Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4127 E. 2022/2178 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tespit harici bırakılan taşınmazın zilyetliğe dayalı olarak tescili talebi üzerine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup olmadığı ve zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına uygun olarak, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına dayanarak, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olmadığı, davacılar tarafından yirmi yılı aşan süredir zilyetliğinin bulunduğu ve zilyetliğe dayalı iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle tescil talebini kabul etmesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Yerel Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davalılar Hazine vekili ile ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, Van/Merkez ilçesi Abdurrahman Gazi Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1971 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tarıma elverişsiz ve sahipsiz olması nedeniyle tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün adlarına tescilini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ..., taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, 15.07.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfli ile gösterilen 937,30 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar Hazine ve Belediye Başkanlığı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.04.2013 tarihli ve 2013/2774 E. - 2013/3663 K. sayılı kararı ile, “...öncelikle D.S.İ.nin diğer davalılar yanında davaya katılımı sağlanmalı, tescil harici olan taşınmaza ilişkin gazete ilanı yöntemince yaptırılmalı, yörede imar planının ilk defa hangi tarihte yapıldığı ve onaylandığı merciinden sorulup açıklığa kavuşturularak, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten davaya konu taşınmazın imar planına alındığı tarihe kadar zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmeli, mahallinde yerel bilirkişi, taraf tanıkları, fen ve jeolog bilirkişi katılımıyla yeniden keşif yapılarak; davaya konu taşınmazın öncesinin dere yatağı olup olmadığı hususunda konusunda uzman jeolog bilirkişiden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, mevcut ve toplanacak olan diğer deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir... ” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece İlk Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece, davanın kabulü ile 15.07.2011 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen yeşil renk ile taralı 937,30 metrekare taşınmazın davacılar adına müştereken tapuya tesciline karar verilmiştir.

4. İlk Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar Hazine ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

5. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.06.2017 tarihli ve 2015/11198 E. - 2017/4460 K. sayılı kararı ile; “...sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, öncelikle tescil harici olan taşınmaza ilişkin gazete ilanı yöntemince yaptırılmalı, dosya içeriğinden dava konusu taşınmazı 1988 tarihli hava fotoğrafının kapsamadığı anlaşıldığına göre, 1988 tarihinden sonraki en yakın tarihli hava fotoğrafı ve çekişmeli taşınmaza komşu 459 ada 9 parsel sayılı taşınmazın dayanak kayıtları getirtilmeli, HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında taraflara gerektiğinde yeni tanık bildirme hakkı hatırlatılmalı; tarafların bildireceği zilyetlik tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, üç kişilik ziraat mühendisleri kurulu, jeolog bilirkişi ve fen bilirkişisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişteki ve şimdiki niteliği, üzerindeki bitki örtüsü, ne kadar süredir tarım arazisi olarak kullanıldığı, taşınmazın toprak yapısıyla ilgili ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi, 21.01.2015 havale tarihli ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın mera, orman ve tarım arazisi olduğu yönündeki çelişkiyi de giderecek şekilde ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli, jeolog bilirkişiden çekişmeli taşınmazın niteliği ve dere yatağına dahil olup olmadığı hususlarını içeren, fen bilirkişinden ise keşfi takibe elverişli krokili raporlar alınmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesi, niteliği, zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi ve tespit tarihine kadar davacı yararına 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, hava fotoğrafları jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiye tevdi edilerek stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisine dosya üzerinden incelemesi yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz bölümü hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyaya hangi tarihte başlanıp, ne zaman tamamlandığı, taşınmazın tarımsal amaçlı olarak kullanılıp kullanılmadığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsel dayanağı kayıt ve belgeler yerel bilirkişi ve tanıklar eliyle uygulanarak çekişmeli taşınmaz yönünü ne ve kimin yeri olarak okuduğu belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olması halinde çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, keşifteki tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir…” gerekçesiyle bozulmuştur.

6. Mahkemece ikinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 17/10/2019 tarihli ve 2017/627 E. - 2019/284 K. sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, dere yatağı içinde kalmadığı ve dereden edinilmediği, 20 yılı aşan süredir davacılar tarafından üzerine ev yapılarak, meyve ağacı dikilerek ve sebze ekilerek kullanıldığı, hava fotoğrafların bilirkişi vasıtasıyla incelenmesinde 1988 tarihinde taşınmazın imar ihyasının tamamlandığı, bu tarihten dava tarihine kadar davacıların ekonomik amaca uygun zilyetliklerinin 20 yılı aştığı, davacılar lehine zilyetliğe dayalı iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişilerin 28/11/2018 tarihli rapor ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterdikleri 811,55 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

7. İkinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar Hazine ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

8. Temyiz Nedenleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davacılar adına tesciline karar verilen taşınmaz bölümü üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinin hüküm vermeye yeterli olmadığını, tescil koşullarının davacılar yararına gerçekleştiğinin ispatlanamadığını ileri sürerek, mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; eksik inceleme ve araştırma yapıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, dere yatağı içinde kalan taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olmayacağını, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi uyarınca, tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.

9.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca; tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

9.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca; orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına tespit edilir.

9.3. Değerlendirme

9.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve kararın (IV/6.) no.lu bendinde açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiş olmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/03/2022 tarihinde üzere oybirliğiyle karar verildi.