"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda bozulması üzerine, yerel mahkeme tarafından bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı ..., kadastro sonucunda, hali arazi vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilen çekişmeli taşınmazı önceki zilyedinden satın aldığı, taşınmazın eklemeli biçimde kadimden beri kullanılan yerlerden olduğunu, sınırlarının belirgin ve sabit olduğunu beyan ederek, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı ..., davanın makul süre içerisinde açılmadığı, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, Hazine lehine yapılan kadastro tespitinin isabetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
İvrindi Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, 25.02.2015 tarihli, 2014/115 Esas, 2015/43 Karar sayılı kararında, davacı yanın 3402 sayılı yasada belirlenen belgesizden edinilebilecek taşınmazlara ilişkin norm sınırını aştığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yerel Mahkemenin sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 28.02.2018 gün, 2017/5647 Esas, 2018/1362 Karar sayılı kararında özetle, ‘’ davacı ... adına çekişmeli taşınmazın bulunduğu Çakallar Köyü kadastro çalışma alanında belgesiz zilyetlik nedeniyle adına tespit edilen taşınmaz miktarının yasal sınırı aştığı kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonucun dosya kapsamına uygun düşmediği, zira 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 14.maddesinde aynı çalışma alanı içerisinde belgesiz zilyetliğe dayalı olarak bir kimsenin sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar taşınmaz mal iktisap edebileceğinin öngörüldüğü, Mahkemece dosya içerisine getirtilen ve aynı çalışma alanı içinde davacı adına tespit ve tescili yapılan taşınmazların tapu kayıtları incelendiğinde taşınmazlardan 141 ada 278 ve 280, 204 ada 9 parsel sayılı taşınmazların dayanakları tapu kaydı ile davacı adına tespit ve tescil edildiği, belgesizden davacı adına tespit edilen taşınmazların toplam 84.485,87 metrekare miktarında olduğunun anlaşıldığı, şu halde mahkemece, davacı adına kayıtlı belgesiz taşınmaz hesabında hata yapıldığı, kuru toprakta davacının 100 dönümü aşan taşınmazının olmadığı tespit edildiğinden, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri toplanıp, mahallinde yöntemince keşif yapılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi’’ gereğine değinilmiştir.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İvrindi Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bozma ilamının gerekleri benimsenmek suretiyle verilen 25.09.2019 tarihli, 2018/424 Esas, 2019/186 Karar sayılı kararında, çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İvrindi Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, yapılan araştırma ve incelemenin eksik olduğu, keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının isabetsiz olduğunu, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, bu nedenle Hazine lehine yapılan kadastro tespitinin isabetli olduğunu; bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulünün isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1 Zilyetlik, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 973. maddesinde, "Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. Taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması zilyetlik sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Bir şeye malik olmayan kimsenin zilyetliği zamanla o şeyin mülkiyetinin kazanılmasını sağlayabilir. Mülkiyetin kazanılma sebeplerinden biri olan zilyetliğin konusu ancak maddi şeylerdir. Zilyetliğin tanımında da görüleceği gibi, zilyetlik olması için bir şeyin bulunması ve ayrıca o şey üzerinde fiili hâkimiyetin kurulması gerekir (İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.12.1998 tarihli ve 1996/4 E., 1998/3 K. sayılı kararı).
6.2.2 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. "
6.2.3 Malik sıfatıyla zilyetliğin tanımı ise, kodifiye edilen mevzuatta yapılmamıştır. Malik sıfatı ile zilyetlik hakkında öğretide çeşitli görüşler ileri sürülmekle birlikte, zilyedin o malı/taşınmazı sahiplenme, kullanma, idare ve işletme amacıyla hâkimiyetinde bulundurması hâlinde malik sıfatıyla zilyetlikten söz edilebileceği, o mal üzerinde kendi zilyetliğinden başka kişinin üstün korunmaya değer zilyetliğini tanımayan kişinin zilyetliğinin malik sıfatıyla zilyetlik olduğu kabul edilmektedir (Sapanoğlu, Süleyman: Zilyetlikten Kaynaklanan Tescil Davaları, Ankara 2013, s. 297-298; Özmen, İhsan /Çorbalı, Halim: 3402 Sayılı Kadastro Kanunu Şerhi, Ankara 1995, s. 424) .
6.3. Değerlendirme
6.3.1 Kadastro sonucunda, Balya İlçesi, Çakallar Mahallesi çalışma alanında bulunan 135 ada 95 parsel sayılı, 16.485,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hali arazi vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
6.3.2 Bilindiği üzere terk edilmiş dere yatakları, kayalık, taşlık, yol ve yol boşluğu gibi taşınmazlar, ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken; ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler ise aynı Yasa'nın 14. maddesi gereğince iktisap edilebilir
6.3.3 Somut olayda Mahkemece hali arazi vasıflı çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosya kapsamında mevcut delil durumuna göre bu kabule itibar etmek mümkün değildir. Öncelikle dava konusu taşınmazın, Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan ve ekonomik yarar sağlaması mümkün olan yerlerden olduğu belirtilerek hali arazi vasfıyla davalı ... adına tespitinin yapıldığı dikkate alındığında, davacı yanın ekonomik amaca uygun zilyetliğin bulunup bulunmadığı ve zilyetlikle kazanım koşullarının davacı yararına oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılmamış, bu anlamda mahalli bilirkişi ve tanıkların soyut içerikli ve yetersiz beyanları ile taşınmazın ekonomik amaca uygun kullanılıp kullanılmadığı hususunda kendi içerisinde çelişen ziraat mühendisi bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş, zilyetliğin şekli ve süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından istifade edilmemiştir. Böylesine noksan bir araştırma ile varılan sonuç eldeki uyuşmazlığı maddi gerçeğe ulaştırmayacaktır.
6.3.4 Mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle, taşınmaza ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/ mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, ayrıca çekişmeli taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve var ise bu taşınmazların tespitine dayanak belgeler celp edilmelidir.
6.3.5 Dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile teknik bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulunun katılımıyla ile yeniden keşif yapılmalıdır.
6.3.6 Yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, hava fotoğraflarının fotogrametri ve jeodezi uzmanı olan bilirkişi tarafından stereoskop aleti ile incelenmesi suretiyle, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlere göre dava konusu taşınmazın kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığını, hali arazi olarak tespit edildiğine göre taşınmazın hangi tarihte tarım arazisi haline gelmiş olduğunu açıklar mahiyette rapor alınmalı, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın önceki ve hali hazırdaki kullanım durumu, zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tasarruflar ile ne kadar süre sürdürüldüğü açıklar rapor alınmalı, öncesi itibariyle imar-ihyayı gerektirmeyen çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece değinilen bu yönlere uygun araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
V. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 Sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 Sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2022 gününde oy birliği ile karar verildi.