Logo

1. Hukuk Dairesi2021/408 E. 2022/425 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından belediyeye hibe edilen taşınmazın, hibe amacına aykırı olarak satılması nedeniyle bağıştan rücu davası açılması üzerine, bağıştan rücu koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar planındaki amacına uygun olarak kullanılmadığı ve bağıştan rücu şartlarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

Taraflar arasındaki alacak istekli dava sonunda, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 11/10/2020 tarihli ve 2020/46 Esas, 2020/878 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 19.01.2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen davalı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, imar planında ... alanı olarak kamu kullanımına tahsis edilen 9950 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki payını imar planındaki amaca uygun olarak kullanılmak üzere hibe ettiğini, hibe edildiği tarihten itibaren taşınmazın kullanılmadığını, boş vaziyette olduğunu, 23.11.2017 tarihinde, taşınmazın davalı tarafından dava dışı 3. kişi Kemal’e satış yoluyla devredildiğini öğrendiğini, bağıştan rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, taşınmazın dava tarihi itibariyle saptanacak değerinin yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacının ... alanında kalan çekişme konusu taşınmazdaki payını, konut alanına dönüştürülmesi karşılığında kayıtsız, şartsız bağışladığını, taşınmazın imar planına göre salt kamu kullanımına tahsis edilmiş bir alan olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/07/2019 tarihli ve 2017/746 E. 2019/425 K. sayılı kararıyla, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili, davaya konu Antalya ili Konyaaltı ilçesi Sarısu Mahallesi sınırları içerisinde ... tapulamasına kayıtlı ...... de içinde bulunduğu kooperatif ve şahıs mülkiyetindeki "... Alanı" olarak planlanmış bulunan imar parsellerinin maliklerinin müvekkili belediyeye müracaat ederek parsellerin konut alanı olarak planlanmasını talep etmeleri üzerine müvekkili Belediyenin o bölgede ... Alanından imar değişikliği ile Konut Alanı olarak planlama işlemine katılmak isteyen parseller ve maliklerin belirlendiğini, daha sonra parsellerin ... dönüştürülmesi nedeniyle bölgede oluşacak nüfus artışının ihtiyacı olan sosyal donatı alanlarının müvekkili Belediyeye hibe edilmesinin sağlanması ve parsellerden yeni zayiat alınması şartlarıyla imar planı değişikliğinin hazırlandığını, bölgedeki konut istemlerinin karşılanması maksadıyla parsellerinin ... Alanı kullanım fonksiyonundan Konut Kullanımı fonksiyonuna dönüştürülmesi için müracaat eden malikler ile yapılan görüşmeler neticesinde yeni zayiat oranı ve kamu alanlarında yer alan hisselerin bedelsiz ve koşulsuz hibe edilmesi için muvafakatlerini müvekkili belediyeye teslim ettiklerini, dava konusu E=0.40 yapılanma emsalli "... Alanı" olarak planlanan ... Mahallesi 9950 ada 10 parselde davacı kooperatife ait 472/2045 hisse payı bölgede işleme dahil olan ve muvafakat alınan diğer parsellerle birlikte 03/03/1999 tarihli ve 2966 no.lu yevmiye ile kayıtsız şartsız olarak müvekkili Belediyeye hibe edildiğini, davacı tarafın iddiasının hibe ettiği hissesinin imar planındaki amacına uygun olarak kullanılmayarak satıldığı yönünde olduğunu, davacı tarafın hem verdiği muvafakatte hem de vekaletname verdiği M. Kemal Nar tarafından 02/03/1999 tarihinde Belediyeye verdiği dilekçede kayıtsız, şartsız ve bedelsiz olarak hibe etmek istediğini açıkça beyan ettiğini, söz konusu parselin satılması neticesinde alınan satış bedelinin de kamu kullanımı yararı dışında kullanılmasının da mümkün olmadığını, söz konusu satış bedelinin belediye hizmetlerinin yerine getirilmesi için kullanıldığını; kaldı ki 9510 ada 10 parselin imar planında "... Alanı" olarak planlanmış olup davacı tarafın iddia ettiği salt kamu kullanımına tahsis edilmiş bir alan olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, imar planı lejantında "... Alanı"nın tanımına bakıldığında da; müvekkili Belediyece ... alanı için imar planı lejantında belirlenen fonksiyonlardan herhangi birisinin seçilerek kullanılmasının mümkün olup bu fonksiyonların tamamının kamu kullanımı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek; kararın kaldırılması ile davanın reddini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 01/10/2020 tarihli ve 2020/46 Esas, 2020/878 Karar sayılı kararıyla, çekişme konusu taşınmazın davalı Belediyenin özel mülkiyetinde olduğu, ilgili yönetmelikte sayılan amaçlar dışında kullanıldığının ve bağıştan rücu şartlarının oluştuğunun davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, taşınmazın imar parselindeki amaca uygun olarak kullanılmak üzere davalı belediyeye bağışlandığını, bu nedenle davalının taşınmazı imar planındaki amacına uygun olarak belediye hizmetleri ve kamu yararı için kullanması gerekirken kamu mülkiyetinden çıkartıp 3. kişiye devretmesiyle bağışlama koşuluna aykırı davrandığını, mülkiyetin Belediyede kalması sağlanarak ihale yöntemiyle yap – işlet – devret modeli vb. yöntemlerle yatırımların 3. kişilerce gerçekleştirilmesi imkanı varken bu yollara başvurulmamasının bağışlama koşulunu ihlal ettiğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı alacak isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK.'nın 244/3. TBK.'nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.

3.2.2. 03/07/2017 tarihli, 30113 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp 01/10/2017 tarihinde yürürlüğe giren Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin Tanımlar başlıklı 4/zz maddesinde ... alanı: “Çevre sağlığı yönünden tehlike oluşturmayan imalathanelerin, patlayıcı, parlayıcı ve yanıcı maddeler içermeyen depoların, toptan ticaret pazarlama ve depolama alanlarının, konaklama tesislerinin, lokantaların, halı saha, tenis kortu gibi açık spor tesisleri ve düğün salonunun yapılabileceği kentsel çalışma alanları” şeklinde tanımlanmıştır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (IV/3.2.) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, davalı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.