"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin davanın reddine ilişkin önceki tarihli kararının, davacı ... vekili, müdahil ... ile müdahil ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda bozulması üzerine, Yerel Mahkeme tarafından bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davacı ... vekili ile müdahil ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı ..., Kızıltepe ilçesi, Çatalca Mahallesi kadastro çalışma alanında bulunan ve yörede 1962 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılıp yargılama sırasında 22.12.2010 tarihinde 1462 parsel numarasıyla “tarla-taşlık” vasfıyla Hazine adına idari yoldan tescil edilen, ardından toplulaştırma çalışmaları sonucunda 103 ada 3, 104 ada 6, 105 ada 14 parsel numaralarıyla ‘’tarla-taşlık’’ vasfıyla Hazine adına tescil edilip, 105 ada 2 parsel numarasıyla mera vasfıyla mahsus siciline kaydedilen çekişmeli taşınmazların bazı bölümleri hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak adına tescili istemiyle 05.08.2010 tarihinde dava açmıştır.
Yargılama sırasında ... çekişmeli taşınmaz bölümlerinin köyün merası olduğu iddiasıyla, ... ve arkadaşları ise imar-ihya nedenine dayanarak davaya katılmıştır.
II. CEVAP
Davalı ... vekili, 23.10.2013 tarihli dilekçesi ile davacıların zilyetlik iddiasının dinlenemeyeceğini, zira çekişmeli taşınmazların mera vasfında olduğunu, sehven tespit harici bırakıldığını ileri sürerek, taşınmazların mera olarak sınırlandırılıp özel siciline yazılmasını talep etmiştir.
Davalı ... Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde, davalı belediyenin usul yasası gereği resen davaya dahil edilemeyeceğini, somut olayda 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddelerinde düzenlenen imar-ihya ve zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Belediyesi Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde, eldeki dava yönünden hak düşürücü sürenin dolduğunu, taşınmazın 5393 sayılı Yasa uyarınca Belediye adına tescili gereken yerlerden olduğunu, çekişmeli taşınmazın özel mülkiyete konu edilemeyeceğini, davacının imar-ihya ve zilyetlik iddiasının somut delillerle ispatlanması gerektiğini, ayrıca 3402 sayılı Yasa'nın 17. maddesi uyarınca çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesini, imar planı kapsamında kalıyor ise davanın reddi gerekeceğini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/03/2014 tarihli ve 2010/687 Esas - 2014/201 Karar sayılı kararıyla keşif giderlerinin kesin süre içinde yatırılmaması nedeniyle davacı ... müdahillerin ispatlanamayan davalarının esastan reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda mevzu bahis edilen kararı, davacı ... vekili, müdahil ... ile müdahil ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Bozma Kararı
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/03/2014 tarih, 2010/687 Esas, 2014/201 Karar sayılı kararının davacı ... vekili, müdahil ... ile müdahil ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 10.09.2015 tarihinde verdiği 2014/21640 Esas, 2015/10267 Karar sayılı kararı ile: " Kesin süre sonuçlarının süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için dosyanın keşif için hazır hale getirilmesi, diğer bir ifade ile taraflardan tanık ve diğer delil listelerinin alınması, dayanılan kayıtlar varsa celp edilip dosyaya konulması, komşu parsel tutanak ve dayanaklarının getirtilmesi ve dosyanın her yönüyle keşfe hazır hale getirilmesi yani dosyada hiçbir eksikliğin bulunmaması gerekir. Bundan sonra belirlenecek keşif günü ile ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanıklar ve teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda; davacı ... 01.11.2010 tarihli keşif günü gerekli keşif giderlerini yatırmış ve keşif yapılarak mahalli bilirkişi ile davacı tanıkları dinlenmiş, bundan sonra müdahiller çekişmeli taşınmaz bölümlerinin adlarına tescilini talep ettikleri halde dayanak delilleri sorulup dosya onlar yönünden keşfe hazır hale getirilmemiştir. Yargılama sırasında ... ile ... ve arkadaşları davaya katılmış olmalarına rağmen müdahillere delillerini bildirmeleri için süre ve imkan tanınmamıştır. Davalı Hazinenin, taşınmazın öncesinin mera olduğu iddiasında bulunarak haritaya dayanmış olması nedeniyle bu haritanın uygulanması ve mera araştırması yapılması yönünden ispat yükünün Hazineye ait olduğu göz önüne alındığında, keşif giderlerinin Hazine yerine davacıya yüklenmesi de yerinde değildir. Hal böyle olunca öncelikle, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa'nın 1. maddesi uyarınca büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki köylerin tüzel kişiliklerinin kaldırılarak bağlı bulundukları ilçenin mahallesi haline geldiği, aynı Yasa'nın geçici 1/13. maddesi gereğince tüzel kişiliği kaldırılan köyün taraf olduğu davalarda mahalle olarak bağlandığı ilçe belediyesinin taraf olacağı öngörülmüş olmasına göre çekişmeli taşınmazın köy merası olduğundan bahisle davaya müdahale eden Çatalca köyü yerine Kızıltepe Belediye Başkanlığının ve davada kamu malı mera iddiasında bulunulmuş olması nedeniyle Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığının davada taraf olacağı nazara alınmak suretiyle öncelikle müdahillerin delilleri sorularak bildirdikleri deliller toplanmak suretiyle dosya keşfe hazır hale getirilmeli, bundan sonra ispat yükü kendilerine düşen tarafa keşif giderlerini yatırmaları hususunda yukarıda açıklandığı üzere usulüne uygun tebligat yapılmalı, keşif masrafı yatırıldığı takdirde mahallinde keşif yapılarak toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.07.2019 tarihli ve 2016/326 Esas, 2019/742 Karar sayılı kararıyla; bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların toprak tevzi çalışmaları sırasında tutulan kayıtlara göre mera olarak sınırlandırıldığı, bu kayıtların taşınmazların öncesinde mera vasfında olduğu hususunu ispatladığı, meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğe itibar edilmeyeceği gerekçesiyle,
1-Davacının davasının reddine,
2-Asli müdahillerin davasının reddine,
3-Oda köyü tüzel kişiliğine karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,
4-Mardin ili Kızıltepe ilçesi Çatalca Mahallesi 103 ada 3 parsel içerisinde teknik bilirkişi raporunda ‘’A2’’ ile gösterilen 15.902,40 m2lik alanın tapu kaydının iptali ile bu kısmın mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına,
5-Mardin ili Kızıltepe ilçesi Çatalca Mahallesi 103 ada 3 parsel içerisinde teknik bilirkişi raporunda ‘’B1’’ ile gösterilen 585,86 m2lik alanın tapu kaydının iptali ile bu kısmın mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına,
6-Mardin ili Kızıltepe ilçesi Çatalca Mahallesi 104 ada 6 parsel içerisinde teknik bilirkişi raporunda ‘’B2’’ ile gösterilen 24.215,74 m2lik alanın tapu kaydının iptali ile bu kısmın mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına,
7-Mardin ili Kızıltepe ilçesi Çatalca Mahallesi 105 ada 14 parsel içerisinde teknik bilirkişi raporunda ‘’C1’’ ile gösterilen 7.900,56 m2lik alanın tapu kaydının iptali ile bu kısmın mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına,
8-Mardin ili Kızıltepe ilçesi Çatalca Mahallesi 105 ada 2 parsel çerisinde teknik bilirkişi raporunda ‘’C2’’ ile gösterilen alanın tapu kaydında "kamu orta malı" adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmakla mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
4.Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı ... vekili ile müdahil ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz isteğinde bulunulmuştur.
5.Temyiz Nedenleri
5.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın bulunduğu Mardin ili, Kızıltepe ilçesi, Oda(Arıklı) köyünde kain taşınmaza ait hava fotoğrafları incelendiğinde tarla vasıflı taşınmazlarda 20 yıldan fazla bir süreden beri tarımsal faaliyetlerin yapıldığı ve taşınmazların bu haliyle imar ve ihyasının tamamlandığının açık seçik olarak anlaşıldığı, aynı bölgede aynı iddia ile açılan davalarda davacılar yararına tescil kararı verilmiş iken, eldeki dosyada davanın reddinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu, davacıların 1968 yılından bu yana kesinleşmiş kadastro tutanakları ile taşlık ve kıraç olduğu tespit edilmiş tutanaklara inanarak ve iyi niyetle girişmiş oldukları imar ve ihya işlemleri neticesi tarım arazisi haline getirdiklerini, 40 yıldır tescil harici bırakılmış ve taşlık olarak resmi sicillerde işlem ve kayıt görmüş dava konusu yerlerin 40 yıldan sonra mera olduğunu ileri sürmenin hakkaniyete uygun düşmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
5.2. Müdahil davacılar vekili temyiz dilekçesinde, yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporları her ne kadar çekişmeli taşınmazların mera olduğuna dair kanaat belirtmiş ise de alınan beyanlardan müdahiller lehine imar ihya ile kazanım koşullarının oluştuğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6.Gerekçe
6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldıktan sonra yargılama sırasında idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların tapu kaydının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 17 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddeleri uyarınca iptali ile tescil istemine ilişkindir.
6.2.İlgili Hukuk
6.2.1 TMK’nın 713/1 maddesinde “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
6.2.2 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1. maddesinde "Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanun'un 37. maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur." ve yine aynı Kanun'un 14. maddesinde; “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan ( 40 ve 100 dönüm dâhil ) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az 20 yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
6.2.3 Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkının bağımsız olarak veya birlikte kullanmak üzere, yetkili makam tarafından tahsis edilmiş olan veya böyle bir tahsis bulunmamasına karşın kadimden beri (öncesi belli olmayan bir zamandan beri), ilgili köy veya kasabalar tarafından mera olarak kullanılagelen ve hak sahiplerinin mevcut intifa hakları dışında üzerinde fiili ve hukuki tasarruflarda bulunamadıkları arazi parçasıdır. Bir yerin mera sayılabilmesi için bu amaçla bir köy veya kasabaya tahsis edilmesi, tahsis bulunmadığı takdirde, kadimden beri o yerin mera olarak kullanıla gelmiş olması gerekir. Bir yere hukuken mera vasfını verebilmek için bu iki unsurdan birinin bulunması gerekir (Cin, H.:Türk Hukukunda Mera Yaylak ve Kışlaklar, 2. Bası, Ankara 1980, s. 37 vd.).
6.2.4 Mera olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri mera olarak kullanılagelen yerler alınıp satılamaz, üzerine bina yapılamaz, ağaç dikilerek koru, bağ ve bahçe tesis edilemez. Meraların sınırlarının daraltılıp genişletilmesi ve zamanaşımı ile özel mülkiyete geçirilmesi mümkün değildir. Meraların vasfı değiştirilemez ve ziraat arazisi hâline getirilemez. Tahsisli veya kadim mera olgusunun belirlenmesi usul ve şekil yönünden birbirinden farklıdır. Zira tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları vardır. Tahsisli meralar, yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluştuğu hâlde, kadim meralar, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanırlar.
6.2.5 Bir yerin yetkili bir merci tarafından mera olarak tahsis edilmesi, evveliyatı itibariyle o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmadığı gibi zilyetlikle iktisap iddiasının dinlenmesine de engel değildir. Ne var ki, yetkili merci tarafından bir yerin mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda gerçek kişinin o yerdeki zilyetliği sona ereceğinden mera olarak tahsisin yapıldığı tarih itibariyle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekir. Taşınmazın tahsis yoluyla değil de kadim mera olduğunun anlaşılması hâlinde ise, hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir ( Hukuk Genel Kurulunun 30.10.1991 tarihli ve 1991/8-427 E., 1991/544 K.; 10.05.2006 tarihli ve 2006/8-240 E., 2006/292 K.; 14.11.2012 tarihli ve 2012/7-485 E., 2012/788 K.; 19.11.2014 tarihli ve 2013/8-1321 E., 2014/939 K. sayılı kararları).
6.3 Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, (IV/2.) no.lu bentte yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, (IV/3.) no.lu bentte yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle çekişmeli taşınmaz bölümlerinin tevzide mera haritası kapsamında kalıp, öncesinin mera olduğunun anlaşılması, meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağının anlaşılmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı ... vekili ile müdahil ... ve arkadaşları vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30’şar TL bakiye onama harcının davacı ... ile müdahil ... ve arkadaşlarından ayrı ayrı alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.