"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin kararın, davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile vekalet ve harcın yeniden hesaplanması suretiyle verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
Kadastro sonucu ... ili, ...ilçesi, ...Köyü çalışma alanında bulunan 111 ada 48 parsel sayılı taşınmaz ifraz işlemi ile dava dışı 111 ada 86 ve çekişmeli 111 ada 87 parsele ifraz görerek tapuya kayıt ve tescil edilmiştir.
I. DAVA
Davacı, dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ...Köyü 111 ada 48 parsel sayılı taşınmazın zeminde mevcut değişmeyen sınırlarla çevrili olarak en az 1952 yılından beri babası ... tarafından kullanılmakta iken yaklaşık 30 yıl önce babası tarafından satış yapıldığını, diğer kardeşlerin rızası ile yapılan satış işleminden sonra aralıksız 30 yıl boyunca tarafından tasarruf edildiğini, tapudaki kaydın hatalı yapıldığından haberleri olmadığını ancak tarafına ait olan 48 nolu parselin kullanılmaya devam edildiğini, aynı şekilde ...'ın tapu kayıtlarında yanlış yazılmış olmasına rağmen kendilerine ait 1 numaralı parseli kullanmaya devam ettiklerini, babaları ... ve diğer iki kardeş arasında yapılan taksim sonucu 48 numaralı parselin babası tarafından kullanıldığını, 111 ada 1 numaralı parselin de amcası ... tarafından kullanıldığını, kendilerinin de arazideki gerçek ve doğru sınırlara göre dava konusu taşınmazı kullandıklarını, kendilerinden önce de dava tarihinden itibaren geriye doğru 60 yıldan fazla süre babaları ... tarafından dava konusu yerlerin iyi niyetle, malik sıfatıyla, özelliklerine göre ekonomik amacına uygun surette nizasız fasılasız olarak tasarruf edildiğini bu sebeplerle dava konusu 111 ada 48 parselin ... adına, 111 ada 1 numaralı parselin ise ... mirasçıları adına TMK.nın 713. maddesi gereğince tesciline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 27.03.2019 tarihli dilekçe ile davadan feragat etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde beyan ettiği hususların gerçeğe aykırı olduğunu, davacı tarafın dilekçesinde talep ettiği TMK.nın 713. maddesine göre kazandırıcı zaman aşımı ile tescilin koşullarının oluşmadığını, davaya konu taşınmazların tarla niteliğinde olan ve tapuya kayıtlı taşınmazlar olduğunu, tapu kaydı incelendiğinde ... ili, ... ilçesi, ...Köyü 111 ada 48 parseldeki taşınmazın maliki ..., ... ili, ... ilçesi, ...Köyü 111 ada 1 parseldeki taşınmazın malikinin ise ... olduğunun görülebileceğini, bu sebeple açıkça kanun hükmüne aykırı olan davanın usulden reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/03/2019 tarihli ve 2016/1201 Esas, 2019/201 Karar sayılı ilamıyla feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı yasal süresi içerisinde davalı ... ve ... vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı ... ve ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının davasından feragat etmesi nedeniyle davanın ret edildiğini, ancak davacı tarafça taşınmazın belirlenen 175.627,65 TL üzerinden 25.01.2019 tarihinde 2.914,00 TL tamamlama harcının ikmal edildiğini ve davadan feragatın deliller toplandıktan sonra yapılması nedeniyle, harcı tamamlanan dava değeri üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı müvekkileri lehine dava değeri üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken, davalılar lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak nispi vekalet ücreti takdir edilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 14/11/2019 tarihli ve 2019/1657 Esas ve 2019/1732 Karar sayılı kararıyla, Mahkemece tamamlama harcı nazara alınmayarak harç yönünden doğru hüküm kurulmadığı ve davada kendisini vekil ile takip ettiren davalılar ... ve ... lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ikinci kısmının ikinci bölümünün üçüncü kısmında öngörülen oranlara göre hesap edilen nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek, davalılar vekilinin istinaf başvuru taleplerinin kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılarak, davacının davasının feragat nedeniyle reddine ve harç ile vekalet ücreti yönünden düzeltilmiş şekliyle yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, gerçeğe aykırı bilirkişi raporu üzerinden dava değerininin tespit edildiğini ve bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazın Mahkemece göz önüne alınmadığını, vekalet ücretinin bilirkişi raporları ile tespit edilen dava değeri üzerinden tespitinin hukuka aykırı olduğunu, davacının davalılar ile sulh yaptığını, bu durumda vekalet ücretinin nispi olarak belirlenmesinin hukuka ve hakkaniyet ilkesine aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi tanzim edilmiş tapu kaydına dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6100 sayılı HMK`nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtayın yerleşmiş uygulamaları da bu yoldadır.
3.2.2.“Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. madde - (1) hükmüne göre “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümlerinde belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağını imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” Yine 13. maddeye göre “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkemeler için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla tarifenin üçüncü kısmına göre verilir”.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Somut olayda, davacı vekili 27.03.2019 tarihli dilekçe ile ön inceleme tutanağı düzenlendikten sonra davadan feragat ettiğine göre taşınmazın tespit edilen ve harcı tamamlanan 175.627,00 TL değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğrudur.
3.3.2. Dosya içeriğine, kararın dayandığı (V.3.2.) numaralı paragrafta belirtilen yasal ve hukuksal nedenlere göre Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun kararın HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına 28.03.2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
-