Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4129 E. 2022/2069 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının, hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi aşamasında, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin türüne ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava, hak düşürücü süre nedeniyle reddedildiğinden, davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, ancak bu hususun yargılamanın tekrarını gerektirmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddi ile davalılar vekilinin vekalete yönelik istinaf başvurusunun kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Kadastro sonucu, ..., sayılı taşınmazlar vergi kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle davalılar adına tespit edilmiş, 11.06.1976 ve 12.07.1976 tarihleri arasında askıya çıkarılmış, 30 günlük askıda kalma süresinde itiraz edilmediğinden, tutanaklar 13/07/1976 tarihinde kesinleşmiştir.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmazların evvelinde haricen kendileri tarafından satın alındığını belirterek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; kadastro tespit tarihinden uzun süre geçtikten sonra dava açmanın mümkün olmayacağını, hak düşürücü sürenin dolduğunu, 10 yıllık süreden sonra açılan davanın reddedilmesi gerektiğini bildirmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/970 Esas, 2018/216 Karar sayılı kararında, 3402 sayılı Kanun'un 12. maddesinin 3. fıkrası uyarınca hak düşürücü süreden sonra açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Yerel Mahkeme kararına karşı yasal süresi içerisinde davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişilerce dava konusu taşınmazların müvekkile ait olduğunu, 40-50 yıldır ve hatta daha evveliyatından beri fiili tasarrufunda, zilyetliğinde bulunduğunu beyan ettiklerini, dava konusu taşınmazların evvelki maliklerinin müvekkili ve kardeşleri olduğunu, müvekkil de kardeşleri olan davalıların murislerinden satın aldığına göre bu taşınmazların devri ve temliklerinin harici senetle yapılmasının geçerli olduğunu, Yerel Mahkemece davaya konu taşınmazlara ilişkin olarak dava zaman aşımının doğduğunu ve artık davaya konu edilemeyeceği hususuna dayanarak davayı reddettiğini, 22/a kadastro çalışmalarının 2014 yılında yapıldığını, dava zamanaşımının o tarihte başladığını belirterek, Yerel Mahkemece usul ve yasalara aykırı verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın tapu iptali ve tescil davası olup taşınmazların gerçek değerinin yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda belirlendiğini, vekille temsil edilen davalılar yararına dava değerine göre belirlenen nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücreti olan 2.180,00 TL'ye hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2018/2091 Esas ve 2019/1386 Karar sayılı kararında, Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin dava şartı olduğu ve Yerel Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacıların istinaf talebinin reddine; yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin doğru hesaplanmadığı gerekçesiyle, davalılar vekilinin istinaf dilekçesinin kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin düzeltilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde, delillerin takdiri ve olaya uygulamasında hataya düşüldüğünü, çekişmeli taşınmazlar üzerinde kadastro yenileme çalışmaları yapıldığını ve hak düşürücü sürenin bu tarihten sonra başlaması gerektiğini belirterek, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2018/2091 Esas ve 2019/1386 Karar sayılı kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi tanzim edilmiş tapu kaydına dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. HMK’nın 323, 326 ve 331/3. maddeleri.

3.2.2. A.A.Ü.T madde 7- Görevsizlik, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce karar verilmesi durumunda, Tarifede yazılı ücretin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonraki aşamada ise tamamına hükmolunur.

Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Mahkemece, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğine göre, kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu yönün göz ardı edilmesi isabetsizdir.

VI. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda dava hak düşürücü süreden ret edildiği halde maktu harca hükmedilmesi gerektiği halde, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalı aleyhine nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değil ise de değinilen bu husus yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 7. bendinin iptali ile yerine " Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180,00 TL maktu ücreti vekalet takdiri ile davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine'' cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 14/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.