"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davada bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Asıl davada davacı ..., 105 ada 9, 34, 106 ada 5, 123 ada 10, 71, 111 ada 20, 114 ada 14 ve 46 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanı ...’dan intikal ettiğini, mirasbırakan ...’ın bu taşınmazları 3. kişiden satın aldığını, yaklaşık 50 yıl zilyetliğinde bulundurduğunu, onun ölümüyle yapılan taksim sonucunda taşınmazların kendisine isabet ettiğini, bu taşınmazların davalılar ile müşterek kök murisleri ...’dan intikal eden yerlerden olmadığını ileri sürerek, davalılar ... ve ... adına kayıtlı payların iptali ile adına tescilini istemiştir.
Birleştirilen davada davacı ..., çekişmeli 105 ada 8, 10, 35, 106 ada 6, 123 ada 9, 13, 69 ve 114 ada 36 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanı ...’dan intikal ettiğini, mirasbırakan ...’ın bu taşınmazları 3. kişiden satın aldığını, yaklaşık 50 yıl zilyetliğinde bulundurduğunu, onun ölümüyle yapılan taksim sonucunda taşınmazların kendisine isabet ettiğini, bu taşınmazların davalılar ile müşterek kök murisleri ...’dan intikal eden yerlerden olmadığını ileri sürerek, davalılar ... ve ... adına kayıtlı payların iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., çekişmeli taşınmazlar müşterek kök muris ...’dan intikal ettiğinden yasal miras payının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 2009/410 Esas, 2014/4 Karar sayılı kararı ile, davanın dayanağı olarak sunulan senette taşınmazların mevki ve hudutları ayrıntılı olarak belirtilmediğinden senedin dava konusu taşınmazlara ait olup olmadığının belli olmadığı, ayrıca senedin satış işlemleri için düzenlenen bir vekaletnameden ibaret olduğu, çekişmeli taşınmazların satılıp
satılmadığı ve devrinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirli olmadığı, asıl ve birleşen davada dava konusu olan taşınmazların tarafların kök murislerinden intikalen gelen taşınmazlar olduğu, davacıların zilyetliğinin tereke adına devam ettiği anlaşıldığından sübut bulmayan her iki davanın da reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Mahkemece verilen ve yukarıda sözü edilen önceki tarihli karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.09.2017 tarihli ve 2016/3999 E., 2017/5785 K. sayılı kararıyla; “Mahkemece çekişmeli taşınmazların kök muris ...'dan intikal eden taşınmazlar olduğu, davacı tarafın zilyetliğinin tereke adına devam ettiği gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi mahkemenin gerekçesi ile sonucun dahi kendi içinde çeliştiği, davacıların çekişmeli taşınmazların kendi murisleri ... oğlu ...'a ait iken ölümüyle mirasçıları arasında yapılan taksimle kendilerine düştüğünü, davalıların taşınmazlarda miras yoluyla gelen bir haklarının bulunmadığını öne sürerek tespitte davalılar adına verilen payların iptaliyle bu payların adlarına tescili istemiyle dava açtıkları, davalı ...’in ise taşınmazların tarafların kök murisi ... oğlu ...'den kaldığını bundan dolayı miras payının bulunduğunu savunduğu anlaşılmaktadır. Tarafların kök murisi 1898 doğumlu ... oğlu ...'nin 1921 yılında öldüğü, geriye ..., ... ve ... isimli üç çocuğunun kaldığı, davacıların ...'in çocukları; davalı ...'ın ...'in oğlu, davalı ...'nın da ...'nin kızı olduğu; taşınmazlar başında yapılan keşifte dinlenen tüm yerel bilirkişi ve taraf tanıkları taşınmazların davacıların murisi ... tarafından kullanıldığını, ...'in 1963 yılında ölümüyle de davacılar tarafından kullanıldığını, ...'a ise kimden nasıl intikal ettiğini bilmediklerini bildirdiğine göre davacıların, taşınmazların kendi murisleri ...'dan kaldığı iddiasını kanıtladıkları, diğer bir anlatımla davalıların, taşınmazların 1921 yılında ölen ... oğlu ...'den kaldığı savunmasının ispatlanamadığı anlaşılmakta olup; Mahkemece, davanın kabulü ile davalılar adına olan payların davacılar adına tesciline karar verilmesi gerekirken, hükmün gerekçesinde dahi davacıların murisi ...'dan kaldığı kabul edilen taşınmazlar hakkındaki davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 21.03.2019 tarihli ve 2018/314 E., 2019/140 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 26/09/2017 tarihli ve 2016/3999 Esas, 2017/5785 Karar sayılı bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda asıl ve birleşen dava yönünden davanın kabulüne, dava konusu Zonguldak ili, Alaplı ilçesi, İsafakılı köyü 105 ada 34 parsel, 105 ada 9 parsel, 106 ada 5 parsel, 123 ada 10 parsel, 123 ada 71 parsel sayılı ve Zonguldak ili, Alaplı ilçesi, Gürpınar köyü 114 ada 14 parsel, 114 ada 46 parsel, 111 ada 20 parsel sayılı taşınmazlardaki davalılardan ... adına kayıtlı 2/6 ile ... adına kayıtlı olan 1/6 payın ayrı ayrı tapu kaydının iptali ile taşınmazların tamamının davacı ... adına tapuya kayıt ve tescili; birleşen dava yönünden, dava konusu Zonguldak ili, Alaplı ilçesi, İsafakılı köyü 105 ada 8 parsel, 105 ada 10 parsel, 105 ada 35 parsel, 106 ada 6 parsel, 123 ada 9 parsel, 123 ada 13 parsel, 123 ada 69 parsel sayılı ve Zonguldak ili, Alaplı ilçesi, Gürpınar köyü 114 ada 36 parsel sayılı taşınmazlardaki davalılardan ... adına kayıtlı 2/6 ile ... adına kayıtlı olan 1/6 payın ayrı ayrı tapu kaydının iptali ile taşınmazların tamamının davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, Mahkemece verilen karar ile miras yoluyla gelen tüm haklarının bertaraf edildiği, yargılama sırasında davacı tarafından usulü dairesinde sunulmayan deliller toplanıp tanıklar dinlenerek hükme esas alındığı, davacı tarafın taşınmazların kendi mirasbırakanından geldiğine dair iddiasını ispat edemediği, taşınmazların müşterek kök muristen intikal ettiği ve davalıların muristen intikal eden payların satış, bağış vb. sebeplerle kimseye devretmedikleri, hal böyle iken miras yoluyla gelen haklarının baki olduğu, kısa bir süre davacılar tarafından taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin mirasçılar arasında taşınmazın iktisabına imkan olmadığından hüküm ifade etmeyeceğini belirterek usul ve yasaya aykırı hakkaniyetsiz kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”, 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
6.2.2. Bilindiği üzere, TMK'nın 599. maddesi hükmü uyarınca miras; murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul- gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibariyle hak sahibi olurlar. Ne var ki tereke üzerinde hak iddia eden tarafın murisin mirasçısı olduğu iddiasını yöntemince ispat etmesi terekeden doğan haklardan istifade etmenin ilk şartıdır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Kadastro sonucu Gürpınar köyü çalışma alanında bulunan 111 ada 20, 114 ada 14, 36 ve 46, İsafakılı köyü 105 ada 8, 9, 10, 34 ve 35, 106 ada 5 ve 6, 123 ada 9, 10, 13, 69 ve 71 parsel sayılı 345.04, 1.023.42, 446.96, 510.95, 207.45, 1.614.86, 1.603.28, 520.52, 449.97, 744.96, 675.51, 544.45, 973.80, 425.56, 189.14 ve 344.07, metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 105 ada 9 ve 34, 106 ada 5, 123 ada 10 ve 71, 111 ada 20, 114 ada 14 ve 46 parsel sayılı taşınmazların (üzerinde bulunan fındık ağaçlarının davacı ...'a ait olduğu beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle) 3/6 payı davacı ..., 1/6 payı davalı ..., 2/6 payı davalı ... adına, 105 ada 8, 10 ve 35, 106 ada 6, 123 ada 9, 13 ve 69, 114 ada 36 parsel sayılı taşınmazların (106 ada 6 parsel üzerinde bulunan iki katlı kargir binanın ve diğer parseller üzerinde bulunan fındık ağaçlarının davacı ...'a ait olduğu beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle) 3/6 payı davacı ..., 1/6 payı davalı ... 2/6 payı davalı ... adlarına irsen intikal, taksim, pay satışı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tespit ve tescil edilmiştir.
6.3.2. Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar ... ve ..., davalılar adına kayıtlı çekişmeli payların kendi mirasbırakanları ... oğlu, ...’dan intikal ettiği, bu taşınmazların tarafların müşterek murisi ... terekesine dahil gayrimenkullerden olmadığı iddiasıyla dava açmışlardır.
6.3.3. Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamında değinildiği üzere davacıların, çekişmeli taşınmazların kendi murisleri ...'dan kaldığı iddiasını kanıtladıkları, diğer bir anlatımla davalıların, taşınmazların 1921 yılında ölen kök muris ... oğlu ...'den kaldığı savunmasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
6.3.4. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./2.) no.lu paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, kararın (IV/6.2.) no.lu paragrafında yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı ...’ın yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 284,63 TL onama harcının davalı ...’dan alınmasına kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.