004 tarihinde tespit edilmiş, tutanağın 20.02.2005 tarihinde kesinleşmesi ile tapuya tescili sağlanmıştır.
6.3.2. Davacı ...’nın dava konusu yerin kök muris ...’dan taksimen, annesine ait payın ise satın alma yolu ile kendisine kaldığını ileri sürerek istekte bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 04/06/2019 tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide (A) harfi ile belirtilen alan dışında kalan 454,80 m2’lik kısmının davacıların murisi ...’ya ait olduğu ve 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesinde belirtilen koşulların davacıların murisi ... tarafından sağlandığı gerekçesiyle kabulüne dair karar verilmiştir.
6.3.3. Mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler ile davacı ve davalı tanıkları taşınmazın muris ...’ya ait olduğunu beyan etmişler, muris ... öldükten sonra mal paylaşımı yapılıp yapılmadığı, çekişme konusu taşınmaz bölümünün mirasçısı ...’ya ait olup olmadığı hususları ve satın alma iddiaları davacı tarafından yöntemince ispat edilememiştir.
6.3.4. Hal böyle olunca; davacı mirasçıları lehine kazanma koşullarının gerçekleşmediği dikkate alınarak, (A) harfi ile belirtilen alan dışında kalan 454,80 m2’lik kısım yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken toplanan delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kabule karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.