"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacı vekili, müdahil davacılar vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; kadastro tespiti sırasında taşlık olduğundan bahisle tescil harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin, müvekkili tarafından imar-ihya edildikten sonra 25 yıl boyunca dava tarihine kadar kullanıldığını, taşınmazların müvekkiline ait olduğunun herkes tarafından bilindiğini ileri sürerek, müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup olmadığının, özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden ise taşınmazlarda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının Mahkemece yöntemince araştırılması ve yapılacak yargılama sonunda davanın reddine, taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... 23/10/2013 tarihli dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucunda gelinen aşamada, dava konusu taşınmaz bölümlerinin 1956 yılına ilişkin kayıtlara göre mera olduğunun anlaşıldığını ileri sürerek, davanın reddi ile taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Oda Köyü Tüzel Kişiliği tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. MÜDAHALE
1. ... vekili müdahale dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz bölümlerinin Çatalca köyünün sınırları içerisinde olduğunu, davalı olarak gösterilen Oda Köyü Tüzel Kişiliğinin davada taraf sıfatının bulunmadığını, dava konusu taşınmazların davacının tasarrufunda olmayıp Çatalca köyü halkının ortak kullanımında olduğunu ileri sürerek, Mahkemece davanın reddi ile taşınmazların asıl zilyetleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Çatalca köyü halkından ... ve arkadaşları ise, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak müdahale talebinde bulunmuşlardır.
IV. MAHKEME KARARI
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/03/2014 tarihli ve 2010/683 Esas, 2014/199 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, Mahkemece yapılan keşfin yetersiz olduğu, dava konusu taşınmaz bölümlerinin niteliğinin ve üzerilerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresinin ne olduğunun belirlenmesi için yeniden keşif yapılması gerektiğinin anlaşıldığı, bu nedenle 16. celsede davacı ile müdahil davacılar vekiline keşif giderlerinin yatırılması için süre verildiği, verilen süre içerisinde davacı ile müdahil davacılar vekili tarafından keşif giderlerinin yatırılmaması halinde ise keşif delilinden vazgeçilmiş sayılacağı ve dosyadaki mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin ihtar edildiği, ancak süresi içerisinde keşif giderlerinin yatırılmadığı, mevcut delil durumuna göre de davacı ile asli müdahillerin davasının sübut bulmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle; davacının ve asli müdahillerin davasının reddine, Oda Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açılan davanın ise husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili, müdahil davacılar ... ve arkadaşları vekili ile müdahil davacı ... temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10/09/2015 tarihli ve 2014/21638 Esas, 2015/10266 Karar sayılı kararıyla; “Kesin süre sonuçlarının süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için Mahkemece dosyanın keşif için hazır hale getirilmesi, diğer bir ifade ile taraflardan tanık ve diğer delil listelerinin alınması, dayanılan kayıtların varsa celp edilip dosyaya konulması, komşu parsel tutanak ve dayanaklarının getirtilerek dosyanın her yönüyle keşfe hazır hale getirilmesi gerektiği, bundan sonra belirlenecek keşif günü ile ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanıklar ve teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmesi gerektiği, somut olayda ise; Mahkemece mahallinde 01/11/2010 gününde keşif yapılarak yerel bilirkişi ile davacı tanıklarının dinlenildiği, bundan sonra müdahiller tarafından dava konusu taşınmaz bölümlerinin adlarına tescili talep edildiği halde, müdahillerin dayandığı delillerin sorulup dosyanın onlar yönüyle keşfe hazır hale getirilmediği, davalı ... tarafından, taşınmazların öncesinin mera olduğu iddiasında bulunularak haritaya dayanılmış olduğu halde, bu haritanın uygulanması ve mera araştırması yapılması yönünden ispat yükünün Hazineye ait olduğu göz önüne alındığında, keşif giderlerinin Hazine yerine davacıya yüklenmesinin de yerinde olmadığı belirtilerek, öncelikle, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa'nın 1. maddesi uyarınca büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki köylerin tüzel kişiliklerinin kaldırılarak bağlı bulundukları ilçenin mahallesi haline geldiği gözetilerek, dava konusu taşınmazların köy merası olduğundan bahisle davaya müdahale eden Çatalca köyü yerine, Kızıltepe Belediye Başkanlığının ve davada kamu malı mera iddiasında bulunulmuş olması nedeniyle Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığının davada taraf olacağı nazara alınarak, Mahkemece taraf teşkilinin sağlanması, müdahillerden delilleri sorularak bildirdikleri deliller toplanmak suretiyle dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi, bundan sonra ispat yükü kendilerine düşen tarafa keşif giderlerini yatırması hususunda yukarıda açıklandığı üzere usulüne uygun tebligat yapılması, keşif masrafı yatırıldığı takdirde mahallinde keşif yapılarak toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/06/2019 tarihli ve 2016/317 Esas, 2019/712 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamından, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 1956 yılında 24 no.lu Toprak Tevzi Komisyonu tarafından çalışma yapıldığı, dosya arasında bulunan Birmuhanna köyü 3 no.lu Toprak Tevzi Komisyonu paftasında ve komisyonun çalışmalarını gösteren teknik dosya içerisindeki tablendikatif cetvelleri incelendiğinde, 10 ada 1 no.lu mera parselinin dava konusu taşınmazları kapsadığının anlaşıldığı, bir yerin mera olarak nitelendirilebilmesi için yetkili mercii tarafından tahsis edilmesi veya öncesi bilinmeyen bir zamandan beri bu amaçla kullanılmış olması gerektiği, Toprak Tevzi Komisyonunun çalışmaları sonucunda dava konusu taşınmazlar mera olarak nitelendirildiğine göre, bu taşınmazların öncesinin hukuken mera olduğunun kabulünün gerekeceği, tüm bu nedenlerle davacının ve müdahil davacıların davasının reddine, dava konusu taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davacının ve asli müdahillerin davasının reddine, Oda Köyü Tüzel Kişiliğine karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, 103 ada 3 no.lu parselin (A1) harfi ile gösterilen 12.306,29 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile jeodezi ve fotogrometri yüksek mühendisi Burak Çelebi Karagöz ile harita teknikeri Mehmet Yaser Can'ın 28/02/2019 tarihli ve 21/05/2019 havale tarihli bilirkişi raporlarına ekli krokilerde (A1) harfi ile gösterilen bölümün mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına; 103 ada 2 no.lu parselin (A2) harfi ile gösterilen 7.625,69 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile aynı raporlara ekli krokilerde (A2) harfi ile gösterilen bölümün mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına; 104 ada 6 no.lu parselin (B1) harfi ile gösterilen 29.661,63 metrekarelik bölümün tapu kaydının iptali ile aynı raporlara ekli krokilerde (B1) harfi ile gösterilen bölümün mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına; 105 ada 2 no.lu parselin (B2) harfi ile gösterilen 3,152,52 metrekarelik bölümün tapu kaydının iptali ile aynı raporlara ekli krokilerde (B2) harfi ile gösterilen bölümün mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına; 105 ada 14 no.lu parselin (B3) harfi ile gösterilen 41.756,16 metrekarelik bölümün tapu kaydının iptali ile aynı raporlara ekli krokilerde (B3) harfi ile gösterilen bölümün mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili, müdahil davacılar ... ve arkadaşları vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosya arasında bulunan hava fotoğraflarından, dava konusu taşınmazlarda 20 yıldan fazla zamandır kullanım olduğunun anlaşıldığını, taşınmazların hiçbir şekilde mera özelliği göstermediğini, taşınmazlar kadastro tespiti sırasında taşlık olmakla tescil harici bırakıldığı için müvekkilinin iyiniyetli olarak taşınmazları imar-ihya edip kullandığını, 40 yıldır kullanılan bu taşınmazların 40 yıl sonra mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesinin hukukun temel prensiplerine aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
5.2. Müdahil davacılar ... ve arkadaşları vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların mera vasfında olmayıp özel mülkiyete konu yerlerden olduğunu ve dava konusu taşınmazlarda müvekkilleri lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
5.3. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın esası itibariyle doğru olduğunu ancak, vekil eden Belediye ile davalı ... aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, tek bir vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava konusu taşınmaz bölümlerini de içine alan taşınmaz, 1962 yılında Mardin ili, Kızıltepe ilçesi, Çatalca köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılmış, bilahare yargılama sırasında 22/12/2010 tarihinde bu yer 1462 parsel numarasıyla “tarla-taşlık” vasfıyla Hazine adına idari yoldan tescil edilmiş, 2017 yılında bölgede yapılan toplulaştırma çalışmaları sonucunda bu yerde 103 ada 2 ve 105 ada 2 sayılı mera parselleri, Hazine adına kayıtlı 103 ada 3, 104 ada 5, 6 ve 105 ada 4 parsel sayılı “tarla-taşlık” vasıflı taşınmazlar ile toplulaştırma yolları ve kanallar oluşmuştur.
Dava; imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/B maddesi; “Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır. Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler. Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir.”
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesi; “Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanun'un 37. maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.”
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/2. maddesi; “Hazine adına tescil edilmiş taşınmaz mallardan iskan suretiyle veya toprak tevzii suretiyle verilen yerler (işlemleri tamamlanmamış olsa dahi) başka bir şart aranmaksızın, hak sahipleri adına tespit ve tescil olunur. Bu şekilde hak sahipleri adına tespit ve tescil işlemleri gerçekleşinceye kadarki süre içinde evvelce tahakkuk ettirilenler de dahil olmak üzere ecrimisil alınmaz.”
6.2.4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26/1. maddesi; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, Mahkemece uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili, müdahil davacılar ... ve arkadaşları vekili ile dahili davalı ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, dosya kapsamından, dava konusu taşınmaz bölümlerini de içerisine alan ve yargılama sırasında idari yoldan 1462 parsel numarası ile Hazine adına tescil edilen taşınmazın, 1956 yılında Toprak Tevzi Komisyonunca bölgede yapılan çalışma sonucunda Birmuhanna köyü 10 ada 1 parsel numarası ile “mera” olarak haritaya bağlandığı anlaşılmıştır. Bölgede daha sonradan yapılan toplulaştırma çalışmaları sonucunda ise, 1462 parsel sayılı taşınmazdan yeni toplulaştırma parselleri oluşmuş, dava konusu taşınmazların, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A2) harfi ile gösterilen bölümün 103 ada 2 no.lu mera parseli içerisinde, (B2) harfi ile gösterilen bölümün 105 ada 2 no.lu mera parseli içerisinde, taşınmazın diğer bölümlerinin ise tarla ve taşlık vasfıyla Hazine adına kayıtlı bulunan 103 ada 3, 104 ada 6 ve 105 ada 14 parsel sayılı taşınmaz ile toplulaştırma yolu ve kanalı içerisinde kaldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacı ... müdahil davacılar tarafından imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil istemli davanın reddine karar vermekle yetinilmesi gerekirken, davacı sıfatıyla son oluşan tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların mera olarak sınırlandırılarak özel siciline yazılması istemiyle açılmış bir dava bulunmadığı halde, davanın reddi yanında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinde yer alan "hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başkasına karar veremeyeceği" şeklindeki düzenlemeye aykırı şekilde, dava konusu taşınmaz bölümlerinin tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına karar verilmiş olması isabetsiz olup, bozma nedeni ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilmesi gerekmiştir.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekili, müdahil davacılar ... ve arkadaşları vekili ile dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın 4 ila 9. fıkralarının (4. ve 9. fıkralar da dahil olmak üzere) hüküm yerinden çıkarılmasına, hükmün 10. fıkrasına 4 ve devam eden fıkralarına devam eden fıkra numaraları verilerek (10 ila 14 yerine 4 ila 8 numaralar ) kararın bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.