Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4109 E. 2022/1740 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında dere yatağı olarak tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili talebiyle açılan davada, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş ise de, taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı, zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı, taşınmazın dere yatağı vasfını yitirip yitirmediği gibi hususlar yeterince araştırılmadan hüküm kurulması doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPUSUZ TAŞINMAZ TESCİLİ

Taraflar arasındaki kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkin açılan davada bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili ile ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı Atilla Ateş, tapuda adına kayıtlı 141 ada 3 parsel sayılı taşınmaza komşu olup, kadastro sırasında çay yatağı vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazı tapulu taşınmazı ile bir bütün halinde zilyet ve tasarruf ettiğini, lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu ileri sürerek tespit harici çekişmeli taşınmazın adına tescili isteğinde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalı Hazine, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici yerlerden oluğunu, bu nitelikte bir yerin ancak imar ve ihya edilerek, kanunda aranan şartlara uygun zilyetlik sürdürülmesi halinde tescil edilebileceğini, bu nedenle davacı yararına mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiğini, davacının iddiasını ispat külfeti altında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, davacının mülk edinme koşullarını ispat edememesi durumunda, TMK’nın 713/6. maddesi uyarınca taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.

Davalı ..., davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı yararına tescil şartlarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., dava konusu taşınmazın ... ... kenarında ve taşkın sahasında kaldığını, bu nedenle özel mülkiyete konu edilemeyecek devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, TMK’nın 715. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/c maddesi uyarınca bu nitelikte bir yerin tapu siciline kaydının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, teknik bilirkişi raporunda "A", "B", "C" harfleri ile gösterilen toplam 2.620,70 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar Hazine, ... ve ... vekilleri ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Mahkemenin kararı, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.02.2019 tarih ve 2016/5738 E., 2019/1037 K. sayılı ilamıyla; “ Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu düzenlenen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerektiği, Mahkemece yasal ilanlar yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesinin isabetsiz olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 16.10.2019 tarihli ve 2019/113 E. 2019/352 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, teknik bilirkişi raporunda "A", "B", "C" harfleri ile gösterilen toplam 2.620,70 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1 Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, dosya arasında yer alan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu, keşif tutanağında mahkeme gözlemine yer verilmediği, bu nedenle bilirkişi raporları mahkeme gözlemiyle teyit edilmediğinden hükme esas alınamayacağı, davacının zilyetliğinin ekonomik amaca uygun olmadığı, taşınmazın sınırında bulunan derenin etkisi altında olduğu, tüm bu hususlar göz önüne alındığında çekişmeli taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün yerlerden olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.2 Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, bilirkişi raporlarına ekli görüntüler incelendiğinde dava konusu taşınmazın imar ihyası tamamlanarak tarım arazisi halini almadığı, davacının taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı, taşınmaz üzerine alabalık tesisi inşa etmenin ekonomik amaca uygun tarımsal zilyetlik sayılamayacağı, ayrıca taşınmazın dere yatağı vasfında olduğu, bu nedenle zilyetlikle mülk edinilemeyecek nitelikte olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro sırasında dere yatağı vasfıyla tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1 Çekişmeli taşınmazın, yörede yapılan kadastro sırasında ... ...'nın yatağında kaldığı gerekçesiyle tespit harici bırakıldığı, akabinde 1969 yılında dere ıslah çalışması yapıldığı ve çekişmeli taşınmazın sınırında bulunan ... ...'nın nihai yatağına kavuştuğu dosya arasında bulunan müzekkere cevabından anlaşılmaktadır.

6.3.2 Aktif dere yatağında ve etki alanında kalmayan bir yer koşulları mevcut ise niteliğine göre zilyetlik ve imar-ihya yoluyla kazanılabilir. Ne var ki davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının her türlü duraksamadan uzak biçimde bilimsel veriler ışığında ispat edilmesi gerekmektedir.

6.3.3 Dosya arasında yer alan bilirkişi raporları incelendiğinde, çekişmeli taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı, var ise taşınmazın üzerinde sürdürülen zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı ile süresi, davacı yararına mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarını değerlendirmekten uzak ve soyut nitelikte oldukları aşikardır.

6.3.4 Hükme esas alınan ziraat mühendisi bilirkişi raporunda taşınmazın toprak yapısı, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi bilimsel esaslara uygun biçimde değerlendirilmemiş, taşınmazın ne şekilde imar ve ihya edildiği, imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı, taşınmazın ekonomik amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı, özellikle mahallinde alınan beyanlarda taşınmazın dışarıdan toprak getirilmek suretiyle doldurulduğu öncesinde bataklık niteliğinde olduğu beyan edilmesine karşın, bu yön üzerinde durularak taşınmazın toprak yapısının doldurma yapılmak suretiyle değiştirilip değiştirilmediği belirlenmeksizin hangi metot ve dayanakla ulaşıldığı belli olmayan soyut bir kısım kanaate yer verilmiştir.

6.3.5 Öte yandan bir taşınmazın niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresinin belirlenmesi hususunda en etkili metot olan hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, hava fotoğrafları bu hususta liyakati olmayan orman mühendisi bilirkişi tarafından incelenmiş, bu bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor içeriği son derece soyut ve yetersiz olduğu gibi, raporun ekinde hava fotoğrafları ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenmek suretiyle çakıştırma yapılarak çekişmeli taşınmazın durumu hava fotoğrafları üzerinde gösterilmemiş, bu suretle raporu denetim imkanı sağlanmamıştır.

6.3.6 Jeoloji mühendisi bilirkişi raporunun içeriğinde çekişmeli taşınmazın komşu ... ...'nda yapılan ıslah neticesinde, çay yatağı vasfını yitirdiği ve taşkın riski altında olmadığı hususunda kanaat belirtilmiş ise de, mahallinde alınan beyanlardan taşınmazın toprak yapısının dışarıdan getirtilen materyal ile değiştirildiği, öncesinde bu yerin bataklık olduğu hususunda anlatımlara rastlandığı halde bu yön üzerinde durulmamış, gerekirse araştırma kuyuları açılmak suretiyle alınacak karot numuneleri laboratuvar ortamında incelenip toprağın yan kesit dökümü yapılarak, taşınmazın toprak yapısının duraksamasız biçimde belirlenmesi suretiyle aktif dere yatağı olup olmadığı araştırılmadan kanaat belirtildiği anlaşılmaktadır.

6.3.7 Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle; Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi/ mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi evreye ilişkin farklı tarihlere ait en az 3 hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, üç kişilik zirai bilirkişi kurulu ve jeolog bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır.

6.3.8 Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, davacının imar-ihya işlemlerine hangi tarihte başlayıp, hangi tarihte bitirdiği, tarımsal amaçlı zilyetliğin ne zaman ve ne surette başladığı ve sürdürüldüğü gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli, komşu taşınmazlarla mukayeseli mahkeme gözlemi tutanağa geçirilmeli,

6.3.9 Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye hava ve uydu fotoğrafları üzerinden bilimsel yöntemlerle (hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi, hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle) inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın imar-ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve ne zaman tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı,

6.3.10 Ziraat mühendisi bilirkişi kuruluna, çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, kullanım durumunu ve zilyetlik şekli ve süresini kesin olarak belirleyen, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı rapor hazırlattırılmalı, ayrıca raporun denetime elverişli olması için taşınmazın tüm yönlerinden fotoğrafları çektirilmeli

6.3.11 Jeolog bilirkişisinden, taşınmaz üzerinde açılacak araştırma kuyularından alınacak numunelerin laboratuvar ortamında incelenmesi sonucunda taşınmazın önceki ve hali hazırdaki niteliğinin ne olduğu, çekişmeli taşınmazın, dere yatağında kalıp kalmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, derenin etkisi altında kalıp kalmadığı, derenin taşkın riski taşıyıp taşımadığı, taşınmazın jeolojik yönden zilyetlikle mülk edinilmeye olanaklı yerlerden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;

6.3.12. Yukarıda belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılarak bilirkişi ve tanık sözleri bilimsel esaslara göre düzenlenmiş teknik raporlarla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

V. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 Sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 Sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın davalı ...'na iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.03.2022 gününde oy birliği ile karar verildi.